Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Girişimci devlet
Bir taraftan devasa yangınlar...
Diğer taraftan daha önce tecrübe etmediğimiz boyutta seller ve kuraklık...
Aynı anda geliyor hepsi, aynı günlerde, aynı coğrafik bölgelerde.
Küresel bir görünüm mü?
Şüphesiz öyle...
Yaşananlar küresel ama bunlara karşı mücadele daha çok yerel.
Devletin ve halkın ortak mücadelesi ile zor da olsa dindirmeye çalışıyoruz yaraları.
Sanki doğa, kapitalizmle birlikte devletin işlerliğini sorguluyor.
Görünen fotoğrafta finans sektörü yangını finans ediyor, işletme döngüsü kısa dönemli getirilere odaklanmış kârlılık peşinde koşuyor, gezegen ısınıyor, kimse aldırmıyor ve en önemlisi de devletler artık yol gösterici değil, kurcalayan ve tamir etmeye çalışan birimler haline gelmiş.
Sadece doğa olaylarında değil, her alanda görüyoruz bu sonuçları ve aslında başarısızlıkları.
Devlet denilen yapı/oluşum böyle durumlarda artık daha etkisiz, daha çaresiz, daha başarısız... Nedenini politik ekonomi uzmanı Mariana Mazzucata, Mission Economy kitabında açıkça belirtmiş... Mazzucata günümüzdeki toplumsal ve ekonomik ilerlemeyi engelleyen, bilinen beş yanlış efsaneyi sıralıyor:
- İşletmeler değer yaratır, devlet sadece riskleri azaltır ve kolaylaştırır (amacı budur).
- Devletin görevi piyasa başarısızlıklarını düzeltmektir.
- Devlet, bir şirket gibi çalışmalıdır.
- Devlet, vergi mükellefleri yerine kaynağı dışarıdan bulmalıdır, böylece sermaye birikimi artar, riskleri azalır.
- Devlet, kazananlar/sermaye sahipleri üzerine yüklenmemelidir.
Tanıdık geliyor değil mi her şey?
Hem de nasıl!
Yığınla yanlışlar yapıldı günümüze kadar. Küresel ekonomi diye başlayan süslü cümlelerle devletin ekonomik ve diğer fonksiyonlarını ya azalttık ya da yok ettik. Devlete yani halka ait tüm değerleri özelleştirme adıyla sattı ve onların pazarlarını da hediye ettik. Diğer bir ifadeyle, özel sektör sermaye birikimine kamu malı devri ile katkıda bulunduk.
Bitmedi daha...
Tüketici, aynı zamanda çalışan ve değer yaratan, firma ve devlet arasındaki bağı kopardık. İlki ve ikinciyi baş başa bırakıp devletin yapıcı desteğini ikinciden yana kullandık. Meydana gelen doğal felaketler ve ekonomik krizlerden sonra çaresizliği slogan ve çoğu zaman da inanç sömürüsü ile kapatmaya çalıştık.
Ama olmuyor artık, işlemiyor sistem. Devletin işlerliğinin bozulmasının tüm olumsuzluklarını, maliyetini ve geleceğin belirsizliğini halk artık iliklerine kadar hissediyor.
O halk, devleti yanında hissetmek istiyor, her yönüyle ve bir ortak olarak...
Üretimde, paylaşımda ve geleceği planlamada.
Not: Gelecek yazımızda bu üç süreci irdeleyeceğiz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Doğum Uzmanından gebelere uyarı!
- Turizm öğrencilerinden çarpıcı yanıtlar
- Babadan Asker oğluna duygusal karşılama
- Dikkat! Kavimler Göçü 2.0 başlıyor mu? Dr. Cenk Özatıcı
- İBB'de yeni uygulama: Ücretsiz HPV aşısı
- Milli Eğitim Bakanı Tekin'den 'mülakat' açıklaması
- Besin alerjisi nasıl tedavi ediliyor?
- 10-16 Mayıs Engelliler Haftası
- Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun konuşma
- Özgür Özel'den 'atama' çıkışı
En Çok Okunan Haberler
- Kılıçdaroğlu'nun eski danışmanı tutuklandı
- Helikopterin düştüğü bölge bulundu
- İran Cumhurbaşkanı Reisi hayatını kaybetti!
- Kiralarda 'yüzde 25 zam sınırı' devam edecek mi?
- Volkan Demirel'den boşanma iddialarına yanıt
- Bir yolcuyla iletişime geçildi
- Kredi kartı ödemelerinde yeni dönem!
- Rıdvan Dilmen'den Fenerbahçe ve Galatasaray iddiası
- Arda Güler'den Villarreal ağlarına 2 gol!
- Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden 'Netanyahu' kararı