Özgen Acar
Özgen Acar ozgenacar@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Zefirion... Halikarnassos... Petrium... Bodrum... (Bedroom!) (4)

27 Ağustos 2019 Salı

Bodrum’u Bodrum yapanları anımsayalım!
Bodrum’un Karia çağındaki adını seçerek kendisine “Halikarnas Balıkçısı” takma adını kullanmıştı. Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın İzmir’in Hatay semtindeki evine, lise öğrencisi iken, iki haftada bir gider, öykülerini ağzından dinlerdim...
İzmir’de yayımlanan “Demokrat İzmir” gazetesinde yazdığı “mitolojik” öykülerini ise her pazar günü, ailecek merakla beklerdik. Bodrum ile ilgili olanları mitoloji ve tarihle birleştirirdi...

***

Kısaca Cevat Şakir de denilen üstat, 1890’da Girit’te doğmuştu.
Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit döneminin, devlet adamlarından Mehmet Şakir Paşa’nın ve Giritli Sare İsmet Hanım’ın oğlu idi. Amcası 2. Abdülhamit’in sadrazamlığını yapan Cevat Şakir Paşa idi. İki evliliğinden de çocuğu olmayan ve kendisini çocuğu gibi seven amcasının adı, kendisine verilmişti.
Babasının görevi nedeniyle, çocukluğunu Atina’da yaşamış, İngiltere’de Oksford Üniversitesi’nde “Yakın Çağlar Tarihi” okumuştu.
1913’te evlendiği İtalyan eşiyle yaşarken, resim dersleri almış, İtalyanca ve Latince de öğrenmişti.
1914 yılında maddi sıkıntı içine giren aile, babasının Afyon’daki Kabaağaçlı çiftliğine yerleşmişti. Bir tartışmada, silahından çıkan kurşunla babasının ölmesi üzerine cinayet suçu ile 15 yıl kürek cezasına çarptırılmıştı. Cezasının yedi yılını çektikten sonra, verem hastası olunca tahliye edilmişti...

***

İstanbul’a dönünce çeşitli dergilerde yazılar yazmış, kapak resimleri, süslemeler ve karikatürlerin yanı sıra çizgi romanlar yapmıştı.
Cumhuriyetin ilanından sonra, “Kurtuluş Savaşı” sırasında eşlerini görmek için, firar eden 4 askerin idamı hakkındaki yazısı nedeniyle, 3 yıl “kalebentliğe mahkûm” edilerek “kalenin” bulunduğu Bodrum’a sürülmüştü!
1.5 yıl Bodrum’da kalmış, cezasının 2. yarısını ise İstanbul’da geçirdikten sonra, çok sevdiği için döndüğü Bodrum’da yaklaşık 25 yıl yaşamıştı. Bodrum’un güzelleşmesi için büyük çabalar harcamış, yurtdışından getirttiği bitki tohumlarını Bodrum’un dört bir yanına ekmişti. Bodrum’da yaşadığı yıllarda sadece yazar değil, aynı zamanda bahçıvan, öğretmen ve balıkçıydı.

***

1947’de çocuklarının eğitimi için İzmir’e yerleşmişti. İzmir’de yazarlık ve turist rehberliği yaparak yaşamını sürdürmüştü. Fırsat buldukça Bodrum’a gider, diktiği ağaçları ziyaret eder, denizci dostları ile konuşurdu.

***

İkinci evliliğini dayısının kızı Hamdiye Hanım ile yapmış, 1925 yılında boşanmış, sonra Giritli Hatice Hanım ile evlenmişti. Üç evliliğinden beş çocuğu olmuştu.
Bir Amerikalı ile evlenen kızı İsmet Noonan, babasının özel eşyasını ve arşivini, 2005’te İzmir’deki Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’ne bağışlamıştı. Bunlar arasında Azra Erhat, Sabahattin Ali, Naci Sadullah’tan gelen mektuplar da vardı.

***

“Mavi Sürgün” adlı kitabı bir anlamda özgeçmişidir. Ancak kitap “Bodrum” kokar... Dönemin yazarlarını, Bodrum’dan başlayıp Muğla kıyılarında süren “Mavi Yolculuğa” yönlendirdiği yöre turizminin öncüsü de olmuştu...

***

Rus ihtilalinin beş liderinden biri olan Leon Davitoviç Troçki, 1929’da İstanbul’a sürülmüştü. Büyükada’da bahçeli bir evde ailesiyle yaşıyordu.
Cevat Şakir, Büyükada’ya gittiğinde, bu evde gördüğü palmiye ağacının tohumlarından Bodrum için toplamak istemişti. Ancak güvenlik görevlilerince yakalanarak, karakola götürülmüştü. Troçki’nin o evde yaşadığını bilmiyordu! Serbest bırakıldı...

***

13 Ekim 1973’te İzmir’de “kemik kanseri”nden yaşamını yitirmişti. İsteği üzerine Bodrum’da gömülmeden önce yakınlarına şöyle demişti: “Öldükten sonra kendime değil, doğaya lazımım. Toprak, beni ister diken yapar, isterse çiçek...

***

Tarihteki Anadolu uygarlıklarının kültür varlıklarını halkımıza tanıtan Azra Erhat (1915- 1982), ilk ve ortaöğrenimini Brüksel’de tamamlamıştı. 1939’da Ankara Dil Tarih-Coğrafya Fakültesi’ni bitirerek aynı fakültenin “Klasik Filoloji Bölümü’nde asistan” ve 1946’da da “doçent” oldu. Sol eğilimli oldukları gerekçesiyle bir grup arkadaşıyla birlikte görevden alındı.
Cevat Şakir ve Sabahattin Eyüboğlu’nun izinde giderek, Türkiye’de “hümanistik (insancılık)düşüncesinin ve Eski Yunan felsefesiyle ilişkilendirilmesi amacıyla yayınlar yaptı. Fransızca, Almanca, İngilizce, Latince ve Eski Yunancadan çevirileriyle tanındı.
“Mavi Anadolu” kitabı, kıyılarımızda yaşamış uygarlıkların kültürleri ile günümüz, turizmini yansıtmıştır. “Mavi Yolculuk” kitabı ise Bodrum’dan başlayan Türk turizmini yönlendiren ilk rehber niteliğindedir.
Her iki kitap yalnızca bu yörelere gidecekleri değil, tüm Türk okurlarını bilgilendiren öncü anıtsal yapıtlardır.
Abdülkadir Meriçboyu ile birlikte İzmirli hemşerimiz Homeros’un “İlyada” ve “Odysseia” adlı kitaplarını Türkçeye çevirdi. Birinci kitap Habib Edip Törehan, ikincisi ise Türk Dil Kurumu çeviri ödüllerini kazandı...
Cevat Şakir’in kendisine yazdığı mektupları, “Mektuplarıyla Halikarnas Balıkçısı” adlı kitapta topladı. “Mitoloji Sözlüğü” kitabı ise her kitaplıkta olması gereken, tek ciltlik bir ansiklopedi niteliğindedir...
Not: Sürecek...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları