Öztin Akgüç

Gizliliğin Doğurduğu Kuşku

02 Ekim 2011 Pazar
\n

\n

Yönetimde, özellikle kamu yönetiminde şeffaflıktan, sorumluluktan, doğruluktan, hesap verme zorunluluğundan söz edilir. Ancak bu ilkeler kâğıt üstünde, söylemde kalır. Uygulamada faaliyetler gizlilik içinde yürütülür, sorumluluklar belirlenmez, hesap verilmez ya da göstermelik hesaplar verilir. İşlerin, faaliyetlerin gizli yürütülmesi, hesap verilmemesi, buna karşı ülke çıkarı gibi alalamalar, arkasına gizlenme, kuşku doğurur.

\n

Türkiyede, bir TC vatandaşı olarak bende kuşku doğuran kurumlardan biri de MİTtir (Milli İstihbarat Teşkilatı). Bu kurumun Türkiyeye katkısı nedir? Ne gibi yararları oldu veya oluyor; hatta kime, kimlere hizmet sunuyor? Yararı, maliyetini karşılıyor mu? Dış destek alıyor mu? Bu ve benzeri sorular kafalarda düğümlenmektedir.

\n

Gizlilik kuşku doğurduğu gibi, söylentilere de yol açmaktadır. Çoğu gizli kalmış olayda MİTin parmağı olduğu söylentisi yayılır. Zaman zaman MİT adına çalışanlar deşifre olunur; deşifre olmayan ancak kurumlarda MİT ajanı olduğu söylenen kişilerin varlığı ve nitelikleri de kuşkuları derinleştirir.

\n

MİT yetkilileri ile PKKnin Osloda yaptıkları gizli görüşmelerin internete düşmesi, bu görüşmelerde İngiliz ve ABD temsilcilerinin en azından gözlemci veya arabulucu olarak bulunmaları; MİT yetkililerinin Erbil ziyareti; Kuzey Irak yönetimi ile kurulan ilişkiler; Öcalan ile yapılan müzakere ya da pazarlıklar, MİTi ve MİTin işlevlerini, vatandaşın bir bölümünde güncelleştirdi.

\n

MİT kimlere, hangi amaca hizmet ediyor? Gizlilik, kamuoyunu aydınlatmama da, kuşkuları ve soruları arttırdı.

\n

Ben, PKKnin ardında emperyal güçlerin katkı ve desteği olduğunu, Kürt sorunu diye bir sorunun emperyal güçler tarafından kamuoyuna kabul ettirilmeye, empoze edilmeye çalışıldığına, bu amaç doğrultusunda yerli işbirlikçilerden, sesyayarlardan yararlanıldığını düşünenlerden, hatta buna inananlardanım.

\n

Ödün vererek, müzakere, görüşme yolu ile sorunların çözüleceğine de inanmam. Ödün, ödünü doğurur. Ödün, sonuçta yenilgiye yol açar. Ülkeler de kişiler gibi ödün vermekten kaçınmalıdırlar. Müzakere, görüşme ya işi sürüncemede bırakmak, günlük konuşma diliyle topu taca atmak için ya da güçlü olan tarafın zor kullanmadan, bir maliyete katlanmadan isteklerini karşı tarafa kabul ettirmek için yapılır. Ben, özellikle uluslararası ilişkilerde müzakere yolu ile adil çözüme ulaşılan tek örnek, tek uyuşmazlık bilmiyorum. Bilen varsa, görüşlerini kanıtlayıcı örnekleri ile açıklasın da müzakerenin gerçekten bir çözüm yolu olduğu görülsün.

\n

Türkiyede etnik nedenden dolayı değil, farklı ölçütlere göre ayrımcılık yapılır. Türkiye, yalnız hukuk değil kanun devleti dahi olamamıştır. Haksızlık yaygındır.Tüm bu görüşlere katılırım. İnsanlar arasında etnik, dini ve benzeri açılardan ayrımı da son derece yapay bulurum, bu tür ayrımlar bir anlam taşımaz. Ortak payda insan olmak, daha doğrusu insan olabilmektir.

\n

Kişisel olarak ödün verilerek, görüşme yoluyla sorunların çözülebileceğini düşünmediğimden; PKKnin ardında emperyal desteklerin bulunduğuna inandığımdan, Kürt sorununun emperyal güçler ve onların yerli uzantıları tarafından empoze edilmeye çalışıldığını gözlemlediğimden, ABDnin BOP ya da GOPu hakkında bir ölçüde bilgi sahibi olduğumdan; MİTin ABD ve İngiltere gözetiminde Kuzey Irak yönetimi, PKK ve Öcalanla yaptığı görüşmelere kuşku ile bakıyorum.

\n

Bir vatandaş, bir vergi mükellefi, bir insan olarak MİTin sorgulanması gerektiği görüşündeyim. Açıklık, doğruluk, sorumluluk, kamuoyuna hesap verme, kamuoyunu aydınlatma kuralları MİT için de geçerli olmalıdır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları