Milli Savunma Üniversitesi bünyesinde yer alan eğitim kurumlarından bir tanesi de harp okullarıdır. Kuvvetlerin adına özdeş olmak üzere kara, deniz ve hava olmak üzere üç adet harp okulumuz vardır.

Harp okullarında askeri dersler ve kültür dersleri olmak üzere iki alanda öğretim verilmektedir. Harp okullarında yabancı dile de ağırlık verilmekte olup öğrenim süresi beş yıldır diyebiliriz.

Bu sayılan öğrenim kategorileri boyunca sosyal ve fen dersleri ile muhatap oldukları gibi hukukun birçok dalında da eğitim görmektedirler. Dolayısıyla aldıkları hukuk dersleri sayesinde hukuk formasyonları da yeteri kadar oluşmaktadır. Bu bağlamda suç ile disiplin suçu kavramlarının ne olduğunu, hangi işlem veya eylemin suç veya disiplin suçu oluşturabileceğini çok iyi bilmektedirler. Bu anlamda kendilerine zarar verebilecek bir davranışı sergilemek eşyanın tabiatına aykırıdır.

Nitekim harp okullarında başta cumhurbaşkanı olmak üzere devlet büyüklerine saygılı davranılması gerekliliğinin de altyapısı oluşturularak eğitim verilmesi her zaman ve sık sık tekrarlanmaktadır. Bu cümleden hareketle harp okulunun devlet büyüklerine karşı olumsuz bir işlem veya eylemde bulunacakları olası değildir. Ayrıca toplum psikolojisinin hâkim olduğu durumlarda kişilerin iradelerini yok eden durumlar da oluşabilmektedir. Ancak harp okulu öğrencilerinin bu olguya rağmen topluca attıkları slogan toplumun asker olmayan kesimleri tarafından bile tekrarlanabilmektedir.

Askerlik mesleğinin asli görevinin yurt savunmasını sağlamak olduğu kuşkusuzdur. Yurt savunması anlamında yaşamını ortaya koyan bu seçkin mesleğin bireylerini ne kadar minnetle ansak azdır. Türk ulusunun bu güzide evlatlarının bilerek ve serbest iradeleri ile seçtikleri mesleklerinde de bu sevgiyi devam ettirmeleri için ne gerekiyorsa onu yapmamızın kamu yararı olduğunu kabul etmek gerekir.

Uzun yıllar ceza yargısında uygulayıcı olarak görev yapmış biri olarak bahsi geçen olayda kastın varlığından söz etmek mümkün olmadığından gerek herhangi bir disiplin suçundan veya ceza hukuku anlamında suçun varlığından söz etmek mümkün değildir.

EROL ALPAR

KAMU HUKUKÇUSU