Tuncay Mollaveisoğlu

Erdoğan’ı cendereden erken seçim kurtarır

11 Ağustos 2021 Çarşamba

Devlette para yok... Döviz yok... Hükümet ne tarafa dönse her tarafı açık...

Hazine tamtakır, Merkez Bankası sıfırı çoktan tüketti.

Hayat hiç olmadığı kadar pahalı...

Çalıştığı halde yoksulluk girdabında boğulan milyonlarca insan, Cumhuriyet tarihinin en ağır bunalımını yaşıyor...

İşsiz olanların günlük cehennemini siz düşünün!..

*

Ucube sistem her sorunu çözecekti, tüm sorunların kaynağı haline geldi!

Ekonomide sıkışan ve seçimlerin “normal şartlarda” kaybedildiğini gören iktidar, Türkiye’nin ulusal çıkarları üzerinden pazarlık yapıyor!

ABD’nin elinde Halkbank dosyası, Zarrab itirafları var...

Başka?

Ankara, karapara aklamak suçundan Avusturya’da tutuklu Sezgin Baran Korkmaz’ı ABD’ye teslim edilmeden Türkiye’ye getirmek istiyor.

Korkmaz’ın milyonlarca doları, Zarrab örneğinde olduğu gibi “üst düzey” ilişkiler olmadan aklaması imkânsız... Bu ilişkilerin deşifre olmasından birileri fena halde tedirgin...

Başka?

ABD’nin elinde dünyanın tüm bankalarındaki parayı, mal varlıklarını takip eden bir projektör var... Ve o güçlü ışığı, Türkiye’yi yöneten isimlerin üzerine tutması an meselesi...

*

Böyle bir cenderenin içinde iktidar, Türkiye’nin çıkarlarını nasıl savunabilir?

AKP, ABD’nin planları doğrultusunda;

- Türk askerini Afganistan’a bekçi yaptı.

- Milyonlarca kaçağı yurda doldurdu, ortaya çıkan milli güvenlik sorununu zerre önemsemiş görünmüyor.

- Türkiye’yi mülteci kampına çevirdi. Huzursuzluk bombasını mahallelerin kalbine yerleştirdi...

Neden? Kredi muslukları kapanmasın, kozlar masalara saçılmasın diye...

*

Kötü yönetim, cehalet, ego, devlet aklının ve kültürünün dışlanması, anayasal kurumların çürümesi, hukukun ortadan kaldırılması, demokrasinin askıya alınması, TBMM’nin içinin boşaltılması...

ABD, Türkiye’deki liberal ve siyasal İslamcı etki ajanları ile birlikte tek adamlık sistemini yarattı.

Ve tek adamın, dışarda ne sözler verdiğini biz ancak uygulama sırasında görebiliyoruz... Afganlar sınırdan girdiklerinde, Esad düşmanlığını savaş başladığında, Kâbil’e asker gönderildiğinde haberimiz oluyor...

Devlet değil, muz cumhuriyeti...

Olası bir erken seçim, hem tek adamın cendereden kurtuluşu olacak hem de Türkiye’nin önü açılacak...

Gözler Devlet Bahçeli’de...

ORMAN BAKANLIĞI’NA YANITLARIM 

Orman Bakanlığı, THK uçakları ile ilgili yazı ve açıklamalarıma yanıt vererek yalanlamaya çalışmış. Oysa çok net ifade etmiştim. Şimdi tek tek bakanlığa yanıt veriyorum.

*

“Yangın söndürme işi özelleştirildi.”

Bakanlık, “Böyle bir şey yok” diyor. Yangın söndürme işini bakanlık ne ile yapıyor? Uçak ve helikopter ile... Nasıl temin ediyor? 2019 yılında THK’yi devre dışı bırakarak özel sektöre ihaleler yolu ile...

Yani neymiş gerçek; yangın söndürme işini özelleştirmişsiniz... Size ait bir hava filosu olmadığına ve bu işi onlarsız yapamadığınıza göre uçak ve helikopter için ihaleye çıkıp özel sektörü işe dahil ettiğinize göre bu alanı özelleştirmiş, piyasalaştırmış oluyorsunuz.

Mesele bu kadar net... Yapmanız gereken şuydu; nasıl ki Saray’a ve bakanlıklara özel uçak filoları kuruyorsunuz, Orman Bakanlığı için de uçak ve helikopter filosu satın almaktı. Bunu yapmadınız. Tersine bu açığı uzun yıllardır büyük tecrübe ve birikim ile kapatan THK’yi devre dışı bıraktınız. THK uçaklarını hangarlarda yatırdınız. Ormanlar yanarken uçaklar yattı... Bu kadar açık...

*

Bakanlığın bir başka yanıtı da şu oldu: “THK bakanlığımıza bağlı kurum değildir ve bakanlığımızın vakıfları ve özel şirketleri destekleme gibi görevi, sorumluluğu yoktur.”

Evet, ben de tam bunu söylüyorum zaten... THK, Atatürk’ün Türk havacılığının gelişmesi için kurduğu, Cumhuriyetin gözbebeği bir kurumdur. THK, misyonuna uygun şekilde uzun yıllardır sadece Türkiye’nin değil, bölgenin en etkili, yetkin, profesyonel yangın söndürme gücü olmuştur. Türk pilotlarının ve teknisyenlerinin büyük başarısıdır. 

Siz Atatürk’ün mirası olan THK’yi, kurban derisi bağışlarında tarikat ve cemaatlerin “rakibi” olan kurumu yok ettiniz. “Özel şirketleri destekleme sorumluluğumuz yok” diyorsunuz ama helikopterleri ve Rus uçaklarını özel şirketten kiralıyorsunuz?

*

“2021 yılında 3 amfibik uçak ve 2 helikopter THK’nin pilot ortak olduğu iş ortaklığından kiralanmıştır” diyorsunuz. Doğrusu şu: THK’nin elindeki uçaklara hem hurda deyip hem kiralamanız mümkün değil. Peki, söz ettiğiniz 3 uçak ne? Rus uçakları...

THK’den uçak kiralamadınız, Rus uçaklarını uçurabilmek için THK’nin lisansını kullanıyorsunuz... Ama sanki THK’den kiralama yapmış gibi yine gerçeği büküyor halka doğruları söylemiyorsunuz.

Orman yangınlarında helikopterlerin uçaklardan daha etkili olduğunu yazmışsınız. Buna yanıt bile vermiyorum. Çünkü bilimsel değil... Yerli Yabancı tüm yangınla mücadele uzmanları tersini söylüyor...

*

“THK uçaklarını 100 litre şartı ile dışarda bırakmadık” diye yazmışsınız. Kendi yaptığınız ihale ile çelişiyorsunuz. İhalede “5 bin litrenin üzerinde uçaklarla çalışacağız” diye yazıyor. THK uçakları 4 bin 900 litre kapasite ile çalışıyor. THK’nin ihaleye girememe nedeni bu!

*

Diyorsunuz ki CL 215’ler zaten 3-4 ton su taşıyabiliyor. Uçakların taşıma kapasitesi sizin “tahmininizde” değil, kullanım kılavuzunda yer alıyor. Yani ihale şartnamesinde lafa değil, uçağın kapasitesinin ve özelliklerinin yazdığı belgeye bakılıyor.

Sözün özü, deveye sormuşlar neden boynun eğri diye...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Seçimin ardından 29 Mayıs 2023

Günün Köşe Yazıları