Bir korku filminin dekorundaydım sanki...

Hani, çocuklar lego kentler inşa edip sonra bir çırpıda dağıtırlar ya!

Küçülmüş ve öyle bir enkazın içine girmiştim.

99 Gölcük depreminde haber ekibi olarak bölgeye ilk ulaşanlar arasındaydık.

Caddeler moloz yığınları, koltuk takımları, uçuşan perdeler, türlü ev eşyaları ve otomobil parçaları ile doluydu.

Apartmanlar, önlerinde park eden araçların üzerine devrilmiş, bazıları olduğu yerde tüm kolonları un ufak olarak çökmüştü. Yıkılan duvarların üzerinde hâlâ asılı duran aile fotoğrafları, fotoğraflarda gülümseyen yüzler, çocuk odalarından saçılmış oyuncaklar... Bizi dehşet, korku ve şaşkınlık içinde bırakmıştı.

Hele o çığlıklar... Dümdüz olmuş binaların üzerine çıkıp yakınlarını arayanlar...

Gece gelen kâbusun şoku ile ağlamayı bile günler sonra hatırlayan korku dolu gözler...

Hafızama ve hatırama kazındı o günler... Aylarca bölgede kalıp canlı yayınlar yaptık. Kurtarma çalışmalarını, her biri roman olacak insan hikâyelerini, deprem gerçeğini dünyaya anlatmaya çalıştık.

Deprem sonrasında kurtarma çalışmalarına ve yardım kampanyalarına destek veren insanımızın yüksek vicdanına da tanık olduk, yağma için gelen vicdansızlara da!

Mehmetçik depremde de kahramandı!

O kabus günlerde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin büyük bir disiplin içinde deprem alanında nasıl örgütlendiğini, Mehmetçiğimizin çadırları, sıcak yemeği, doktor hizmeti ve kurtarma çalışmalarındaki başarıları ile nasıl kahramanlaştığını da haberlere konu ettim.

İstanbul’da olası depremde yine ilk müdahaleyi TSK yapabilirdi. Çünkü Gölcük’te de tanık olduğumuz gibi, insanlar kamu görevlisi de olsalar, haklı olarak önce kendi ailelerinin telaşına düşüyorlar.

Ancak AKP, 15 Temmuz sonrası askeri birliklerin Trakya’ya taşınmasına karar verdi. Yani deprem sonrasında kent içinde ve yakınında felakete müdahale edecek askeri birlikler olmayacak.

Daha önce askeriyeden devlete geçen alanlarda korkunç bir yapılaşma yaşandı. Darbe girişimi öne sürülerek İstanbul’un son yeşil alanları da TSK’nin denetiminden çıkarıldı.

Böylece deprem anında can kurtarmak ve yağmaya karşı güvenlik için büyük önemi olan askeri birlikler uzaklaştırıldı... Son yeşil alanlar AKP’nin beton ekonomisine malzeme yapıldı!

20 yıl önce Gölcük’te, adeta küçülmüş ve bir korku filminin dekoruna girmiştim.

Ancak AKP ile birlikte bir başka film başladı... Deprem toplanma alanlarına binalar diken, deprem vergilerini farklı amaçlar için harcayan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde rant için 8 bin kez toplanırken, deprem için 80 kez bile bir araya gelmeyen zihniyetin sarsıntılarını yaşıyor memleket...

20 yıldır duyarsızlığın, kent yağmasının, rantın çöküntüsünü...