Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Türkiye gerçekten bütünüyle mezbaha oldu!

22 Aralık 2024 Pazar

Yaklaşık dört buçuk ay önce, 11 Ağustos’ta, bu köşede “Türkiye devasa bir mezbahadır artık!” başlıklı bir yazı yazdım. Sokak hayvanları ile ilgili 7527 sayılı yasanın AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalanıp yürürlüğe girmesinden sonra yaşanacakları anlattım.

Çok kısa bir süre içinde yazdıklarım kanıtlandı ama çoğunluk susuyor. Milletvekilleri, vahşet kendi partilerinin belediyesi ile ilgili olunca susuyor. Hayvan hakları savunucusu olduğunu iddia edenlerin bir kısmı, üyesi oldukları partilerini korumak için susuyor. Belediye başkanları, kendisinin yönettiği belediyeye ait bakımevindeki hayvanlar, personelin zalimliği sonucunda katledilince susuyor. Veteriner hekimlerin bir kısmı, “İşimi kaybedemem” diyerek cinayetleri görüp susuyor ya da doğrudan kendisi o cinayetlere ortak oluyor. Az sayıdaki personel, vicdanının sesini dinleyip katilleri ihbar ediyor. 

Medya ise vahşetin hangi siyasi partiye ait belediyede yaşandığına göre haber yapıyor. Mesela bu hafta yayımlanmaya başlanan Nefes gazetesi, birçok belediyede meydana gelen hayvan katliamlarını haberleştirmek yerine, manşetine Özgür Özel’in CHP’nin yeni kedisi Zafer ile fotoğrafını çıkarıyor.

BİRLİKTE VAROLUŞTAN KATLİAMA...

Türkiye’de hal böyleyken, geçen hafta sonu Hollanda’da Dünya Hayvan Politikaları Konferansı’na katıldım. 30 farklı ülkeden uzmanların, siyasetçilerin ve hayvan hakları savunucularının katıldığı konferansın bu yılki konusu, insanların ve hayvanların birlikte varoluşuydu. Üzerinde yaşadığımız gezegenin hem insanlar hem de hayvanların tek evi olduğu gerçeğinin altını çizerek, bir arada yaşamak için yapılması gerekenleri konuşurken Türkiye’den gelen bir haberle sarsıldık.

Mamak Belediyesi’ne ait hayvan bakımevindeki katliam görüntüleri, konferansta vurgulanan konu ile taban tabana zıttı. Bazı insanların zalimliği ve türcülüğü, yine korkunç bir vahşete yol açmıştı, katliam videolarında tam bir mezbaha görüntüsü vardı. Açlıktan birbirini yiyen hayvanlar, bedeninin yarısı olmayan canlar, kaçmaya çalışırken tellere asılarak ölen köpekler... Bunları gördüğümde aynı anda iki farklı dünyanın içindeydim. Birinde Eindhoven kentinde canlıların birlikte varoluşunu konuşuyor, diğerinde Mamak’taki vahşete tanık oluyordum.

Sonra bir video daha izledim. Mamak Belediyesi’nde görevli bir veteriner hekimin kendi sosyal medya hesabında beş yıl önce paylaştığı bir video. Mezbahada görev yaptığı dönemde çektirip paylaşmış. Bacaklarından asılıp kesilen kanlar içindeki hayvanların önünde diğer çalışanlarla poz vermiş. Bu kişi, daha sonra aynı belediyede sokak hayvanları bakımevinde görevlendirilmiş. Sokak hayvanlarıyla ilgili uzmanlığı olan biri değil ve mezbahada gülerek fotoğraf çektirebilecek kadar da duyarsız.

SORUYORUM HERKESE!

Zalimlerin görev yaptığı hayvan bakımevlerinde herhangi bir hayvanın canı korunabilir mi?

Hayvanların beden dilinden ve davranışlarından anlamayan, hayvanların yaşam hakkına saygısı olmayanların onların haklarını gözetmesi beklenebilir mi?

Belediyelere ait hayvan bakımevlerinde yaşanan şiddetin sorumlusu, hayvanların da hakları olduğu konusunda hiçbir fikri bulunmayan ve çoğu işinden nefret eden çalışanlar, onları denetlemeyen sorumsuz yöneticiler ve bunları önlemek için yasal düzenleme yaparak gereken caydırıcı cezaları vermeyen siyasetçilerdir!

Bir vahşet ortaya çıktığında, çoğunlukla yapılan, tek bir kişinin, Mamak’ta olduğu gibi müdürün görevden alınması oluyor ve bu da sorunu çözmüyor. Katliam yasasından güç alanlar, eziyetlerini artırarak sürdürüyor. 

Devletin canlarından sorumlu olduğu hayvanları, onları “et” ya da kurtulunması gereken birer “yük” gibi görenlerin eline bırakırsanız, bakımeviniz, sokaklarınız sonunda mutlaka mezbahaya döner. Türkiye’de olan da budur! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ruh ikizleri! 20 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları