Utku Çakırözer
Utku Çakırözer ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

"Pişman olacaklar"

10 Eylül 2010 Cuma

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, 13 Eylül sabahı CHP’nin karışacağı yönündeki açıklamalarına “Başbakan komşunun evini gözleyip dedikodu yapan insan gibi. Sana ne CHP’nin içinden” diye tepki gösteren Baykal, Erdoğan’ın genel başkanlıktan ayrılışını anımsatan sözleri için de, “Saygısız bir üslubu var. Bu üslubu, hırçın yaklaşımı giderek tepki çekmeye başladı. 10 parmağında on yağlı kara önüne gelene kara çalıyor” dedi.

Baykal, sorularımıza şu yanıtları verdi.

- Antalya mitingini nasıl değerlendiriyorsunuz?


- İyiydi, güzeldi. AKP’ninkinden kat kat daha iyiydi.

‘Hayır başbakanın siyasi hayatını bitirir’

- Başbakan Erdoğan’ın sizin genel başkanlıktan ayrılışınızı anımsatan sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Bu referandumda ‘hayır’ çıkarsa Başbakan’ın siyasi hayatı bitecek. Bunu bildiği için rahatsız oluyor. Şimdi çıkacak bir ‘hayır’ önümüzdeki seçimde kesin iktidar değişimi demek. Parlamento çoğunluğunu yitirince Başbakan ağır sorumluluklarla karşı karşıya kalır. Kaybederse her şeyi kaybedecek. Bunun fark edilmesi onu rahatsız ediyor. Kendisi için hayat memat meselesi oluşunu da hemen üslubuna yansıtıyor. Söylenenlere cevap vermek yerine, çok yakışıksız üslupla tehdit ediyor. ‘Komployla çekip gitmiş hâlâ konuşuyor’ diyor. ‘Anlaşılan gerekli dersi almamış’ der gibi dolaylı bir tehdit de var. Başbakan’ın bu üslubu Türiye’de önemli bir sorundur. Saygısız bir üslubu var. Bu üslubu, hırçın yaklaşımı giderek tepki çekmeye başladı. Referandum kampanyası 10 gün daha uzasa kesinlikle ‘hayır’lar açık ara önde çıkar. Çünkü devletin imkânlarını kullanarak, olağanüstü harcama yaparak, her türlü baskı ve sindirme girişimini uygulayarak yürüttüğü kampanya geri tepmeye başladı. Vatandaşlar ‘Bunun altında ne var? Nasıl bu kadar harcama yapılabiliyor’ diye sorguluyor bu kampanyayı. Başbakan inandırıcılığını kaybetti. 10 parmağında on yağlı kara önüne gelene kara çalıyor. Ülkeyi kucaklayacak, herkese hakkını verecek tarihi birikimini sahiplenecek anlayışa sahip olmadığını gösterdi. Tarihiyle, değerleriyle kavgalı. Tüm bunları referandum uğruna istismar için gündeme taşıyor. Bir problem adam haline geldi, çirkinleşti.

‘Evet çıkarsa Ergenekon düzeni yaygınlaşır’

- Yargıda yapılacak değişikliklerin sonuçları ne olacak?


- Evet çıkarsa imzasız ihbar mektupları ile işadamları, aydınlar, gazeteciler, esnaf, inançlarının gereğini yüksek sesle söyleme alışkanlığına sahip herkes tehlike altında olacak. Herkesin başına çorap örülecek. Ergenekon düzeni yaygınlaşacak. Bilinçli olarak haksızlık yapan uygulamaların içinde sorumluluk üstlenmiş hâkim ve savcılar için takibat yapmak imkânsız olacak. Siyasetçiler ile bazı hukukçular ele ele vererek toplumun her kesimine çok büyük sıkıntılar yaşatabilecek. Demokrasi ve hukuk düzeni güvence düzenidir. Yanlış yapması ihtimali karşısında herkes temel hak ve özgürlüklerinin tehlikeye girmeyeceğini biliyorsa orada demokrasi vardır, hukuk devleti vardır. Hâkim de savcı da yanlış yapabilir. Onlara karşı eğer yeterli karşı mekanizma işliyorsa adil yargı vardır. Ama siyasetçi ile bir kısım yargı mensubu el ele verdiği anda herkesin başına her şey gelir. Ve gelenlerin hesabı da sorulamaz. Tabii bir de Başbakan’ın ‘Beni farklı mezhepten yargıçlar mahkûm etti’ sözleri çok tehlikelidir. Hukuku bir etnik tartışma zeminine, anayasa değişikliğini de etnik ayrışma zeminine taşıyacak kadar gözü kararmış bir Başbakan ile karşı karşıyayız.

- Başbakan her konuşmasında 13 Eylül’de CHP’nin içinin karışacağı iddialarını ortaya atıyor?

- Bu söyleyecek sözü olmayan insanların başkalarıyla ilgili özlemleri. Başbakan komşunun evini gözleyip dedikodu yapan insan gibi. Bunu siyaset üslubu haline getirdi. Zaten telefon dinlemeleri, insanlar hakkında komplo kasetleri hazırlamak, bunların siyasi amaçla tedavüle sokulması yaşanıyor. Başbakan böylesine yakışıksız çirkin bir siyaset üslubunun adamıdır. Aynı üslup kendisini CHP ile ilgili spekülasyonlar yapma noktasına vardırdı. Sana ne CHP’nin içinden? Sen işine bak. Sen bizim söylediklerimize yanıt ver önce. Neden maddeleri ikiye ayırmadın, yargı maddelerini ayrı oylatmadın? Demokratikleşme diyorsun neden Adalet Bakanı hâlâ HSYK’de duruyor? Niye YÖK duruyor? Niye dokunulmazlıkları kaldırmıyorsun?

- Kararsız olanlar belirleyici olabilir. Bir mesajınız var mı?

- Bu oylamada ‘Hayır’ diyenler yakalarına şeref madalyası takmış gibi onur duyacaklar. Yaşamları boyunca kendileri ve çocukları onur duyacak. ‘Evet’ diyenler ise bir süre sonra pişman olacak. Daha da uzun bir süre sonra ‘Ben zaten oy vermedim’ diyecekler. Biz bunu 12 Eylül’de gördük. Yüzde 90 oyla geçti. Şimdi ara ki oy vermiş birini bulasın. Parti olarak destekleyenler vardı. Milli Selametçiler mesela. Bir bölümü AKP’nin bir bölümü SP’nin içinde şimdi. Şimdi bakıyoruz hepsi karşı.

- Paket için neden ‘tuzaklı’ diyorsunuz?

- Bu paketin bir başka temel zafiyeti dürüst olmayan bir paket olması. Açık, net, samimi paket değil. Bu gizli bir anayasa tasarısı. AKP’nin özel işi. Eğer samimi olsalar herkesin üzerinde mutabakat sağlayabileceği 24 maddeyi birlikte Meclis’te geçirirdik. Kalan yargıyla ilgili iki konuyu da demokratik tartışmanın gereği olarak halkoyuna götürürdük. Ama illa o hepsini bir araya koyacağım anlayışı samimi değildir. Yargı bağımsızlığını tehlikeye atacak, siyaseti yargıya egemen kılacak bu kadar tartışmalı sorunlu bir olay.

- Paketin 12 Eylül’le hesaplaşma olarak sunulmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- AKP’nin 12 Eylül’le ilgili söyledikleri aldatmaca. Milletin zekâsına saygı göstermeyen bir kampanya. Herkesi kör, âlemi sersem zannediyorlar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları