Öztin Akgüç

CHP’de kişisel güç odağı yoktur olamaz

25 Eylül 2024 Çarşamba

CHP’nin yerel seçimler sonrası yeniden birinci parti konumuna yükselmesi üzerine, CHP sanal güç odakları yaratılarak, destek, köstek davalar açılarak erken veya zamanında cumhurbaşkanlığı seçimi için daha uzun süre varken, adaylık rekabet tartışmaları açılarak yıpratılmaya, gündem değiştirilmeye çalışılıyor. Altılı masanın başarısızlığında etkili olduğundan “adayı belirle” taktiği yineleniyor.

Altılı masa, demokrasi cephesi sloganı güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş amacıyla kuruldu. Başlangıçta anayasa taslağı hazırlamak gibi amaç yönünde çalışmalar yapılırken, sonraları kişisel beklentiler gerçekleştirilmeye, politik hesaplar, pazarlıklar yapılmaya başlanınca, cumhurbaşkanı ve genel milletvekili seçimlerinin yenilgisiyle sonuçlandı. Şimdi benzer bir oyun sahnelenmeye çalışılıyor. CHP’de güç odaklarından, çekişmeden, ayrışmadan, istifalardan söz ediliyor.

CHP’de kişisel güç odağı yoktur. Tabanın tıpış tıpış oy vereceği yanılgısıyla aday belirleyen Kılıçdaroğlu’nun seçim yenilgilerinden sonra özür dilerim tıpış tıpış gitmesi gerekirken, kurultay yenilgisinden sonra dahi ofis açması, bazı ziyaretler, kontenjan vekillerin desteği, medyada birkaç sesyayar olması kişiyi güç odağı yapmaz.

CHP, ilk kez büyük illerde belediye başkanlığı seçimini kazanmıyor. Çok partili siyasal yaşama girdikten sonra da CHP’nin büyük illerde SHP ile birlikte belediye başkanlıkları süresi, diğer partilerden daha uzundur. Bu konuda önceki yazılarda süre, belediye başkanları ile birlikte verildiğinden yinelenmiyor.

Partide Atatürk sonrası genel başkanlar güç odağı değil gelip geçicidir. İsmet İnönü gibi çok başarılı deneyimli devlet adamı bile kurultayda seçim yitirmiş, seçim sonrası yeni başkan Ecevit’i selamlayarak çekilmiştir.

CHP’nin gücü, seçim kazanmasından değil Mustafa Kemal tarafından misyon, görev partisi olarak kurulmasından, kökeni olan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’nin ilkelerinden, altı oktan alır. Seçim kazanmış partiler DP, Adalet, Doğru Yol, ANAP, DSP günümüzde ya yoktur ya da tabela partileri konumundadırlar.

İzlenecek yolda, Atatürk’ten, İsmet İnönü’den, Bülent Ecevit’ten alınacak dersler, ilhamlar vardır. Amaç tam bağımsızlık, dış güçlere karşı uzak ve dik duruştur. Telifçi politikalar, ödün, sınırlama getirir, başarı sağlamaz. Atatürk, emperyal devletlerle değil, Balkan ve Sadabat paktları ile Balkan devletleri, İran, Irak ve Afganistan’la dostluk, işbirliği antlaşmaları yapmış, mazlum ülkelerin emperyal güçlerle yaptıkları savaşımda sembol lider olmuş, Hatay’ı da ülkeye kazandırmış; bağımsızlık savaşı sonrası dış ülke ziyaretlerinde bulunmamış; İngiliz kralı kendisini ziyaret ederek selamlamıştır.

İsmet İnönü, II’nci Dünya Savaşı süresinde tarafsızlık, bağımsızlık ilkesiyle taraflara karşı dik durmuş; Roosevelt fiziki sorunlarına karşın Kahire’ye, Churchill’in hem Adana’ya hem de Kahire’ye ikna için gelişlerine karşın, Batı’da Alman panzerlerine, doğuda Kızılordu’ya karşı ülkeyi savaş yıkımından kurtarmıştır. İkinci başbakanlığı döneminde de 1964 yılında Türk uçakları ile Kıbrıs’ta Rum katliamını durdurmuş, ABD başkanı L. Johnson’un mektubuna karşı “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini alır” yanıtını vermiş, büyük devletlerle olan ilişkiyi, yabani bir hayvanla yatağa girmeye benzetmiştir.

Bülent Ecevit, tüm dış tehdit ve baskılara karşı, Kıbrıs Barış Harekâtı’nı gerçekleştirmiş, ABD tehdidine aldırmayarak afyon üretim alanlarını yeniden açmış, AB ile ilişkileri askıya almıştır.

CHP, dış güçlere, baskılara aldırış etmemiş, dik onurlu durmuştur. CHP’nin amacı AB’ye tam üyelik olamaz. Atatürk ve İnönü’nün gösterdiği gibi emperyal ülkelerden uzak durmak yeni bir merkez oluşturmak olmalıdır. 

CHP’nin gücü, kişilerden değil, kuruluşundan, kökeninden, ilkelerinden, geçmişinden kaynaklanır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Stag değil slumpflasyon 11 Eylül 2024

Günün Köşe Yazıları