Veysel Ulusoy

Beş soru, beş yanıt...

10 Kasım 2019 Pazar

Bilginin, bilimin ve bilim insanlığının temelinde, bilgi ve verilerin sentezi yatar. O sentezlerin sonucunda şekillenen politikalar ile de toplumun demokratik koşullarda, daha yüksek bir yaşam standardı elde etmesi ortamı kurulur ve sürdürülür. Bu politikaları şekillendirilen veri kaynaklarının sağlığının ise onu modelleyen bilim insanlarının yetkinliği ile uyuşması gerekir.

Bugünkü yazımızda, bu uyumu ve önemini soru-yanıt yöntemiyle yalın bir anlatımla açıklamaya çalışacağız.

Hadi başlayalım!

Soru: Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH, ülkenin üretim gücü) nedir, nasıl ölçülür? GSYH ülke refahını tam anlamıyla yansıtır mı?

Ülkenin refah göstergelerinin başında gelen GSYH, ekonomik büyüklüğün en açık göstergesidir. Belirli bir zaman aralığında, tüm ekonomik faktörlerin/aktörlerin (emek, sermaye, arazi, yaratıcılık ve insan sermayesi) sürece katılımı ile üretilen mal ve hizmetlerin piyasa değerinin toplamıdır. Bu hacim dünya ekonomileri arasında konumunuzu ve gücünüzü belirler ama toplumsal refahın bir göstergesi olmayabilir.

Örnekleyelim: Dünya Bankası ve IMF verilerine göre, Türkiye 700 milyarın biraz üzerinde ABD doları GSYH hacmi ile dünyanın en büyük 20’inci ülkesi olurken, 7 bin 600 ABD Doları kişi başı gelirle 86’ncı sırada yer almakta. Diğer bir anlamıyla, dünyanın en büyük ekonomileri arasında olmamıza rağmen, 86’ncı sırada refah seviyesi olan bir toplum yapısına sahibiz.

Soru: Enflasyon nedir? Enflasyon ile fiyat artışları ve hayat pahalılığı arasında bir ilişki var mı?

Enflasyon, fiyatlar genel seviyesindeki yukarı yönlü yüzdesel değişimdir. Ekonomide çoğu etkenin doğru yönde ilerlediği zamanlarda düşük bir enflasyon olasıdır. Böyle durumlarda da enflasyon, hayat pahalılığı göstergesi ile de uyumlu bir davranış ortaya koyar.

İşlerin bozulduğu, oynaklığın arttığı zamanlarda ise, enflasyon ile halkın hisleri yani hayat pahalılığı arasında farklıklar artmaya başlar.

Örnekleyelim: Enflasyon oranının yüzde 10 olduğu bir durumda, varsayalım fiyatlar genel seviyesi yüzde 100 artsın. Enflasyon oranı bu durumda yüzde 20’ye ulaşacaktır. Fiyatı 150 lira olan bir ürünün ortalama yeni fiyatı ise 300 lira olacaktır. Şimdi, bundan sonra da fiyatlar genel seviyesi bir yıl içinde yüzde 8.55 artsın, yani şimdiki enflasyon oranı yüzde 8.55 olsun... Ürünümüzün yeni fiyatı bu durumda 325.65 lira olacaktır. Tüm bu süreçte ise ücretler genel seviyesi %yüzde 5 civarında artıyorsa bunun net sentezi enflasyon oranı düştü ama hayat daha pahalı hale geldi şeklindedir.

Soru: Manipülasyon nedir? Spekülasyon ile ilişkisi var mıdır? Her ikisi de önlenebilen hastalık mıdır?

Spekülasyon dar anlamıyla, bir teoriye dayanmayan, konjonktüre göre risk ve getiri arasında bağ kuran davranış biçimidir, uygulamadır. Manipülasyon ise, sözlük anlamı ile “kendi çıkarları için kullanma”, “kötüye kullanma”, “hile yaparak fiyatları kendi lehine değiştirme”dir. Manipülasyonun kaynağını oluşturan piyasa yapıcılığı ile siyasi kuvvet de üzerinde durulması gereken iki önemli kavramdır.

Manipülasyon suç, spekülasyon suç değildir.

Soru: Fakirleştiren ekonomik büyüme(me) nedir? Bunun uluslararası ticaretteki fiyatlar ile yakınlığı nasıldır?

Ekonomik büyüme gerçekleşirken fakirleşme de ne demek oluyor sorusu bizi uluslararası ticaretteki fiyat oluşumlarına götürür. İhraç ettiğiniz ürünlerin birim fiyatlarının ithalatinkine oranı (yani dış ticaret haddi) azalıyorsa, aynı döviz gelirini elde etmek için daha fazla çalışıyor, daha fazla enerji tüketimi yapıyor, daha fazla makine-teçhizat çalıştıyor ve daha fazla toprak işliyorsunuz demektir bu. Diğer anlamıyla, çok çalışarak, çok üreterek aynı geliri elde etmeye gayret ediyorsunuz, başka ülkelere göre ise fakirleşiyorsunuzdur.

Finansal kriz yılları, 2008 ve 2016, sonrası hafif bir yükselme eğilimi gösteren dış ticaret haddi, 2000’li yılardan bu yana devamlı bir azalma trendi içinde olmuş, 1990’lardaki oranların ise çok altında bir yapıya bürünmüştür. Bu azalmanın en yapışkan hal aldığı sektör ise imalat sanayi olmuştur. (kaynak:https://tr.tradingeconomics.com/turkey/terms-of-trade)

Soru: Veri sağlığı nedir, nasıl ölçülür? Veri sağlığındaki bozukluğun toplumsal maliyeti nedir?

Veri sağlığı, tüm sektörleri, grupları, kısaca toplum davranışını en doğru temsil eden yansız sayılar bütünüdür.

Sebep-sonuç ilişkisi kapsamında yapılan ve yürütülen politikalar toplumsal yapıyı derinden etkiler... 

Özetle, veri sağlığının toplumsal sağlıkla sıkı bir ilişkide olduğunu belirtmek yanlış olmaz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çaput 17 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları