Yahya Arıkan

Afrika'ya Yardıma Vergi Kolaylığı

07 Ekim 2011 Cuma
\n\n\n

Vergi matrahı, yani verginin üzerinden hesaplandığı rakam, elde edilen kazançlardan, bu kazançların elde edilmesi sırasında yapılan harcamalar düşülerek bulunur. Ancak yapılan tüm harcamaları elde edilen kazançtan düşmek mümkün değildir. Yapılan harcamaların elde edilen kazançtan düşülebilmesi için harcama ile kazanç arasında bir illiyet bağının yani bir neden sonuç ilişkisinin bulunması gereklidir. Başka bir deyişle, kazancı elde edebilmek amacıyla yapılan harcamalar vergi matrahından düşülebilir.

\n

Oysaki bağış ve yardımlarınkazanç elde etmeyle bir ilgisi yoktur. Dolayısıyla vergi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir. Ancak bağış ve yardımların sosyal ve insani sebeplerle vergi matrahından indirilmesine ise izin vardır. Bu amaçla Gelir Vergisi Kanununun 89. maddesinde, Kurumlar Vergisi Kanununun da 10. maddesinde düzenlemeler yapılmıştır.

\n

Buna göre, Bakanlar Kurulunca yardım kararı alınan doğal afetler dolayısıyla Başbakanlık aracılığıyla makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamı, kurum kazancından indirilebilir.

\n

Değerli okurlarım bütün bu açıklamalar şunun için önemli. Biliyorsunuz, Türkiye, Afrika kıtasında halkı zor durumdaki bazı ülkelere yardım için önemli bir hamle başlattı. Bu çerçevede pek çok bağış ve yardım kampanyası devrede.

\n

İşte vergi mükelleflerinin yapacakları bağış ve yardımları arttırmak ve teşvik etmek amacıyla gerekli adımlar Bakanlar Kurulunca atıldı. 9 Ağustos tarihinde Resmi Gazetede ilgili karar da yayımlandı.

\n

Böylelikle, Kurumlar Vergisi Kanununun 10. maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 89. maddesinin aradığı şartlar sağlanmış oldu. Afrika kıtasının doğusunda bulunan ülkelere Başbakanlık aracılığıyla yapılacak bağış ve yardımların tamamı vergi matrahından indirilebilir hale geldi.

\n

Anılan bölgelere Kızılay aracılığıyla yapılacak bağış ve yardımların da makbuz karşılığıyla belgelendirilmek üzere tamamının vergi matrahından indirilebilmesi mümkün.

\n

Bağış ve yardımlar Başbakanlık ya da Kızılay aracı kılınmadan genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler ile kamu yararına çalışan dernekler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar aracılığıyla da yapılabilir. Bu durumda ise elde edilen gelirin yüzde 5ine isabet eden bağış ve yardım tutarı vergi matrahından indirilebilir.

\n

Bahsettiğimiz bu bağış ve yardım indirimleri beyanname üzerinde uygulanabilecek indirimlerdir. Yapılan bağış ve yardımları dönem kazancının tespitinde gider olarak dikkate alan mükelleflerin bu tutarları önce kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate almaları daha sonra beyannamenin indirimler kısmında göstermeleri gerekiyor.

\n

Özetle; iyilik hamlesinin yasayla da düzenlenmesi önemliydi umarım yardımlar anlamını bulur ve iyilik kazanmaya devam eder.

\n\n\n

18 yaş öncesi \nsigortalıya \nuyarılar

\n\n\n

Ülkemizde çalışma yaşının düşük olduğu ve yüz binlerce küçük işçinin okul yerine çalışma hayatına devam etmesi üzücü bir gerçek. 18 yaşından önceki sigortalı çalışmanın ve ödenen primlerin emekliliğe etkisi bu anlamda çok önemli.

\n

İşte şimdi bu önemli konuda nelere dikkat edilmesi gerektiğini masaya yatıracağız. 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süreleri, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul ediliyor. Bu tarihten önce ödenen primler ise prim ödeme gün sayıları hesabına dahil ediliyor.

\n

1 Nisan 1981den önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları tescil edilenlerde de, sigortalılık süresi 18 yaşın doldurulduğu tarihten başlıyor. Ancak, önceki çalışma süreleri prim ödeme gün sayısına ilave ediliyor. Bu durum ise 1 Ekim 2008 tarihinden önce sigortalı olan 4/1-(a) sigortalıları için yalnızca yaşlılık aylığı bağlanmasında geçerli olup malullük ve ölüm aylıklarında uygulanmıyor.

\n

Sigortalıların emeklilikte kademeli geçişi düzenleyen 4447 sayılı kanunda yer alan hükümler uyarınca ise aylığa hak kazanmak için 18 yaş uygulamasına bakılmaksızın, ilk işe giriş tarihine göre yaş, prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresi koşulları tespit ediliyor. Bunu bir örnekle açıklamakta yarar var. Örneğin, 1 Ocak 1968 doğumlu erkek sigortalı 17 yaşında iken 1 Ocak 1985 tarihinde sigortalı olarak çalışmaya başlamış olsun. Emeklilik koşulları 1 Ocak 1985e göre belirlenirken, sigortalılık süresi 18 yaşın dolduğu tarihe göre hesaplanıyor. Yine emekli aylığını kazanmak için 1 Ocak 1985 işe giriş tarihine göre 25 yıl sigortalılık süresi, 48 yaş ve 5225 prim gün sayısı aranıyor.

\n\n\n

BABAMIN GAZİ MAAŞINI ALABİLİR MİYİM?

\n\n\n

76 yaşında SSK emeklisiyim. Ölen babam için Emekli Sandığından yetim aylığı alıyorum. Babam ayrıca İstiklal Savaşı gazisiydi ve gazi maaşı vardı. Vefatı sonrası maaşı anneme intikal etti. Annem de vefat ettiği için babamın gazi maaşını alabilir miyim? Güler Korman

\n

İstiklal Madalyası verilen Türk vatandaşlarına hayatta iken belli miktarda aylık bağlanır. Hak sahibinin ölümü halinde bu aylık dul eşe yüzde 75 oranında verilir. İstiklal Madalyası alanların çocuklarına ise gazilik nedeniyle aylık bağlanmaz.

\n\n\n

SORU - CEVAP

\n\n\n

Sorularınız için malicozum6ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek cevaplanacaktır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları