Açıkça söylenmese, ima, üstü kapalı, lehe gibi görünerek, överken eleştiri gibi söylense de değişimin adresi Kılıçdaroğlu. Kinaye, ironi, istidrak her yol deneniyor, yalnız algılanmıyor, en nazik deyişle tegafül ediliyor, bilmezlikten geliniyor.

Sürekli başarısızlığa, yanılgıya karşı koltuk koruma girişimi, CHP’nin bloke edilmesi, yoğun değişim isteği doğuruyor.

Bu bağlamda umut bağlanan, TBMM’de en az çoğunluk sağlanması beklenen 6’lı masanın başarısızlığının analizi yapılmalıdır. Masa tek ama kuruluş amacı, katılanların niyetleri farklı.

Masanın kamuya açıklanan kuruluş amacı, güçlendirilmiş parlamenter sistemi, tek adam rejimi olarak da nitelendirilen cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşı yaşama geçirmek. Açıklanan amaca karşı katılanların niyetleri çok farklı.

Masanın kurucusu Kılıçdaroğlu, demokrasi cephesi, güçlendirilmiş parlamenter sistemi söylemi altında, cumhurbaşkanlığı adaylığını masanın desteğini amaçlıyor, DEVA, Gelecek, Saadet, DP’nin oy güçleri, TBMM’de temsil edilmelerine yeterli değil ancak seçim ittifakı ile TBMM temsil edilebilecekler. Siyasal açıdan parçalı bir Meclis’te temsil edilmek, söz sahibi olmak partilerinin yaşamlarını sürdürmeleri açısından da zorunlu. İYİ Parti ve Akşener’in amacı, merkez sağ ve sağı birleştirerek seçimde birinci parti olmak, amacın gerçekleşmesi Erdoğan’ın seçimi yitirmesine bağlı. Akşener başbakanlığa talip olduğunu açıkça söylüyor, bu nedenle seçimi kazanacak cumhurbaşkanı adayında ısrarlı.

Güçlendirilmiş parlamenter sistem söylemi gündemden düşüyor. Masa, aday belirleme, seçim ittifakına dönüşüyor. Kılıçdaroğlu adaylık konusunda ısrarlı, DEVA, Gelecek, Saadet, DP için önemli olan aday desteği karşılığı alacakları ödün, vekil kontenjanı, Akşener için ise aday önemli, seçimi yitirecek bir aday desteklemenin amacı, yararı yok. Akşener’in onayı olmadığından masanın aday göstermesi gerekiyor daha son kerteye gelindiğinde Akşener, zayıf aday olarak gördüğü Kılıçdaroğlu’nu onaylamamak için masayı terk ediyor, İmamoğlu ve Yavaş’la güçlendirilmiş Kılıçdaroğlu formülü üzerine, alternatifsizlikten “çaresiz evet”le masaya geri dönüyor.

Kılıçdaroğlu, aslında Cumhur İttifakı’nın Millet İttifakı için en uygun gördüğü aday. Yandaş kanallarda sürekli telkin yapılıyor.

Bir ara Kılıçdaroğlu’nun aday olmayacağı söylemi dolaştığında bir “Eyvah aday olmayacakmış” diye yakınmadıkları kaldı. Cumhur İttifakı, vekil seçimini yitirileceğinin, ikinci tura kalacak Erdoğan-Kılıçdaroğlu seçiminde ise seçimin kazanılacağı kurgusunu yapıyor, S. Soylu’nun “14 Mayıs seçimi siyasal darbedir” ifadesi bu beklentiyi yansıtıyordu.

Kılıçdaroğlu savunulması en zor adaydı. Çevre ile konuşmalarımızda izleyen, irdeleyen vatandaşlar Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda şu uyarılarda bulunuyordu. “Yaş”, beş yıl sonra sekseni, “tutarsız” farklı yerlerde, farklı zamanlarda bağdaşmayacak davranışlarda, açıklamalarda bulunuyor; kendini aşırı önemsiyor, tek adam eleştirisi yaparken tek adam gösterisi yapıyor.

Savunulması zor, masadan da ciddi destek alamayacak Kılıçdaroğlu, propagandayı rejim, parlamenter sistem üzerinde yoğunlaştıracağına, “Bay Kemal geliyor” maddi vaatlerle seçim kazanılacağı ağrılara karşı seçime katılma oranı da düşünce TBMM’nin yanı sıra başkanlık seçimi de yitirilmiş oldu. Sonuç Cumhur İttifakı’nın beklentisinin de üstünde başarılı olmuştur.

Açıkça söylemek gerekirse CHP, Kılıçdaroğlu başkanlığında ehil kurmayların, danışmanların kılavuzluğunda yerel seçime gidirse hüsran olur. Sorun yaratmış, sorun parçası olmuş kişilerle sorun çözmeye kalkışmanın akılcı yönü yoktur. Kinaye, ironi, istidrak söz sanatı ama değişimin adresini de doğru vermek gerekir.