Ekonomiden umudu kesince...

18 Ekim 2024 Cuma

Şimşek tersini söylüyor ama ekonomik daralma rakamlara yansıyor. Türk yurttaşları gayrimenkul için yurtdışına yönelmiş durumda. Tüketim malı ithalatı durdurulamıyor. Yabancı sermayenin yolunu bekleyen Türkiye’nin sermaye ihracı artıyor. Türkiye, kendisinden kaçıyor farkında mısınız?

“AKP devleti”, tasarruf için kılını kıpırdatmıyor. Her türlü savurganlık son sürat. Erdoğan’ın yurtdışı gezilerine bir bakın. Saray için tasarruf isteyenlerin neredeyse dilleri koparılacak. Savunma sanayisi için yurttaşa bir salma çıkarılıyor ki evlere şenlik. Şimşek bile, “havuza gelen bir öneri” diyerek sahip çıkmıyor.

Kredi kartı sahiplerinden Savunma Sanayi Fonu’na alınmak istenen 750 TL’lik harç, büyük tepki çekince geri çekiliyor. “Beka, vatan-millet tehlikede” söylemiyle son genel seçimi kazanan AKP, bir yıl sonra aynı seçmenden tepki görüyor.

Ekonomistler, “Faizin yüksek olması yetmez, kamu harcamaları kısılmalı” diyor. Umutlar yıkılmış durumda, kimse yıl sonu enflasyon hedefinin tutacağına inanmıyor. Şimşek’i de kimse dinlemiyor, Saray ve AKP’li yöneticiler harcama alışkanlıklarından vazgeçmiyor. En büyük korku ise Erdoğan’ın zamanından önce yüksek faiz politikasından vazgeçmesi. Ekonomik aktörler bu olasılığı “facia” olarak görüyor ama “olmaz” diyemiyor.

Bu ahval ve şerait içinde iktidar gündemi saptırıyor. Yeni anayasa tartışması, “İsrail bize saldıracak” korkutması tutmadı. O zaman gelsin yeni cambaza bak oyunu: Öcalan örgütünü dağıtsın.

Öyle anlaşılıyor ki iktidar ortakları aralarında anlaşmış ve MHP lideri Bahçeli’nin bu söylemi gündeme getirmesi kararlaştırılmış. AKP gündeme getirirse geri tepecek belli. Çünkü TBMM Başkanı Kurtulmuş, anayasanın 3. maddesindeki sözcük sıralamasına takılmış durumda. Devlet mi başta olsun millet mi? Belli ki ortaklar, halkın güvensizliğini algıladı.

Kulislerde, Bahçeli’nin çağrısına önümüzdeki dönemde Öcalan’dan bir açıklamayla yanıt geleceğine yönelik güçlü beklentiler var. Kulaklara bu fısıldanıyor. İktidarın bu konuda ne pişirdiği henüz net değil, yeni açıklamalar gelecek gibi.

Türkiye PKK ile 40 yıldır mücadele ediyor. 40 yıl... Bunun 22 yılı AKP dönemine denk geliyor. Bu sürenin bu kadar uzamasını, ne anlama geldiğini düşünen siyasetçi var mı?

İktidarın bu yeni söylemi, daha çok Ortadoğu’da, ABD seçimleri sonrasında yaşanabileceklerden kaynaklanıyor olabilir. Hadi diyelim Öcalan, örgütünü dağıtmayı koşulsuz kabul etti. Suriye’de Fırat’ın doğusundaki ABD’nin büyütüp beslediği YPG bunu kabul eder mi? ABD’ye yaptıramadıklarınızı Öcalan’a yaptırabilir misiniz?

Geçmişe bakın. İktidarın dış politika uygulamaları o kadar çelişik ve içeriksiz ki. Her aktör Irak’ta, Suriye’de “Türkiyesiz bir oyun kurulamayacağı” tezini belli ölçülerde kabul edebilir. Ancak Türkiye, tarihsel olarak bu bölgede çok zayıf durumda ve sorumlusu AKP iktidarı. Adı her neyse, iktidarın yeni yaklaşımı daha bir süre gündemi meşgul edecek. Biz başka bir uyarı yapalım: İdlib. Bu bölge her an Türkiye’nin başına patlayabilir. Televizyonlara her akşam çıkan “her şeyologlar” hazır olsun.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

AKP kimden yana? 27 Eylül 2024

Günün Köşe Yazıları