Öztin Akgüç

Kriz Göstergeleri

23 Ağustos 2013 Cuma

Geçen bayram Kos (İstanköy) ve Rodos’a gittik. Başkalarının görüş ve anlatısı, izlenimi yerine gezip görmek daha gerçekçi oluyor. Bakış açıları, değerlendirmeler, karşılaştırmalar çok farklı olabiliyor. Olanak buldukça ülke içi olsun, ülke dışı olsun gezip görmenin yararına ben de inanıyorum.
Bizim gibi katamaran ve arabalı vapur ile gezi yapanlar olduğu gibi, kendi özel tekneleri ile gezi yapanlar belki de çoğunlukta idi. Gerek Kos, gerek Rodos limanlarına girildiğinde Türk bayraklı teknelerin çokluğu dikkat çekiyordu. Restoran ve çarşılarda da abartmayayım ama bir Türk ağırlığı gözleniyordu.
Rodos’ta çarşıda esnafla konuşuyor, izlenim edinmeye çalışıyorduk. Orta yaşlarda bir kadın satıcı bize şu uyarıda bulundu:
“Biz de kredi alıp geziyor, dolçe vita yaşıyorduk. Sonunda krize girdik, sizin de sonunuz bize benzeyecek.” Banka kredisi ile lüks yaşamdan krize giriş; benzer bir yakınmayı, geçen yıllarda yaptığımız Litvanya, Letonya gezisinde de duymuştum. “Kredi verdiler, ev aldık, araba aldık, sonra kredileri geri istediler, hepsini sattık, krize girdik” yakınmasını.
Krizin ölçütleri neler? Bu konuda tanım vermezseniz, ölçüt (kriter) koymazsanız
“Teğet geçti”, “Kriz bekleyen avucunu yalar” gibi sözlerle işi geçiştirirsiniz. 2009 yılında ekonomi % 4’ten daha fazla daraldı. Kişi başına reel gelir en az % 6 azaldı, sabit sermaye yatırımları bir önceki yıla göre %19 oranında geriledi, işsizlik oranı genelde %11’den %14’e, tarım dışı işsizlik oranı %13.6’dan %17.4’e, genç nüfus işsizlik oranı %20.5’ten %25.3’e yükseldi. Bu vahim tablo “kriz teğet geçti” diye tanımlandı.
2013 yılı için alınan ekonomik sonuçlar, beklentiler, 2009 kadar vahim olmasa da, en azından iç açıcı, umut verici değil. Ekonomide artan risklerin bir kez daha altını çizmeye çalışayım.
* Enflasyon hedefinin tutturulması olasılığı olmadığı gibi fiyat artışının hızlanması tehlikesi var.
Bu yıl için TÜFE’de artış %5.3 olarak revize edildi. Halen fiyat artış hızı %8’in üstünde seyrediyor. Eylül 2013 sonrası baz, kur ve mevsimlik etkiler sonucu fiyat artış hızı bu düzeyin de üstüne yükselecek. TÜİK’in hesap katkısı fiyat artış hızını düşürmeye yetmeyecek.
Türkiye’de itibar, güven yitiren kurumlar arasına TC Merkez Bankası da katıldı. Bir kurumun güvenirliliği, taahhütlerini, vaatlerini yerine getirmesine, açıklanan hedefleri tutturmasına bağlıdır. ABD Merkez Bankası Fed bunu açıkça belirtti:
“Merkez Bankası’nın güvenirliliği enflasyon hedefinin tutturulmasına bağlıdır.” Bizde tek bir yıl bile açıklanan enflasyon hedefi tutturulamadı. Bu yıl da hedef açık ara tutturulamayacak, TÜİK katkısı ya da etkisi de yeterli olmayacak.
* Cari açık, geçen yıl gerçekleşen 47.5 milyar USD açığın üstünde seyrediyor. Geçen yıllar, cari işlemler hesabı ile finans hesabında açıklanamayan tutarın gösterildiği Net Hata ve Noksan kalemi artı iken, bu yıl eksi işaret veriyor. Net Hata ve Noksan kaleminin eksi oluşu, finansman gereksinimini artırıyor demektir. Dünyada faizlerin yükselme eğilimine girmesi, cari işlemler açığı finansmanını daha riskli ve pahalı hale getirecek.
* Bankacılıkta riskler artıyor. KOBİ kredilerinde, kredi kartı ve tüketici kredilerinde gecikme (temerrüt) zamanında taahhütlerin yerine getirilememesi artıyor. Kur artışı, kaynak maliyetini yükseltiyor, döviz pozisyon açığı olan bankalarda kambiyo zararlarına yol açıyor. Faizlerin yükselmesi, bankaların portföyünde bulunan sabit getirili menkul değerlerin de değer kayıplarına neden oluyor. Bankalar değer kayıplarını özkaynaklar altında muhasebeleştirdiklerinden kârlı tablolar açıklıyorlar.
Bankaların kapsamlı gelir tablolarının incelenmesi gerek. Gerçek kayıplar o tabloda daha net görülür.
KOBİ ve tüketici kredilerindeki gecikmelere, taahhüt firmalarına verilen krediler de eklenebilir. Bankaların yüksek kâr açıklamalarına karşın durum parlak görülmüyor. 2001 yılı öncesi de bankaların yüksek kâr açıkladıkları unutulmamalıdır.
* Ekonomik durgunluk, taahhüt sektörünü de etkiliyor ve etkileyecek. Bir olay dışında taahhüt sektöründe yaşananlar kamuya açıklanmıyor. Taahhüt sektöründe durgunluk işsizliği artıracağı gibi, banka sektörünü de tehlikeye sokacaktır.
* TL, kısa sürede döviz sepetine karşı %9 dolayında değer yitirmiştir. Bunun etkileri, ekonomik etkileri yakın bir gelecekte daha net görülecektir.
Kendimizi aldatmayalım. Veriler olumlu değil, yakın gelecek de riskli, laklaka ile pembe tablolar çizerek durumu kurtarmaya çalışmayalım.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları