Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Gandi, Castro, Che, Allende, Ortega, Kaddafi bile...

21 Aralık 2024 Cumartesi

Emperyal ittifakların dünyanın yoksul halklarını, canlarına da acımadan, ezdikleri, sömürdükleri dünyada, halkları için kurtarıcılık yapmış, iz bırakmış aklıma gelen ilk isimlerden. Kimilerinin uzun soluklu başarıları, ezilen hakların moral değerlerinin yükseltilmesine de katkı yaptı. Kimileri direnerek canlarını verdiler. Emperyal çıkar savaşları kimi zamanlar yenilgilerle geriletilebildi. Ne yazıktır ki yılların akışları içinde, yeni yollardan yürümeyi sürdürdü.

Suriye, üzerinden sürdürülen son gelişmelerde, önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan Libya’daki toplantıya katılınca içim burulmuş olarak, Libya’daki bugünün acıklı iç savaşlar tablosunu da anımsamış olarak, bir zamanlar hakkıyla diktatör kimlikli oluşunun altını çizdiğimiz Kaddafi’nin bile” ülkesinin yaşayanları için çok daha iyi bir yaşam yaratabildiği gerçeğinin altını çizmek zorunda kaldım. Şimdilerde çoğunluk Ortadoğu ülkelerindeki gerçekliğe uygun olarak içinden paramparça..

***

Emperyal kirli çıkarlar sömürü ağının şaşmaz kuralı “Böl, parçala, yönet”in, günümüzde insan haklarının evrensel ölçeklerinin katlanarak çiğnenmesiyle bilimsel teknolojik gelişmenin tam tersine, dünya çapındaki sömürüsünün acımasızlığı katlanmış boyutlarda. Bilimsel teknolojik gelişmelerin tam tersi olarak, en kirlisi, en ilkelinden, dini inançların acımasız sömürülmesi üzerinden kan akıtma, dini inançların ahlaka dayalı değerlerinin aksine, acımasızlıkta, ahlaksızlıkta sınır tanımayan suçların işlendiği suç ittifakları ile siyaset yapılıyor.

***

Ülkemizde 12 Eylül üzerinden, emek haklarının da çok ağır gasp edilmesi ile yaşatılan acılı süreçlerin ardından, DİSK yöneticileri hâlâ cezaevlerinde tutulurken, Amerikan işçi sendikal hareketinin sürpriz bir girişimi ile birkaç gazeteci arkadaş 5 haftalık geniş bir görüşmeler yelpazesinde ABD’de görüşmelerin, etkinliklerin bombardımanına yakalanmıştık. Özal, ABD’den tekstil kotalarını koparma peşindeydi. “Amerika’nın öteki yüzü” dizini içinde özetlemeye çalıştığım sonuçlar birbirinden çarpıcıydı.

Avrupalı sendikal örgütlerinin DİSK’lileri kurtarma çabaları etkili olmuş, Türkiye ilişkilerinde en sorumlu görüşmeci, bilinçli verdiği demecinde, “Biz Türkiye için tek işçi konfederasyonu Türk-İş’in varlığını öngörmüştük, ancak Avrupalı dostlarımızı daha fazla üzmek istemiyoruz. Özal umut ettiği kotayı alamayacak, demokrasimiz buna izin vermez” anlamında bir açıklamayı esirgememişti. Döndüğümde tutuklu DİSK yöneticilerine, “Çıkıyorsunuz” haberini ulaştırmaya çalışırken yargılama hemen sonuçlanmadan serbest bırakılmışlardı.

Asıl etkilendiğim, çoğu Cumhuriyet okurlarının bile adını anımsayacakları Nikaragua’nın direniş savaşçısı Daniel Ortega’nın Amerika sınırları içinde yarattığı kamuoyu etkisinin, bize verilen “medya güdülenmesi” derslerinin içinde bile gösterilmiş olmasıydı. Uzman medya güdülemecilerinin derslerinde bir yandan Özal’ın ülkemizdeki kampanyalarının başarısına yer verilmişken “anarşi, terör görselleri ile 12 Eylül’e gelişte başarılan algıya” geniş yer verilmiş olmasıydı. Daniel Ortega’nın Amerika’da yürüttüğü kampanyada, silahlı direnişçi görüntülerinin yerine, New York’un en büyük parkında spor yapan sivil siyasetçi görüntüleri örneklenmişti.

Bilgisayardan girince Daniel Ortega’nın hâlâ ülkesinde başkanlık yaptığını öğrenmiş oldum. Özetle gerçek haklar savaşımında tuzaklara karşı savaşımın öneminin altını çizmek istedim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları