Sadık Çelik
Sadık Çelik sadik.celik.gorus@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

El Hareketleri, Makaralar ve Gidişat

22 Mart 2014 Cumartesi

30 Mart 2014 yerel yönetim seçimleri yaklaşırken ülkede kaynayan ve ateşi hiç durmadan körüklenen kazanlarla birlikte gerginlik de had safhada. Her gün yeni bir gündemimiz, yüreklerimizi hoplatacak yeni tapelerimiz, sokaklara çıkıp duyulmaya çabalayan yeni insanlarımız, miting meydanlarından yükselen yeni hiddet dolu cümlelerimiz, yeni gaflarımız var.
AKP’nin İzmir mitinginde Binali Yıldırım’ın meydandaki insanlara “İzmir’e hoş geldiniz” diye seslenmesi, meydanları dolduran kalabalığın gerçekten de konuşulduğu gibi başka illerden otobüslerle getirilen insanlardan oluşup oluşmadığını sorgulattı bazılarımıza.
Mitingden bu ve benzer birçok espri malzemesi çıkmasının yanında bir el hareketi meselesi de gündeme geldi. Başbakan İzmir’de bir hanımın kendisine el hareketi yaptığını söyledi. Bunun üzerine bahsi geçen kadını her yerde “Bir Başbakan’a bu yapılır mı?” şeklinde şikâyet etmeye ve kınamaya başladı. Başbakan ya da sıradan vatandaş, kimin, kime karşı, hangi amaçla yaptığından bağımsız olarak, tabii eğer doğruysa, bu davranış, sergilendiği yerde ve anda kınanmayı hak eder.
Fakat öte yandan daha önce örneğini defalarca yaşadığımız gibi eleştirilere bunca tahammülsüz olmak da, bir siyasetçi olarak kendisine yöneltilen aksi herhangi bir sözü ya da hareketi hoşgörüye mahal vermeden cezalandırma arzusu da, örneğin İzmir’deki kadının evine baskın yapar gibi girip onu apar topar karakola taşımak da, alnında yazan herhangi bir bilgi olmamasına karşın o kişiyi anında CHP’li ilan etmek de aynı şekilde yanlıştır ve olgun bir siyasi tavır olmaktan çok uzaktır. Tıpkı Aydın’da 1 TL’ye sokakta ayakkabı kutusu satan bir esnafın gözaltına alınması, ayakkabı kutusunun, deniz gözlüğü gibi, sirke gibi “dünyanın en tuhaf suç aletleri” listesine girip bu şekilde muamele görmesi, bu yolla insanların gözlerinin korkutulup sindirilmeye çalışılması gibi.
Bu arada tapeler de hız kesmediği için her gün yeni suç aletleri eklenmeye devam edecek gibi görünüyor listeye. Biz de tapelerle yaşamaya alışıyoruz milletçe. Ülkenin siyasi ve toplumsal atmosferi görünmez fakat dünyayı yöneten güçlü ellerin kontrolünde şekilleniyor habire.
Egemen Bağış’a ait olduğu iddia edilen ve onun her cuma Twitter’da paylaştığı ayetlerin kaynağını itiraf ettiği ses kayıtları örneğin, trajikomik tapeler sınıfındaki yerini aldı hemen. Dini, bir siyaset yapma aracı olarak gören, özde değil sözde dindar, muhafazakâr siyasetçilerin Bakara’yı nasıl makaraya alarak insanlarla, toplumsal değer yargılarıyla alenen alay edebildiğine şahit olmak utanç verici.
Bunun yanında aynı saygısızlığın iktidar partisinden değil de muhalif sol bir partiden gelmiş olması durumunda söz konusu bakanın, eski bakanın ya da milletvekilinin nasıl dört bir koldan topa tutulacağını, nasıl siyasetten ve toplum nezdinden aforoz edilme çalışmalarına başlanacağını biliyor olmak ise içimizdeki adaletsizlik hislerini kabartmaya yetiyor.
Son haftanın ürünü bir başka tapeden ise Rıza Sarraf’ın yine Bağış’a bayram öncesi yolladığı iddia edilen “harçlıkla” ilgili telefon konuşmalarından, 500 bin Avro’nun 500 bin dolardan daha ağır çektiğini öğreniyoruz.
Peki, bilgisayarlarımıza düşen her bir yeni ses kaydıyla birlikte milletçe altında kaldığımız ağırlığın ne kadarımız farkındadır acaba? Cumhuriyet tarihinin en içler acısı, toplum vicdanını en çok yaralayıcı diyaloglarını hem kendi belleklerimize, hem de ülke ve dünya tarihine not ediyoruz kanayan harflerle.
Haklarında, aylardır tapeler aracılığıyla akıllarımıza kazınan, zihinlerimizi donatan yolsuzluk ve rüşvet iddiaları bulunan eski bakanlarla ilgili fezlekelerin Meclis’ten ve diğer milletvekillerinden nasıl kaçırıldığı, Meclis’te ve ekran başındaki milyonlarca kişiye resmi olarak okunmaması için nasıl akla karanın seçildiği gerçeği karşısında ise, bu iddiaların örtbas edilmeye çalışılacağını en başından beri tekrar edenler olarak, hiç şaşırmıyor ve fakat bunları da not ediyoruz ülke tarihinin aynı karanlık sayfalarına.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları