Trump’ın Kudüs kararı yenilgisine bu ülkeden sevinmemiş insan çıkmış olabileceğini sanmıyoruz. Uzun yıllardan bu yana ilk kez ortak sevinç, değerlerde buluşmuş sayılırız. Yandaş medyanın “Dünya Trump’tan büyük” sevinçli başlıklarına, Erdoğan başta, Başbakan, Dışişleri Bakanı İktidarlarının açıklamalarına, insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni, antiemperyalizm savunucularının öncelikli desteği söz konusu.
AKP genel başkanı kimliği öncelikli Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Sayın Trump, Türkiye’nin demokrasisini, iradesini dolarlarınızla satın alamazsınız” uyarısına itirazımız olabilir mi? İktidarlarının Başbakan, sorumlu bakanlar, oylamaya katılan Dışişleri Bakanı açıklamalarında “güçlü olmak haklı yapmıyor..” olarak özetlenebilecek durum saptamalarına hak vermemek olanaksız..
Meclis’teki bütçe görüşmeleri içeriklerinde ortaya çıkan tartışmalardan da en güncel örnekleriyle görülebildiği üzere; ülkemizde fiili İktidarları gücü, KHK’lerin kullanılması başta, eğitimde, sağlıkta, Diyanet hizmetleri, yargının, tüm kamu hizmetlerinin yürütülmesi alanlarında.. siyasal İslamcı partizanlıkları kayırma içerikli, sivil darbe hukuku işleyişleriyle, çoğunluğun yaşamını karabasana çeviren haksızlık, hukuksuzlukların katlanarak, bir diğeri ile yarışan ölçeklerde ülkenin geleceğini karartan boyutları ile yüz yüze kalınmasa...
Cumhurbaşkanı Erdoğan kimliği ile, BM’deki Kudüs oylaması sonucundan haklı siyaseten de övünme payı çıkarırken “Trump yönetiminin, talihsiz kararından bir an evvel dönmesini bekliyoruz” çağrısına itirazımız olabilir mi? Çok güncel, çok yalın bir siyasal yatırım içeriği de olan taşaron çalıştırmanın kaldırılması ortak iradesi, kararı üzerinden yapılmak istenilene bir baksanıza? Muhalefet söz veriyor, adil bir uygulamanın zamanında yetiştirilmesi için elden gelen yapılacak, gereken yasal düzenlemelere dönük eksiksiz, hızlı destek verilecek? KHK’lerle hukuksuz geçirme direnci neden? Ayırımcılık, haksızlık, hukuksuzluklara yargı yolunu kapatmaya dönük mü? Bugüne kadar konunun tarafı emek cephesi, sendikalar yeterince devre dışı bırakılmamış gibi, yine bugüne kadar pek çok icraatlarında aralarından su sızmamış sendikal yapılar, konfederasyonlardan bile kaçırılarak nasıl bir uygulanma niyeti, hukuksuzluklar gündemde?

***

Dün durum ve ahvaller üzerinden yürek sızlatan bir bireye dönük uygulamanın kameralara yansımış görüntülerinin haberi ile ürperdik. İstanbul Belediyesi’nde belediye zabıtasının görevlerini yaparken adil uygulamalardan sorumlu başkan, nedenini bilemediğimiz bir öfke ile bir zabıta görevlisini döve döve bayılttı. Üstüne üstlük yakın tarihten adil görev yapmaları yolunda verdiği derste söylediği dürüstlük, yükümlülükle görev yapma sözlerinden utanmadan. Doğal olarak kameralara yansımış belgeli haber ortaya çıkınca geçici görevinden uzaklaştırıldı. Ders alıcı sonucu olabilecek mi? Yoksa çocuk tacizcilerinin bile başka yerlere atanarak görevlerine devamlarının sağlandığı düzen yine işleyecek mi?
Meclis’te sözde anayasal hukuk devleti düzeni içinde yapılmakta olan bütçe görüşmelerinde, Meclis Başkanlığı’nda görev yapan İktidarları başkanlar, Bakanlar, sözcülerinin gün boyu tartışmalarda işlenen hukuksuzluk, tarafsızlık uygulamalarına bir bakıp da iç karartmamak olası mı? Tarafsız başkanlar, bakanlar diğer isyasi partilerin gündeme getirdikleri sorunlar üzerinden hangi hukuksuzluk boyutlarında tarafsızlıklarını günde yüzlerce kez çiğneyip, karşılarındakilere tehdit, hakaret edip durmaktalar? Meclis’in çalıştırılmadığı, KHK’lerle hukuksuz, haksız devlet yönetiminin sürdürüldüğü bir düzende hangi demokratik düzen, hak hukuktan söz edilebilir ki..
Gazi Meclis sözcüğü ile söze girip, demokrasinin özü Meclis, bütçe görüşmelerinde bile hak, hukuka, demokratik işleyişe uygun işletilmezse.. Bütçe görüşmeleri özünde ekonomik verilerin hukuka uygunluğunun en anlamlı denetim aracı. Gelin görün ki bütçenin denetim aracı olabilmesine ilişkin veriler, hokus pokusla denetim çarklarının işletilmesinin fiilen ortadan kaldırılması ile gündemdışı kalemler olmuş.. Kimi uzmanlık alanlarından dudak uçuklatan çarpık, denetimsiz işleyiş yollarına ilişkin veriler tartışmalarla sataşma gündemine gelebilse de, hukuksal işleyişin kapıları açılamıyor.. Haksız, hukuksuz, güçlü olmak haklı yapmıyor..