Veysel Ulusoy

Nasıl bir ekonomi?

29 Ocak 2023 Pazar

Seçimle yatıp seçimle kalkan bir toplum haline geldik.

Son zamanlarda da değil sadece, sürekli bir hal aldı durum. Televizyonlarda bu pazar günü seçim olsa lafını her gün duyar olduk neredeyse...

Toplumu yöneten, ekonomik politikaları oluşturan ve yaşam tarzımızı yönlendiren bir yaklaşımla ortaya atılan anketlerle oldu tüm bunlar...

Başımızı kaldırıp da enerjimizi bu batan ekonomiyi kurtarmak için harcamadık. Varsa yoksa seçimi kazanmaktı amaç.

Yeni dönem böyle olmayacak muhakkak. Yeni dönem liyakatli kadroların bilimin ışığında, ülkelerinin çıkarı için çalıştıkları, akılcı ekonomi politikaları ile ülkeyi yönlendirdikleri bir süreç olacaktır.

NE Mİ YAPILACAK?

Akılcı ekonomi politikaları iki kanalla uygulanır. İlki, fazla konuşmayan, gündemi meşgul etmeyen, finansal piyasalarla iyi geçinen ve görevi gereği bazı durumlarda ise şok ile sürprizler yapan bir merkez bankacılığının uyguladığı para politikasıdır. Bu zamana kadar olduğu gibi sadece enflasyonu dizginlemek için değil, aynı zamanda istihdam yaratıcı ve büyümeye katkı sunan bir para politikası, bahsedilen.

Eskiden olduğu gibi dünyadaki gelişmeleri dinamik bir şekilde takip eden, veri analizini sürekli yapan ve modellemelerle para ve istihdam politikası oluşturan çok iyi eğitimli uzmanların çalıştığı bir merkez bankacılığı bahsettiğim.

Tek kişiye bağlı kalmayan, telefon bankacılığı yapmayan bir merkez bankacılığı açıkçası...

Üretim politikaları açısından da durum merkezden beklenenden farklı değil muhakkak.

Ekonominin sadece finansal piyasalarla şekillenmediği, üretimin beklenenden daha fazla artmadığı bir ortamda hem enflasyonun yüksek oranda seyredeceği hem de finansal dengenin kurulamayacağı açıktır.

Bu kapsamda öncelikle sadece devletin yardım ve kredi olanaklarına bağlı bırakılmayacak özel sektör sermaye birikimini sağlamak, bunu yaparken de tarımsal sermaye birikimini ayrıntılı bir şekilde planlamak ve yeri geldiğinde de tüm bu süreçte devletin üretimde ortaklığına bağlı bir politikayı uygulamak esastır. 

Devlet-Köylü İşbirliği Modeli (DEKİM), özü itibarıyla maliyet paylaşımıyla gıda güvenliğini sağlayarak çok hacimli üretim olanakları yaratacak ve yeri geldiğinde de köylerde tarımsal sanayi alanında işletmelerin kurulmasına katkıda bulunacaktır. 

Sürecin en önemli parçası ise uluslararası ticaret ve yeni oluşumlardır. Burada orta vadede öne çıkan en önemli olgu ise ithal ikamesidir.

Bu kapsamda dışa açık ithal ikamesi politikasının öne çıktığı bir süreci hızla başlatarak bunu Avrupa Birliği Gümrük Anlaşması’na entegre etmek ve anlaşmayı da yeniden gözden geçirmek öncelikli politika olacaktır. 

Özetle yapılacak çok iş var... Uzman ve temiz kişi ve kişiliklerle tabii. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çaput 17 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları