Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yunan Krizi Rüzgârında Bir Küçük Tur
\n\n\n
Komşumuz Yunanlıları anlamak mümkün. Sahip oldukları tüm birikimlerini kaybetme korkusuyla bankalara hücum ettiler. Yunan bankalarından çekilen para az buz değil. 7 Mayıs’tan bu yana çekilen nakit para resmi kaynaklara göre 3 milyar Avro’yu geçmiş. Ancak iddia bu rakamın 7 milyar Avro’yu bulduğu yönünde. Çekilen paraların önemli bir kısmı ülkedeki belirsizlik yüzünden yastık altına girdi. Becerebilenler ise yurtdışındaki bankalara yatırdı. Bunda en büyük etken, ülkenin Avro’dan çıkıp yerel para birimi drahmiye dönülmesi ihtimalinin yarattığı korku. Yunanistan’da tam 2 yıl önce ekonomik kriz ile başlayan toplumsal kaos, yanına siyasi kaosu da alarak ilerliyor.
\nTabii tek korkan Yunan halkı değil; tüm Avrupa’yı giderek artan bir endişe yumağı sarıp sarmalıyor. İspanya ve Portekiz, İtalya ve İrlanda topun ağzındaki diğer ülkeler. Her ne kadar AKP iktidarı gelişmeleri ‘bize bir şey olmaz’ tarzıyla hafif alaycı tavırla izlese de aralarında Türkiye’nin de bulunduğu tüm coğrafyayı pek de aydınlık günler beklemiyor.
\nAslında ekonomik, toplumsal ve siyasi yaşanan tüm gelişmeler tek bir yönü işaret ediyor: Kapitalist sistemin bu haliyle artık sürdürülebilir olmaktan giderek uzaklaştığını… Bugüne kadar başta IMF ve kredi derecelendirme şirketleri olmak üzere birçok kurumun yıllar boyu uyguladığı çifte standart işin ucu kendilerine dokunmaya başladığında tamamen gözler önüne serildi. Uzun yıllar gelişmekte olan ülkelerde halkların isteklerine bakmadan ‘kemer sıkma’ politikalarını ödünsüz uygulatan IMF, bugün neden bu kadar sessiz? Çünkü ‘Avro bölgesindeki borç krizini kamu harcamalarını keserek aşma çabaları’, Fransa ve Yunanistan’daki seçim sonuçlarının ardından ciddi biçimde sorgulanmaya başlandı. Böylesi bir sorgulamanın yapılabilmesi için meğer Batı’nın tam göbeğinde ciddi bir kriz gerekiyormuş.
\nVe bu arada demokrasi Avrupa’da son yılların en büyük sınavını da yaşıyor. Yunanistan’da 6 Mayıs’ta yapılan milletvekili seçimleri ülkeyi otuz yıldır yöneten düzeni de, ezberleri de yıktı. Her ne kadar koalisyon hükümeti kurulamasa ve haziran ortasında yeni seçimler yapılacak olsa da önemli bir gerçek ortaya çıktı: Yunan halkı artık PASOK ve Yeni Demokrasi’yi istemiyor. Birleşik solun partisi Syriza’nın, yüzde 17 oranında oy alarak ikinci parti olması çok önemli. Keza Fransa’da da sosyalist Hollande’ın Sarkozy iktidarına son vermesi de…
\nİyimser bir bakış açısıyla yaklaşıp “Acaba bu gelişmeler Avrupa’da krizi aşacak bir yenilenmenin başlangıcı olabilir mi” sorusunu ortaya atsak ne olur?
\nSyriza’nın lideri Alexis Tsipras iktidara gelirlerse uygulayacakları politikaları şöyle açıklıyor: “En azından son üç yılın borçlarının geri ödenmesiyle ilgili bir moratoryum için kredi verenlerle sert bir müzakere. Biriken borcun ve iş çevrelerinin yüksek kârlarının ve diğer tasarruf araçlarının vergilendirilmesi ve silahlanma harcamalarının keskin bir şekilde azaltılması. Aynı zamanda iş ve ücretlerin desteklenmesiyle talebin uyarılması, zayıfların korunması ve borçlu haneler ve küçük işletmeler için kredilerin düzenlenmesi. Tüm bu yapılacaklar ekonominin yeniden harekete geçmesi ve krizden çıkış için temel oluşturabilir.”
\nSyriza’nın kriz çözümü Fransa’da iktidara gelen Hollande’ın çözümü ile de paralellik arz ediyor. Sosyalist cumhurbaşkanı ekonominin canlanması için devlet masraflarını arttıracağını açıkladı. Ayrıca, eğitim alanında 60 bin iş fırsatı oluşturmayı vaat etti. Bunun yanı sıra bütçe eksikliğini azaltmak için refah ve eğitim hizmetlerini azaltmak yerine 1 milyon Avro üzerinde geliri olanlara yüzde 75 oranında vergi uygulamayı düşündüğünü belirtti.
\nTurumuza biraz da Brezilya’dan devam edelim. Avrupa’nın iki ülkesinin yeni dönem arayışları, Latin Amerika’nın bir dönem krizlerden başını kaldıramayan ancak Lula dönemi ile birlikte en parlak yıllarını yaşamaya başlayan Brezilya’nın politikaları ile de benzerlik gösteriyor. Demokratikleşme ile birlikte kalkınmayı da gerçekleştiren Lula, yatırım ortamını da, istikrar sağlayarak iyileştirdi. Bu yalnız doğrudan yatırımları değil Ar-Ge yatırımlarını da Brezilya’ya çekti.
\nAnlayacağınız sokağın sesi daha önce hiç olmadığı kadar önemli hale geldi. Bu seslere kulak tıkayanların sonları ise pek de hayırlı olmadı...
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
En Çok Okunan Haberler
- Hayatını kaybetti!
- Mansur Yavaş'tan TBMM'ye flaş çağrı!
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- TÜİK ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- İşte sıfır faizli kredi veren bankalar…
- AKP'den kayyum için ilk açıklama