Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Anonim şirkette hissesi olan iki yıl içinde satarsa gelir vergisi öder
© Anonim şirketlerde senet anlamına gelen geçici ilmühaberlerin elden çıkartılması durumunda, bundan doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun, hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümleri uygulanır. Buna göre; 2006’dan önce edinilen ilmühaberlerin ‘bir yıl içerisinde’; 1 Ocak 2006’dan itibaren edinilen ilmühaberlerin ise edinme tarihinden itibaren ‘iki yıl içerisinde’ elden çıkarılması halinde, elde edilen kazanç, değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi olur.
Türkiye’de faaliyet gösteren anonim şirketlerin (AŞ) yaklaşık yüzde 95’i ‘aile şirketi’ olduğu için Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre hisse senedi bastırmadan muhasebe kayıtlarını tutarlar. Oysa Gelir Vergisi Kanunu’na göre AŞ hisselerinin satılmasından doğan “değer artışı kazancı” vergiye tabidir.
Öncelikle, ‘AŞ’lerde ilmühaber ne anlama gelir’ sorusunu cevaplamak gerekiyor. Anonim şirketlerde geçici ilmühaber; ister hamiline ister nama yazılı olsun, hisse senedinin yerini tutmak üzere, bir ara devre için çıkartılan geçici senetler anlamına gelir. Geçici ilmühaber, gelecekteki hisse senedinin yerini tuttuğu için pay sahipliği haklarını da içeriyor. Ancak geçici olarak çıkarılmalarına rağmen, taşıdıkları pay sahipliği hakları geçici nitelikte değil, kalıcı niteliktedir.
Geçici ilmühaberler; hisse senetleri ile değiştirileceği ve onların yerine geçeceği için, biçim ve kapsam yönlerinden, tıpkı hisse senetleri gibi düzenlenmek zorunda. Hisse senetlerinin ne şekilde düzenleneceği ise, Türk Ticaret Kanunu’nun 413. maddesinde belirleniyor. İlmühaberlerin, hisse senetleri ile değiştirilmesi nedeniyle alınan hisse senetlerinin edinme yani “iktisap tarihi olarak”, ilmühaberlerin elde edildiği tarih göz önüne alınır. Geçici ilmühaber çıkarmak için, herhangi bir kurumdan izin almaya gerek yok. Hisse senedine benzeyen bu ilmühaberler, herhangi bir matbaada bastırılabileceği gibi, bilgisayarda hazırlanıp çoğaltılması da mümkün.
İlmühaberlerin, hukuken bir hüküm ifade edebilmesi, başka bir anlatımla hisse senedi gibi kabul edilebilmesi için, anonim şirketin yönetim kurulu başkanı ve bir üye tarafından imzalanıp, ortaklara “imza karşılığı” teslim edilmesi gerekir.
Geçici ilmühaberlerin elden çıkartılması durumunda, bundan doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun, hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümler uygulanıyor. Buna göre; 2006’dan önce edinilen ilmühaberlerin, ‘bir yıl içerisinde’; 1 Ocak 2006’dan itibaren edinilen ilmühaberlerin ise edinme tarihinden itibaren ‘iki yıl içerisinde’ elden çıkarılması halinde, elde edilen kazanç, değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi olacaktır.
Bu süreler geçtikten sonra elden çıkarılması halinde elde edilen kazanç ise tutarı ne olursa olsun hiçbir şekilde vergiye tabi tutulmayacaktır.
Ancak, elinde basılı hisse senedi veya geçici ilmühaberi bulunmayan hissedarlar alım ve satım arasında müspet fark (kâr) olması halinde vergi avantajından yararlanamayacaktır.
İMKB’de işlem gören AŞ’lerin hisselerinden kazanç sağlayana vergi yok
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem gören anonim şirketlerin hisselerini alıp satanlar kazanç elde edilmesi halinde, hiçbir şekilde vergilendirilmiyor.
Bakanlar Kurulu 2008/14272 Sayılı kararı ile 14/Kasım/2008 tarihinden itibaren elde edilecek kârdan kesilecek stopaj oranını yüzde 0 olarak belirledi.
İMKB’de işlem gören şirketlerin hisselerinin alım satımından kâr elde edilmesi halinde hiçbir şekilde yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ile verilmesi gerekmiyor.
İşverenin tek taraflı olarak çalışanı ücretsiz izne göndermesi yasalara aykırı
Birçok şirket, ekonomik krizde ilk önlem olarak işçi çıkartma yoluna gidiyor. İşçi çıkartmanın hem ülke ekonomisine hem de çalışanlara olumsuz etkisi büyük. Krizin en az zararla atlatılabilmesi için devlete ve işverenlere önemli yükümlülükler düşüyor. Kriz ortamında en büyük sıkıntıyı çalışanlar çekiyor. Ekonomik kriz geçerli bir neden olarak kabul edilmekle birlikte, her zaman feshe son çare olarak bakılmalıdır. İşverenler bu yolu seçmemeli, ekonomik krizin toplumda daha ağır sonuçlara yol açmaması için önlem alınmalıdır.
İşverenin ücretsiz izin hakkı
Birçok işveren, çalışanlarını hukuka aykırı olarak ücretsiz izne çıkartıyor. Oysaki işverenlerin işçisini ücretsiz izne göndermesi yasal olarak mümkün bulunmuyor. İşverenlerin işçilerini ücretsiz izne gönderebilmesine ilişkin olarak İş Kanunu’nda herhangi bir düzenleme yok.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 56. maddesinde, yıllık ücretli izinleri işyerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara istemde bulunmaları ve bu hususu belgelemeleri koşulu ile gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren tarafından dört güne kadar ücretsiz izin verilmesi zorunlu kılınıyor.
Talep eden işçi ücretsiz izin alabilir
İşçi ve işveren arasında yapılan hizmet akdinde veya işyerinde yapılan toplu iş sözleşmesinde ücretsiz izinle ilgili bir düzenleme yapılmış ise bu düzenlemeye uygun olarak ücretsiz izin hakkı kullanılabilecektir. Fakat, bu yönde bir düzenleme yapılmamış ise ücretsiz izinle ilgili olarak işçinin mazeretini belirtmek suretiyle yazılı olarak işverenden ücretsiz izin talebinde bulunması ve işverenin de bu ücretsiz izin talebini kabul etmesi gerekiyor.
Ücretsiz izne gönderilen tazminatı alabilir
Bu yöndeki düzenlemenin aksine, işverenlerin işçinin isteği dışında ve tek taraflı olarak (hangi nedenle olursa olsun) ücretsiz izin kullandırması mümkün değil. İşverenlerin, işçiyi isteği dışında ücretsiz izne göndermesi halinde işçi işverenin bu isteğini kabul ederek ücretsiz izin kullanacak ve bu sürenin bitmesi halinde tekrar işyerinde çalışmaya devam edebilecek. Bu durumda, işçiden işverene yönelik ücretsiz izne ayrılmak istediğini belirten bir dilekçe alınması veya ücretsiz izin formu kullanan işverenlerin bunu doldurarak işçilerini ücretsiz izne çıkarmaları olanaklı olabilir. Söz konusu ücretsiz izin dilekçesi veya ücretsiz izin talep formunun bir fotokopisi ay içinde eksik gün bildiriminin gerekçesi olarak ilgili Aylık Prim ve Hizmet Belgesi’ne eklenerek SGK’ye verilmeli. Ücretsiz izin kullanan işçinin bu sürede başka bir işyerinde çalışmasına yasal bir engel bulunmuyor. Ancak, işçi ücretsiz izne çıkmayı kabul etmeyebilir. İşçilerin bir talebi olmaksızın, işveren tarafından tek taraflı olarak ücretsiz izne çıkarılması iş sözleşmesinin feshi anlamına geleceğinden kıdem tazminatı ödenmesi gerekir. Kıdem tazminatı hesabında işçinin talebi üzerine kullandığı ücretsiz izin süreleri dahil edilmez. Yargıtay’ın kararlılık kazanmış olan uygulamasına göre; ücretsiz izin hizmet akdinin feshi niteliğindedir. Bu konudaki Yargıtay kararları şöyle:
Yargıtay 9.H.D. E.2004/7127 K.2004/25124 T.08.11.2004 sayılı kararı; “davalı işverenin davacı ile birlikte bir kısım çalışanları ücretsiz izine çıkarttığı sabittir. Esasen bu olgu mahkeme kararının gerekçesinde de kabul edilmiştir. Davacı işçinin rızası ve yazılı muvafakati bulunmadan işverence davacının tek taraflı ücretsiz izine çıkarılması eylemli bir fesih olup, dairemizin yerleşik içtihatlarına göre bu durum davacı işçi açısından iş akdinin haksız fesih halini oluşturur ve işçi ihbar tazminatına da hak kazanır. Açıklanan nedenlerle davacı yararına ihbar tazminatının hüküm altına alınması gerekirken, mahkemece bu isteğin reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir”.
***
Yargıtay 9.H.D. E: 2006/19354, K: 2007/4794, Tarih: 21.02.2007 sayılı kararı; “Davalı işyerinde çalışan davacının 31.12.2004 tarihinde işveren tarafından iki ay süre ile ücretsiz izine çıkarıldığı ve 1.3.2005 tarihinde iki ay süre uzatıldığı, davacının bu ücretsiz izinlere karşı çıkmadığı, bu nedenle ücretsiz izine çıkarmak suretiyle işveren tarafından sona erdirildiği hususundaki mahkeme kabulünün dosya içeriğine uygun düşmediği, ancak ücretsiz izin uygulamasının uzun sürmesi sebebiyle işyeri ve iş koşullarının davacı aleyhine değiştiği, davacının dava açmak suretiyle fesih iradesini ortaya koyduğu, bu sebeple akdin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği kabul edilmelidir. Böyle olunca kıdem tazminatının hüküm altına alınması yerinde ise de ihbar tazminatı isteğinin reddedilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalıdır.”
Yurtdışı borçlanması için kesin dönüş yapılmak durumunda
Kısa bir süre sonra İsviçre’den Türkiye’ye dönüyorum. Ben ve eşim çalışma hayatımızı kendi isteğimizle bitirdik. Bu arada, 19.03.2008 tarihinde eşim 25.200 ve ben 17.500 Amerikan doları ödeyerek SSK’ye borçlandık. Türkiye’de bir yıl kadar SSK’ye prim ödediğim için 25.200 dolar borçlanmam gerektiğini söylediler. Emekli maaşımız borçlandığımız tarihten itibaren mi ödenmeye başlayacak? Bize bağlanacak aylık ne kadar olabilir? Nilgün Amus
Yurtdışı borçlanması yapanlara aylık bağlanabilmesi için, kesin dönüş yapılması gerekmektedir.
Soru - Cevap
Sorularınız için malicozum6ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek cevaplanacaktır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Hangi suçlara tutuklama geleceği belli oldu
- CHP'den Tekin hakkında suç duyurusu!
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu