Özlem Yüzak
Özlem Yüzak ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Zehir... Çifte standart

20 Aralık 2024 Cuma

Tıpkı savaşlarda, göçlerde yüz binlerce insanın ölümünün, çekilen onca acının, yaşanan onca trajedinin başka ülkelerdeki iktidarların umurunda olma ölçeğinin “çıkar ya da kâr-zarar hesapları” doğrultusunda olması gibi... Tıpkı göçmen politikasındaki ülkeye giriş izinlerini kendi işgücü ihtiyaçlarına göre belirleyenler gibi...

Bu kez konu pestisit. Yani, tarım üretiminde zararlılara karşı kullanılan ilaçlar. Biliyorsunuz Avrupa bir süredir Türkiye’den ihraç edilen gıda ürünlerini geri çeviriyor. Gerekçe yasaklı ya da limit üstü pestisit yani tarım zehri kullanımı. Domates, çilek, kiraz, biber, salatalık... Kuru meyveler grubu olarak incir, üzüm, kayısı, fındık...

Haklılar da. Örneğin içlerinde çocuk sinir sistemine ve bilişsel gelişimine zarar verdiği için kullanılması AB ülkelerinde yıllardır yasak olan klorpirifos var. Pestisit kalıntılarına maruz kalanlarda kalp ve böbrek yetmezliği görülürken Parkinson, lösemi, kanser, tip 2 diyabet, obezite, astım ve hormon bozukluklarında da ciddi artışlar yaşandığı vurgulanıyor.

Buraya kadar tamam. Tehlikeli pestisitlerin Avrupa Birliği ülkelerinde kullanımı yasak. Ama biz ve diğer gelişmekte olan ülkeler; pestisitleri kimden satın alıyoruz? Kendi topraklarında kullanımını yasakladığı pestisitlerin üretimine ve ihracatına neden engel olmuyor Avrupa Birliği?

Örneğin Fransa. Fransız mevzuatındaki bazı boşluklar, kimya devlerinin ülkede yasaklanmış maddeleri üretmeye ve ihraç etmeye devam etmesine izin veriyor. Bu maddelerin binlerce tonu düzenlemelerin daha gevşek olduğu yurtdışına gönderilmeye devam ediyor. Brezilya, Ukrayna, Rusya veya Hindistan gibi. Muhtemelen Türkiye de vardır aralarında. Sadece Fransa değil. Amerikan Corteva ve Alman BASF gibi kimya devleri de genotoksik potansiyeli nedeniyle 2017’den bu yana yasaklanan bir fungisit olan pikoksistrobin ve fipronili saf biçimde ihraç ediyorlar. Konu ile ilgili araştırma üç sivil toplum kuruluşu tarafından yürütüldü: Public Eye, Unearthed ve Pestisit Action Network Europe.

Peki Fransa’dan hangi “zehirler” ihraç edilmeye devam ediliyor?    

Listenin başında tahıl ve soya fasulyesi mahsullerinde kullanılan bir fungisit olan pikoksistrobin. Genotoksik potansiyelinin yanı sıra suda yaşayan organizmalara ve solucanlara karşı toksisitesi nedeniyle 2017 yılından beri AB’de yasaklı. Ancak 2023 yılında, çokuluslu Corteva, bu pestisitin 3 bin tondan fazlasını saf madde biçiminde sevk etti, Dev BASF da bu boşluktan yararlanarak 1400 tondan fazla fipronili ihraç etti. Bu insektisit tozlaştırıcılar için neonikotinoidlere benzer şekilde akut toksisiteye sahip.

Fransa’dan ihraç edilen ürünlerin büyük çoğunluğu, gezegendeki en önemli biyolojik çeşitlilik rezervuarlarından biri olan Brezilya’ya gidiyordu. Bu ülkede son yıllarda fipronil yüz milyonlarca arının ölümüne neden oldu.

Bu hem ahlaksızlık hem de çifte standart. Uluslararası anlaşmalarla yasal boşlukların düzenlenmesi gerek. Ama yapılmıyor çünkü “çıkar ve kâr-zarar” hesabı insandan, insan sağlığından önemli. Ürün kendi raflarına girmeden önce sıkı denetim yapanlar, kendi vatandaşlarını bir nebze koruyor, geriye kalan ise umurlarında değil.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Zehir... Çifte standart 20 Aralık 2024
Bir garip ülke 13 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları