Sadık Çelik
Sadık Çelik sadik.celik.gorus@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Öğretmenlerimiz

24 Kasım 2012 Cumartesi

Bizi o dersten bir türlü geçirmeyen, aldığımız düşük notların tek sorumlusu olsa da içten içe sevilen bir lise öğretmeni ve bugün, dar binaların içine hapsedilen sıkıştırılmış üniversitelerde artık pek kalmasa da, insana asalet yükleyen o haşmetli amfilere girip yüzlerce kişinin önünde, dilinden dökülen düzgün ve kararlı cümlelerle birikimini ve özgüvenini sergileyerek kendine hayran bıraktıran bir üniversite hocası belki de…

Bir kere “öğretmen” olmuşsa artık hep öğretmenimiz olarak kalacaktır. Öğretendir; bilginin, öğrenmenin yolunu gösterendir; bilmemenin, öğrenmemenin kör mutluluğunu, öğrenmenin ve bilmenin zorlu yolculuğuna feda ettirendir bizlere.

Ancak bugün öğretmenlik mesleği itibar kaybına uğramış durumda. Ekonomik zorlukların kaderine teslim edilmeleri, öğrenci velileri, hatta bazen bizzat öğrenciler tarafından maruz bırakıldıkları şiddet, elbirliğiyle, aslında, Başöğretmen Atatürk’ten başlayarak mesleklerine çok yakışan o “seçkin” sıfatını ellerinden almaktadır.

24 Kasımlar geldiğinde fedakârlıklarıyla, yaptıkları işin kutsallığıyla anılan öğretmenlerimiz; diğer tarafta ekonomik anlamda çektikleri sıkıntılarla, alamadıkları hakları, düze çıkaramadıkları yaşam standartlarıyla konuşuluyor, biliniyor ve ne yazık ki bu şekilde kabul ediliyorlar.

Tek başına 24 Kasım günü, ne onların bu ülkede ağır sıkıntılar çektikleri gerçeğini değiştirebilir ne de icra ettikleri mesleklerinin kutsallığını…

Ancak belki de zaten bu gerçekleri unutturmaması için önemlidir 24 Kasımlar. O hafızalarımızdan silinmeyen öğretmenlerimizin var olma mücadelelerini her yönüyle hatırlattığı için bizlere.

Bizim için hep özel ve seçkin olarak kalacak olan tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü kutlu olsun.

Cumartesi Anneleri

Bu yılki 24 Kasım’ın Cumartesi Anneleri için de önemi var.

Bugün 400. kez bir araya geliyorlar Galatasaray Meydanı’nda. Gözaltında kaybolan, daha doğrusu kaybedilen, faili meçhullere kurban edilen yakınlarının akıbetini soruyorlar 400. kez.

Evlatları, babaları, kardeşleri, eşleri kaybedildikten sonra, her biri birer Berfo Ana olarak hayatlarında beliren o koca yalnızlığı paylaşıyorlar bir yandan da.

1976’da Arjantin’de başlayan cunta döneminin bir sonucu olarak kaybolan binlerin bulunması için kayıp anneleri tarafından başlatılan hareket, 1995’te Türkiye’de aynı kaderi paylaşan anneler, eşler, kardeşler tarafından sahiplenildi.

27 Mayıs 1995’ten bu yana kendilerine gösterilen baskıya, copa, gaza, şiddete, sayısız kere gözaltına alınmalarına rağmen Cumartesi Anneleri olmayı sürdüren ve bu ülkedeki belki de en sağlam sivil itaatsizlik eylemini gerçekleştiren bir grup acılı ve haklı insan, kaybettikleri sevdiklerinin sembolik mezarı haline gelen Galatasaray’da buluşmayı sürdürüyorlar.

Hepimiz Cumartesi Anneleri’nin toplandığı ve ülkenin siyasi tarihinin okunabildiği o meydanların bir parçasıyız aslında. Cumartesi Anneleri bize bu tarihi özetliyor sadece. Türkiye’nin “kayıp gerçekler tarihini”.

Bugün, meçhule giden evlatlarının, yakınlarının faillerini onlara vermeyenlere 400’üncü kez seslerini duyuruyorlar.

Çamlıca Tepesi’ne taklit cami mi?

İslamın modern, aydınlık yüzü; kentin çok çeşitli ulusları, halkları, kültürleri ve dinleri içinde barındıran zengin tarihi, doğası, eşsiz silueti...

İstanbul’un her tarafından görülecek, tarihe geçecek bir cami yapma peşindeyseniz eğer, bu, tüm bunları tam manasıyla idrak edebilmiş ve özümsemiş bir zihin ile mimari anlamda büyük ve usta eller tarafından yapılmalıdır.

Asırlar önce, o güne ait sanatsal ve kültürel birikimlerle yapılmış camilerin mimari taklidi olmak yerine, kendinden sonra yapılacak olanlara emsal teşkil edecek özgünlükte inşa edilmelidir.

sadik.celik.gorus@gmail.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları