Öztin Akgüç

KKM: Ödülün maliyeti

14 Eylül 2022 Çarşamba

Kur korumalı mevduat (KKM) söz dinleyenlere ödül, topluma da maliyet getiriyor. Sayın Nebati, Sayın Kavcıoğlu başarısızlıklarına karşın, söz dinleyerek orunlarını koruyor; mevduat hesaplarını KKM’ye dönüştürenler de havadan inme yüksek getiri elde ediyor. Maliyetinin Hazine, TCMB birlikte 200 milyar TL’yi de aşacağı tahmin ediliyor. Gerçi kamu ihaleleri, YİD projeleri, itibar harcamaları yanında KKM maliyetinin önemli olmadığı da söylenebilir.

Kamuya sıfır maliyetle yapıldığı gibi bir de övünülüyor. Ekonomide enflasyon hızlandığı, kur yükselmeye başladığında, tasarrufların yabancı varlıklara kaymasını ve yabancı yatırımcıların yurtdışına çıkışını önlemek için alınacak önlem ulusal (TL) varlıkların getirisini yükseltmektir. Getiriyi yükseltmenin aracı da faizdir. Ulusal varlıkları getirişi kur artışından yüksek olduğu sürece yerli birikim sahipleri, ulusal (TL) varlıklara yönelirken yabancılar için de TL varlıkları yabancı paraya çevirerek yurtdışına çıkma cazip olmaktan çıkar. Birikimlerini TL varlıklarıyla tutmayı sürdürürler. Faizi artırdık denemediğinden, birikimlerin TL varlıklarda kalmasını, TL varlıklara yönelmesini sağlamak için yeni finansal enstrümanları alalamasıyla, gerçekten absürt maliyeti yüksek akıldışı araçlar kullanılmaya başlandı. Yalnız döviz tevdiat hesaplarının (DTH) KKM’ye çevrilmesi düzenlense ve yük TCMB üzerinde bırakılsaydı, savrulabilirdi. TL vadeli mevduat KKM kapsamına alınınca bütçeye şimdiden 60 milyar TL’yi aşkın külfet getirdi. Kur kontrol edilemediğinden sonu açık yükümlülüğün 200 milyar TL’yi aşacağı da tahmin ediliyor.

Enflasyon en iyi olasılıkla yüzde 80.0, dış ticaret ve cari işlemler açığı rekor düzeylere ulaşırken, kur artışı sürerken, TCMB’nin politika faizini indirmesi, ekonomi tarihine geçecek trajikomik olaydır. Gerçi TCMB’nin politika faizi anlamını yitirmiştir. Bazı bankalar hoş geldin faizi uygularken TCMB hoş görünme faizi uygulamaktadır.

TCMB bünyesinde, fiyat istikrarı sağlamak amacıyla para politikası ilke ve stratejisini belirleme hükümetle birlikte Türk Lirası’nın iç ve dış değerini korumak için gerekli tedbirleri almaya ve yabancı paralar ile altın karşısında eşdeğerliliği tespit etmeye yönelik kur rejimini belirlemeye yetkili ve görevli organ yedi kişiden oluşan Para Politikası Kurulu’dur. Düzenlemenin Birleşik Krallık Merkez Bankası’nın (BOE) dokuz kişiden oluşan para politikası komitesinden esinlendiği izlenimi edinilmektedir. Amaç, kurulda farklı görüşleri olan kişilerin görev almasını sağlamaktır. Ancak kurulun tüm üyeleri tek kişi tarafından atandığından, sonuçta karar, atayan kişinin iradesi ve isteği doğrultusunda alınmakta, PPK toplantıları gösteri olarak kalmak, üyeler atama ile ödüllendirilmektedir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları