Öztin Akgüç

Orhan Veli’den günümüze sesleniş

31 Ağustos 2022 Çarşamba

Yaşanan olaylar, gözlemlemeler Orhan Veli’nin dizelerini çağrıştırıyor.

Ekonomimize ilişkin bilgiler, bütçe açık, dış ticaret açık, rezerv açık, cari işlemler açık, Orhan Veli’nin delikli şiirini anımsatıyor.

“Cep delik, cepken delik / kol delik, mintan delik / yen delik, kaftan delik / kevgir misin be kardaşlık?”

Yandaş medyada, övgüler, yalakalık, yanıltıcı bilgiler, şairin “Ciğercinin Kedisi” şiirini çağrıştırıyor.

“Uyuşamayız, yollarımız ayrı, / sen ciğercinin kedisi ben sokak kedisi / senin yiyeceğin kalaylı kapta, / Benimki aslan ağzında, / Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik / Ama seninki de kolay değil kardeşim, / kolay değil hani, / Böyle kuyruk sallama Tanrı’nın günü.”

Politikacıları, özellikle de kendilerini milliyetçi olarak yaftalayan politikacıları dinledikçe bellekte şairin “Neler yapmadık şu vatan için / kimimiz öldük, kimimiz nutuk söyledik” dizeleri canlanıyor. Klişe hamasi sözcüklere bir de suçlayıcı galiz sözcükler eklenince milliyetçi bir söylem gösterisi oluyor.

Aslında memlekete hizmet, memleket sevgisi, nutuk söylemekten daha kapsamlı, bunu zamanla öğrendik. Yıl 1960 belki anımsanır, Değirmen davası gündemde. Özetle devletçe değirmen tahsisi yapılıyor. Tahsis edilen işadamının ihtiyacı olmadığından devrediliyor, bankaya aynı sermaye konulamadığından, nakde çevriliyor, çeşitli yasalara aykırılık doğal olarak da akçeli getiri var. O tarihlerde Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanı olarak görev yapıyordum. Bilirkişi olarak atandım. Bildiğim kadarını açıklıyorum. Yargıç, işadamına dönerek “Bu işleri niçin yaptın” sorusu yöneltti. Yanıt, “Memlekete hizmet” oldu. Böylece memlekete hizmeti öğrenmeye başladım. Görevlerim sürecinde bilgim bir hayli arttı.

Ülkede temel güdü, “memlekete hizmet”ti. Kimse kendisi için bir şey istemiyor, kaygı, erek hep “memlekete hizmet” oluyordu. Bu denli “memlekete hizmet”e karşın ülke yokluktan, yoksulluktan daha kötüsü yolsuzluklardan kurtulamıyor. Ülkenin sözel değil, ülkeye gerçekten hizmet edenlere ihtiyacı var.

Olayları analiz ederken, (i) ülkede Türkiye Cumhuriyeti’ni, vatandaşlığı içselleştirememiş geniş bir kitlenin varlığı, (ii) Türkiye’ye ABD’nin BOP (GOP) projesi kapsamında kumpas konulduğu dikkate alınmalıdır.

Ülke, emperyalizme savaşım verirken ülkede din motifi ağırlıklı dış destekli 17-18 iç ayaklanmayla mücadele etmek zorunda kalıyor. Cumhuriyet ilanından sonra da bu kitle, sağcı partileri destekliyor. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Serbest Cumhuriyet Fırkası, DP, AP, ANAP günümüzde de Cumhur İttifakı, sağcı partilerde Cumhuriyet sözcüğü, milliyetçi sıfatı görüntüsü yanıltmasın.

Türkiye’ye kurulan kumpas 24 Ocak ekonomik kararları ve 12 Eylül 1980 askeri darbe ile gerçekleştirildi. Kumpas, tasfiye gerektirdiğinden bürokrasi, üniversiteler, siyaset, toplum tasfiyeden etkilendi.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını içsellendirmiş olanların ülkeye borçları, Kurtuluş Savaşı’nı yapanlara başta Mustafa Kemal Paşa Atatürk olmak üzere minnet borçları vardır. Bu borç ödenebildiği kadar ödenmelidir. Mücadeleden vazgeçilmediği sürece umut vardır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Merkez Bankası işlevi 18 Aralık 2024
Trump tehlikesine teyakkuz 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları