Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Merkez Bankası işlevi
İlk örnekleri 17’nci yüzyıl sonlarında İngiltere’de Bank of England (BOE) İsveç’te Sveriges Riksbank olarak görülen merkez bankaları, bankacılık tarihinde görece yeni kurumlardır. İlk merkez bankaları devlete borç verme amacıyla kurulmuş veya özel bankalara borç verme koşuluyla imtiyazlar verilmiştir.
Abartılı, alaysı gibi görülse de Will Rogers merkez bankacılığını tarihin üç büyük keşiflerinden biri, “ateş, tekerlek ve merkez bankaları” olarak ifade etmiştir.
Başlangıçta devlete borç vermek işleviyle oluşturulan merkez bankaları günümüzdeki konumlarına gelinceye dek çeşitli aşamalardan geçmiştir. Ülkemizde Osmanlı döneminde ulusal merkez bankası kurma girişimleri olmuş ancak başarılı olunamamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar, ulusal bir merkez bankasını ulusal ekonomik bağımsızlığın, egemenliğin zorunlu bir kurumu olarak görmüş, 1923 İzmir İktisat Kongresi ardından merkez bankası kurma hazırlıklarına başlamıştır.
Merkez bankacılığının ülkemizdeki tarihi gelişimi; (1) 1923-1930 hazırlık dönemi, (2) 1931-70 kamu kesimi finansman bankası, (3) 1970-2001 planlı dönem, kalkınmanın finansman bankası, (4) 2001-2017 neoliberal Avrupa Birliği merkez bankacılığına uyum; (5) 2017 cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi güdümlü bankacılık dönemleri olarak beş dönemi ayrılabilir. Yasal düzenlemeler, 1715 sayılı kuruluş; 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu, 2001 tarihli 4651 sayılı kanunla yapılan değişiklikler, 2017 KHK’ler, yasal düzenlemeler de bu dönemsel ayrımı desteklemektedir.
Ülkelerin gelişmişlik düzeyi, sorunları, ekonomi politikaları, amaçları farklı olduğundan, kapitalist düzenin merkez bankacılığına örnek olarak türdeş bir merkez bankası modeli yerine, ülkenin gereksinimine uygun merkez bankacılığı uygulamasını geliştirmek yerinde olur.
Merkez bankalarının fiyat ve finansal istikrar sağlama yanı sıra kaynakları yönlendirme, güven ortamı yaratma gibi temel işlevleri vardır.
Merkez bankaları, banka kredilerini toplumun gereksinim duyduğu mal ve hizmetlerin üretimine, kalkınmada öncelikli projelere yönlendirerek, kaynak kullanımında etkinliği artırarak, büyümeye, kalkınmaya katkı yaparlar. Reeskont ve zorunlu yasal karşılıklar, para politikası araçları bu amaçla kullanılır. Orta vadeli reeskont kredisi, özendirici zorunlu karşılık uygulaması, banka kredilerini, verimsiz alanlara yönelmesini, spekülatif amaçla kullanılmasını caydırıcı önlemler, MB’lerin yönlendirme amacıyla kullandıkları araçlardır.
Merkez bankası yalnız finans sektörüne değil iş yaşamına, topluma güven sağlamalıdır. Güven, daha sağlıklı planlama yapılmasına olanak vererek, öngörü hatalarını, risk primini azaltarak kaynakların etkin kullanımına katkı yapar.
Devletin finansmanı merkez bankalarının görevlerindendir. Nitekim ilk merkez bankaları devlete kredi vermek amacıyla kurulmuştur. Devlet, yükümlülüklerini yerine getirmede gecikemez, temerrüde düşemez. MB’ler devlete bir şekilde doğrudan veya dolaylı kredi verirler. Devlete, mevsimlik nakit açıkları için avans verilmesi, finansal piyasalarda devletin borçlanmasını kolaylaştırma; borçlanmanın vade, faiz, kaynak, para cinsi olarak kalitesini yükseltme, MB’lerin görevleri arasındadır.
Sürekli dış açık, cari işlemler açığı veren ülkelerde dış baskınlığı önleme, ulusal paranın değerini koruma, MB’nin görevlerindendir. Döviz kurunu belirleme ve koruma, kambiyo piyasalarına gerektiğinde müdahale ihracat reeskont kredisi kolaylığı yollarıyla MB’ler cari işlemler dengesine olumlu katkı yaparlar.
Kalkınmada, MB ile Hazine ve planlama arasında eşgüdüm sağlamalıdır. Hazine, kalkınma projelerine eğitim, sağlık gibi kalkınma harcamalarına ne kadar kaynak ayrılabileceğini belirtir; planlama yatırım proje önceliklerini saptar, MB güven sağlamada kaynakları yönetendir.
MB’nin kaynak yönlendirmesi için para ve sermaye piyasalarında kontrolü tek elde toplanmalıdır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), SPK gibi kurumlar, 1980 sonrası dış telkinlerle kurulmuş zorunlu olmayan kuruluşlardır. Bu kurumların bünyesinde birer müdürlük haline getirilmesi uygun olur.
MB’nin etkinliği için yasal siyasal, ekonomik bağımsızlığa sahip olması, güvenmenin, finansal piyasalarda, iş âleminde hatta akademik çevrelerde tanınmış, etkili bir kişilik olması gerekir.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sonrası güdümlü TCMB güvenirliğini ve işlevini yitirmektedir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- '4 kez makineden geçirdim, dördünde de...'
- 'Esad'ın kara kutuları Kandil Dağı'nda!'
- 'Bu tonu hatırlıyor musunuz?'
- Tartışmaların odağındaki otel hakkında flaş gelişme
- Ünlü iş insanı evinde ölü bulundu!
- İstanbul ve İzmir'de dikkat çeken reklam panoları
- Melih Gökçek'ten AKP'li Tuna'ya ağır salvo!
- Başkent'te 'Korkutata' saltanatı
- CHP'den istifa eden 12 kişi AKP’ye geçti
- 'Bu yazının izahati yoktur!'