Yahya Arıkan

İş Yükü de, Fatura da Mükellefe!

16 Şubat 2012 Perşembe
\n\n\n

Yine bir bildirim yükümlülüğü getirildi. Kısa bir süre önce Resmi Gazetede yayımlanan 413 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre, kurumlar vergisi mükellefleri ile ticari, zirai ve mesleki kazanç elde eden gelir vergisi mükelleflerinin 1 Nisan31 Mayıs tarihleri arasında Mükellef Bilgileri Bildirimini, elektronik ortamda vermeleri gerekiyor.

\n

Bu bildirim ile mükelleflerin kimlik, adres, iletişim, işkolu, bağlı oldukları mesleki kuruluş, işyerinin kiralık olup olmadığı ve mülk sahibinin kimlik bilgileri isteniyor. Bitmedi; ayrıca çalışan sayısı, SGK sicil numarası, brüt satışları/gayri safi hasılatları ve buna benzer diğer bilgilerin verilmesi isteniyor.

\n

Aslında istenen bilgilerin tamamı, vergi dairelerinde bulunan tarih dosyalarında ve mükelleflerce her yıl verilen beyannamelerde yer alan bilgiler. O halde neden tekrar isteniyor?diye soracaksınız.

\n

Sorunun yanıtı ve gerekçesi oldukça basit! Çünkü bunları derleyip toparlamak vergi idaresinin iş yükünü arttırıyor. Ve tabii ki; iş yükünü azaltmanın en iyi yolu mükelleflerin ve meslek mensuplarının iş yükünü arttırmak! Üstelik yasanın bir de bağlayıcı tarafı var. Bilgi verilmez ya da yanlış verilirse VUK mükerrer 355. madde uyarınca özel usulsüzlük cezasıuygulanıyor. Bilmeyenler olabilir mükerrerin karşısında TDK sözlükte şöyle yazar: Sıfat, eskimiş; tekrarlanmış, yinelenmiş. Evet, sıfat eskimiş olabilir ama uygulama yeni! Üstelik İyi ki bu madde var, her şeye uygulanıyor!diye mi düşünülüyor acaba?

\n

Daha önce de bu köşeden sizlerle gelişmeleri paylaşıp Doğru bilgi vermek suç mu?diye sormuştuk. Mal ve hizmet alım-satımlarına ilişkin bildirimi tanımlayan Ba-Bs formlarının düzeltilmesine yani doğru bilgi verilmek istenmesine VUK mükerrer 355. madde uyarınca özel usulsüzlük cezası uygulanıyordu.

\n

Şimdi de zaten vergi idaresinde var olan bilgilerin zamanında verilmemesi ya da yanlış verilmesi halinde veya bu yanlışlığın düzeltilmesi amacıyla yeni bildirim verilmesi halinde mükerrer 355. madde uyarınca özel usulsüzlük cezası uygulanacak.

\n

Özel usulsüzlük cezası uygulanacak ilk çırpıda akla gelen bazı maddeler şöyle:

\n

1- Bakanlık veya incelemeye yetkili olanlar tarafından istenen bilgi veya belgelerin verilmemesi.

\n

2- Tahsilat ve ödemelerin banka, benzeri finans kurumları veya posta idareleri aracılığıyla yapılmaması (bu durumda, bu kurumlar aracı kılınmadan yapılan ödeme tutarının yüzde 5i özel usulsüzlük cezası uygulanır).

\n

3- Beyannamelerin elektronik ortamda verilmemesi.

\n

4- Bildirimlerin zamanında verilmemesi, düzeltme amacıyla bildirim verilmesi.

\n

Açıkça söyleyelim; yeni Türk Ticaret Kanunu hazırlıklarının yoğun bir şekilde sürdüğü bugünlerde, mükellefler ve meslek mensupları için bu türden yükler getirilmesi doğrudeğil. Tüm iyi niyetlerine rağmen bu bildirimleri yetiştiremeyen veya yoğunluk nedeniyle yanlış bilgiler veren mükellefler ve meslek mensupları adına mükerrer 355. madde uyarınca özel usulsüzlük cezası uygulanması adilde değil.

\n

Uygulama mevcut düzenlemeler çerçevesinde, kanuni görülebilir. Ancak vergi idaresinde mevcut olan bilgilerin yeniden istenmesinde bu cezanın uygulanması bizce hukukide değil.

\n\n\n

Kar Tatiline \nTelafi Çalışması

\n\n\n

İster işveren ister işçi olun, kar tatiliolunca iki taraf da bundan etkileniyor. Karın etkisini sürdürmesinin beklendiği bu günlerde, telafi çalışmasına değinmekte yarar olsa gerek.

\n

Telafi çalışmasıyani karşılama, yerine koymaçalışması, çeşitli sebeplerden dolayı işin durması, işyerinin tatil edilmesi veya işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işçinin çalışmadığı süreleri daha sonra çalışması anlamına gelir.

\n

Özellikle ulusal bayram tatil günlerinden önce veya sonra ya da kar, sel gibi nedenlerle işyerinde çalışılamaması durumlarında işyerinin tatil edilmesi halinde daha sonraki günlerde telafi çalışması yaptırılabilmekte.

\n

İş Kanununda fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmayantelafi çalışması şöyle tanımlanır: Zorunlu nedenlerle işin durması. Ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi. Benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi. İşçinin talebi ile kendisine izin verilmesi halleri.

\n

Yapılacak çalışmaya ilişkin şartlar ise şöyledir: İşveren iki ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir. Bu çalışmalar fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmaz. Telafi çalışmaları, günlük en çok çalışma süresini aşmamak koşulu ile günde üç saatten fazla olamaz. Tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz.

\n

Uygulama detayı çok. Örneğin telafi çalışması, kaynağını oluşturan zorunlu nedenin ortadan kalkması ve işyerinin normal çalışma dönemine başlamasını takip eden iki ay içerisinde yaptırılır. Söz konusu iki aylık süre arttırılamaz. Yapılan telafi çalışmasına ilişkin ücret de söz konusu değildir.

\n\n\n

GURBETÇİNİN TÜRKİYE’DE EMEKLİLİK HAKKI

\n\n\n

Gurbetçi iken 1980de Alman vatandaşlığına geçerek bu ülkede emekli oldum ve pembe-mavi kart sahibiyim. 1950 doğumluyum, 1980den önce ise Ankara Belediyesinde memur olarak çalışmıştım. Emekli Sandığından emekli olabilir miyim? M. Duran Şeker

\n

\n

Yurtdışı borçlanması yaparak Türkiyede emekli olabilirsiniz. Son defa memur olduğunuz için Emekli Sandığına göre borçlanabilirsiniz.

\n\n\n

SORU - CEVAP

\n\n\n

Sorularınız için malicozum6ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek cevaplanacaktır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları