Yahya Arıkan

Faizi İndirmeyen Bakanlar Kurulu!

19 Haziran 2014 Perşembe

Son günlerde bir faiz tartışmasıdır gidiyor. Bağımsızlığı kesinlikle sorgulanmaması gereken Merkez Bankası’nın faiz oranları konusunda aldığı kararlar başta Başbakan olmak üzere, hükümet tarafından ağır bir şekilde eleştiriliyor. 
Anımsanacağı gibi mayıs ayı sonunda, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu faiz oranlarını açıkladı. Merkez Bankası’nın kararına göre haftalık repo faizi yüzde 10’dan yüzde 9.50’ye indirildi. Ancak bu indirim başta Başbakan olmak üzere bazı siyasilerce yeterli görülmedi. 
Oysa hükümet faizlerin daha fazla indirilmesini savunurken tamamen kendi yetkisindeki bazı faiz oranlarını ise indirmeyi unuttu! 
Şaşırmayın! Evet aynen böyle oldu ve “zamanında ödenmeyen vergiler için hesaplanan faizin oranı” indirilmedi. 
Şu çok iyi biliniyor ki, zamanında beyan edilmeyen vergiler için gecikme faizi, vadesi geçtiği halde ödenmeyen vergiler için ise gecikme zammı hesaplanıyor. Her ikisinin de oranı aynı. Bu faiz oranı 6183 sayılı kanunun 51. maddesi ile belirleniyor. Son olarak aylık yüzde 1.40 olarak belirlenmiş. Yani yıllık yüzde 16.80’e denk geliyor.

SOSYAL GÜVENLİK 
Gurbetçiye kolay emeklilik mi! 

Son günlerin gündemde olan konularından birisi de torba kanunla yapılan değişiklikler. Torba kanunda gurbetçilerin bazı sorunlarını çözecek düzenlemeler de var.
Türk vatandaşları ile Türk vatandaşı olarak yurtdışına geçiş yapanlara, kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olmaları kaydıyla ve istek doğrultusunda kanun hükümlerine göre sosyal güvenliklerine göre değerlendirilerek işlem yapılıyor. Bununla birlikte Mavi Kart sahibi kişilere de borçlanma hakkı verilmiş oldu.

İşe ilk giriş tarihi
Ayrıca gurbetçilerin önemli sorunlarından birisi de yurtdışında çalışmaya başladıkları ilk tarihin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmemesiydi. Torba kanuna göre, artık uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde akit ülke sigortasına girdiği tarih Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edilecek. Böylelikle özel bir hükümle sigortalılık sürelerini borçlananların akit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilecek.
Yurtdışında geçen sürelerin tamamı veya istenildiği kadarı borçlanılabilecek. Başvuru sahiplerinin kısmi borçlanma taleplerine istinaden yapılacak borçlanma süresinin tespitinde ibraz edecekleri belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınacak. Burada önemli bir eksiklik giderilirken yurtdışı borçlanmasında tarih belirleme hakkı ortadan kalkacağından yüksek maaş sağlayacak dönemler seçilemeyecek. Bunun da düzeltilmesi gerekiyor.


Çalıştığım işyerinden özel
nedenlerden dolayı ayrılmam gerekiyor. Ancak bu arada günlük iki saat iş arama iznimi de işverenin talebi üzerine işyerinde çalışarak geçirmek istiyorum. Bu mümkün müdür?
Faruk Ateş

İş Kanunu’na göre günlük 2 saat iş arama izniniz olup, bu süreyi günlük veya toplu olarak kullanma hakkınız vardır. Ancak işveren yeni iş arama iznini vermez veya eksik kullandırırsa o süreye ilişkin ücret işçiye ödenir. İşveren, iş arama izni esnasında işçiyi çalıştırır ise işçinin izin kullanarak bir çalışma karşılığı olmaksızın alacağı ücrete ilaveten, çalıştırdığı sürenin ücretini yüzde yüz zamlı öder.
Sorularınız için malicozum@ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek cevaplanacaktır.

Ay aydın, hesap belli
Aynı üst ara başlıktaki verdiğimiz atasözündeki gibi öyle anlaşılmayacak bir şey yok, hesap ortada. Bakınız, geç ödenen vergiler için hesaplanacak faizin oranı, öyle düşünüldüğü gibi Merkez Bankası ya da Vergi İdaresi’nin yetkisinde değil. Bu yetki Bakanlar Kurulu’na ait. Ancak Bakanlar Kurulu bu oran üzerinde uzun süredir hiçbir indirim yapmıyor. Yani faizi düşürmeyen bizzat Bakanlar Kurulu.
Son yıllarda uygulanan oranlar ise tablodaki gibi.

Tablo çok net olarak gösteriyor. Bakanlar Kurulu yetkisi olmasına rağmen yaklaşık 4 yıldır bu oranlarda hiçbir indirime gitmiyor. İlginç değil mi?
Daha da ilginci var! Hükümet, Merkez Bankası’nın faiz politikasını eleştiriyor, ancak kendi yetkisindeki geç ödenen vergiler için hesaplanan faiz oranı, Merkez Bankası’nın uyguladığı faiz oranının yaklaşık iki katı.
Başbakan’ın faiz indirimi isteği, elbette bu ülkenin yararına. Enflasyonist baskıları göz ardı edersek, faiz indiriminin yatırım ortamını iyileştirerek ekonomik canlanmaya sebep olacağının herkes farkında.
Ancak görülüyor ki, ilk adımı Başbakan’ın ve hükümetin atması gerekiyor. Tamamen kendi yetkilerindeki gecikme zammı ve gecikme faizi oranları istenirse hızla indirilebilir. Olmadı, en azından Merkez Bankası faiz oranları seviyesine getirilebilir.
Bu adımın yatırım ortamına ve ekonomik canlanmaya etkisi olacağı ise tartışılamaz.
Var mısınız?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları