Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Türkiye arada kalıyor

01 Şubat 2011 Salı

Bu tutumu uluslararası kamuoyunda da geniş destek bulan Obama, başkanlığının ilk yılında Tahran'a yönelik önemli jestlerde bulundu. Farsça Yeni Yıl mesajları, uluslarası toplantılarda ABD ve İranlı diplomatların yaptıkları ikili görüşmeler bu çerçevede gerçekleşti.


Araplar da kaygılı

Ancak İran yönetiminin bir taraftan uranyum zenginleştirme işlemine devam ederek nükleer programını ilerletirken diğer yandan balistik füze programlarında çarpıcı mesafe kaydetmesi sadece Washington'daki değil, İsrail ve şaşırtıcı biçimde Arap dünyasında da tedirginliği artırdı.

Bu gelişmeler sonrasında 2010 yılı başından itibaren İran üzerinde baskıyı artırma politikası benimseyen ABD yönetiminin çabaları sonucu, Haziran ayında toplanan BM Güvenlik Konseyi'nde Tahran yönetimi üzerinde yeni yaptırımlar uygulanması kararı aldı. Türkiye, 1929 sayılı bu karara Brezilya ile birlikte “hayır” oyu kullanmakla beraber, BM Sözleşmesine taraf her ülke gibi alınan yaptırım kararına uyacağını da dünyaya açıklamış durumda.


ABD BM kararıyla yetinmedi


Daha önce alınan üç Güvenlik Konseyi kararı gibi dördüncü kararın da İran yönetimini, nükleer programını gerekirse bomba üretecek aşamaya getirme kararlılığından alıkoymadığına inanan Washington, yeni bir adım daha atarak enerji ve bankacılık alanında tek taraflı yaptırımlar uygulama kararı aldı.

Obama tarafından 1 Temmuz'da imzalanarak yürürlüğe giren “Kapsamlı İran Yaptırımları” sadece Amerikan şirketlerini değil, İran ile iş yapan üçüncü ülkelerin enerji ve bankacılık sektörlerini de kapsıyor.


Ankara’dan beklentiler

Bu kapsamda dünya turuna çıkan ABD Dışişleri ve Hazine Bakanlıkları yetkililerinden oluşan bir ekip Türkiye'nin de aralarında bulunduğu birçok ülkeye

İran ile özellikle enerji ve bankacılık sektöründe yapılacak işbirliğinin bu ülkelerin kendi şirket ve bankaları açısından yaratacağı olumsuz sonuçları ayrıntılı biçimde anlattı. Ağustos ayının üçüncü haftası Ankara ve İstanbul'da gerçekleşen görüşmelerde Dışişleri Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası, MASAK, BDDK, Bankalar Birliği ve TÜPRAŞ gibi kurum ve kuruluşlara ABD yönetimi net mesajlar verdi.

“İran’ın silahlanma faaliyetlerinin enerji sektöründen elde ettiği gelirle finanse edildiği” gerekçesiyle yaptırımların ilk ayağının enerji sektöründe yoğunlaştığını anlatan ABD tarafı, İran enerji sektörüne yapılan yatırımların durdurulmasını istedi. Bu kapsama, İran'a işlenmiş petrol ürünleri satan şirketler ile bu ticarete nakliye, sigorta ve finans boyutunda katkı sağlayan şirketlerin girdiğini anlatan ABD yetkilileri, “Bu yaptırıma rağmen İran ile ticareti sürdürme kararlılığındaki Türk şirketleri ve onların hakim ortaklarının ABD ile tüm ticari ilişkilerinin kesileceği” uyarısını yaptı.


Bankalara sıkı takip

ABD yönetiminin Ankara'dan ikinci talebi ise Türk finans sektörünün İran bankalarıyla ilişkilerinin çok sıkı denetim altına alınması yönündeydi. Silahlanma faaliyetlerinin finansmanında etkili olduğunu tespit ettikleri 5 İran bankası ile iş ilişkisine giren her Türk bankasının ABD ile tüm bankacılık ilişkisinin kesileceğini hükümete ve Türk bankacılık sektörünün temsilcilerine anlatılırken, “Bunun Türk bankalarının uluslararası saygınlığını sarsacağı” uyarısı da ihmal edilmedi.

ABD, yasaklı bankalarla ilişkilerin kesilmesi talebinin yanısıra, İran ile yürüyen ticarete ilişkin para trafiği için de bir denetim mekanizması kurulmasını istedi. Bu konuda, her para transferinin onaya tabi olduğu AB modelini tavsiye etmekle beraber son kararı Ankara'ya bıraktılar.


Önce TÜPRAŞ uydu

AKP hükümetinin ABD'nin taleplerine resmi tepkisi “Biz BM yaptırımları dışında ülkelerin bireysel yaptırım kararlarına uymayız” şeklinde oldu. Ancak ABD heyeti ile görüşmelerin ardından İran ile iş yapan şirket ve bankalara durumun ciddiyeti aktarılarak, “Bundan sonra İran ile iş yapmaya devam ederseniz, ABD ile iş yapma imkanınızın kaybolacağını bilin” uyarısı yapıldı.

ABD'nin tek taraflı İran yaptırımları en çok TÜPRAŞ üzerinde etkili oldu. Yılın ilk aylarında İran'a önemli miktarda ihracat yapan TÜPRAŞ, ABD'nin tek taraflı yaptırım kararının ardından bu ticareti bıçak gibi kesti. İran ile önemli anlaşmalar imzalama hazırlığındaki TPAO da girişimlerini askıya almış durumda.

İran'ın Türk bankacılık sektöründe bir miktar parası olduğu bilinmekle birlikte Tahran yönetimini özellikle AB'nin uyguladığı yaptırımların kıskaca aldığı belirtiliyor. ABD'nin yasak kapsamında yer alan Bank Mellat'ın Türkiye'de üç şubesi var. ABD kaynakları, Bank Mellat'ın şubeleri ile işlem yapan Türk şirketlerinin de ABD'nin yaptırımları kapsamına girdiğinin altını çiziyor.

İran'ın Türkiye'de banka alma arayışları da Washington tarafından yakından takip ediliyor. ABD'nin yasaklılar listesindeki bir İran bankasının böyle bir girişimde bulunması durumunda, satın alınacak bankanın ABD yaptırımları kapsamına gireceği dünya finans kurumlarıyla iş yapamaz hale geleceği uyarısı yapılıyor.


Henüz yaptırım uygulanmadı

Temmuz başında yürürlüğe giren Kapsamlı İran Yaptırımları Yasası çerçevesinde ABD tarafından yaptırıma uğrayan Türk şirketi ya da bankası da bulunmuyor. Bunun nedeni, yasanın uygulanması sürecinde gerekli diğer yasal mevzuatın henüz hazır olmaması. Aylar sürecek bu hazırlık tamamlandığında ABD yönetimi göndereceği yeni heyetler ile Ankara'yı ve iş dünyasını bir kez daha bilgilendirecek.

Türkiye “İran bizim komşumuz. Irak krizinde en büyük zararı biz gördük” diyerek kendisinin istisna tutulması gerektiği yönünde mesajlar verse de, ABD yönetimi bu tür istisnalara izin vermeyeceğini ve yaptırımların tavizsiz uygulanacağını Ankara'ya hissettirmiş durumda. Gelişmeler ışığında, İran ile ABD arasındaki 'bilek güreşi'nden, en çok etkileneceklerin başında İran ile milyarlarca dolarlık ticaret hacmi bulunan Türkiye ile Türk enerji ve bankacılık sektörlerinin gelmesi kaçınılmaz görünüyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları