Zavallı Türk kadını!

08 Mart 2016 Salı

Kadın ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Sema Ramazanoğlu, “Eski Türkiye’nin acısını en çok kadınlar çekti!” demiş… Galiba doğru söylemiş!
Kuşkusuz acı çeken kadınlardan biri de Kastamonulu Şerife Bacı’dır. Devrekani ilçesinin Şeydiler bucağının San köyünden Şerife Bacı, Şubat 1921’de cephane yüklü arabasıyla Kastamonu Kışlası’na ulaşmış, ancak kente girmeden az önce donmuştu.
Kollarını kağnısının üzerine doğru açmış olarak bulundu. Sanki bir şeyi korur gibiydi! Kağnısından kaldırmak isteyenler, otlara sarılı top mermilerinin arasında, çullarla kundaklanmış bir kız çocuğunun ağlayışı ile kendilerine gelmişlerdi…
Bu olaydan yaklaşık iki yıl önce, yine Kastamonu’da Zekiye, Kamran, Saime, Bediiye, Münire, Refika, Neyyire hanımlar; 10 Aralık 1919’da, “Darülmuallimat” (kız öğretmen okulu) bahçesinde üç binden fazla kadının katılımıyla Türkiye’nin ilk toplu kadın eylemini düzenlediler.
Toplantı, Polis Müdürü Halil Bey’in eşi Zekiye Hanım’ın şu konuşmasıyla başladı:
“Kardeşler, hemşeriler! Daha bir sene evvel, kırmızı rengi ile başımızda dalgalanan ulu sancağımız görüyorsunuz ki siyahlara, matemlere büründü. Muharebe meydanlarında vatan ve din uğrunda binlerce evladımızı gömdükten sonra; haktan, adaletten bahseden Avrupalıların bir seneden beri yenildik diye başımıza açmadıktan felaket kalmadı.
Haktan en çok bahsedenler, haksızlığın en büyüğünü yaptılar. Daha dün bizim gibi refah ve saadeti; evi, barkı olan İzmir’deki dindaşlarımız beyaz saçlı kadınlarımız, kundaktaki yavrularımız Yunan’ın süngüsünden geçti.
Her tarafı yüksek minarelerinden, beş vakitte ism-i celalullah bağırılan Adana’mız, Antalya’mız ve en nihayet güzel Ayıntab, Maraş, Urfa’mız elimizden alınmak istenir. Hanımlar! Büyük felaketlerimiz önünde evlatlarımızın, kardeşlerimizin kanıyla suladığımız yurtlarımızın işgaline, kardeşlerimizin felaketine susacak mıyız?
Hayır hanımefendiler! Mağlubuz, silahımız yok, ancak göğsümüzde imanımız bütün dünyayı hak eden Allah’ımız var. İşte bizde imanımıza ve Allah’ımıza istinaden haksızlıklarını yüzlerine vurur ve cihan huzurunda ilan ettikleri adaleti talep ederiz.
Hanımlar, biz dünyayı kanlara boğan erkeklere müracaat edecek değiliz. Bizim gibi şefkatle düşündüklerine şüphe etmediğimiz İtilaf Devletlerinin büyük kadınlarına müracaat edecek ve birer telgrafla bize yapılan haksızlıkları yazacak ve anlatacağız.
Eğer onlar da hakkımızı teslim etmezlerse, evlatlarımızın kanlarına kanlarımızı karıştırarak erkeklerimizle bir safta, dinimiz ve istiklalimiz için ölecek; haksızlara, zalimlere, tarihin lanetlerini terk ederek şehametle (yiğitlikle) öleceğiz!”
Çeşitli konuşmalardan sonra, yabancı devlet başkanlarının eşlerine telgraf çekilmesi kararlaştırılır. İşte “acı çeken” bu kadınların bıraktıkları “enkaz” günümüzde kaldırılıyor!

***

Sultan, “Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir!” demedi mi? Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “kadının kahkaha atmaması gerektiğini” söylememiş miydi?
“Mahalle baskısı” kadını “türbana ve çarşafa” sokma zorlaması ve bu söylemlerin etkisi altında kalan erkek “saçını kızıla boyatan” karısını ya da “boşanmak isteyen” eşini öldürmedi mi?
1919’da kahramanca sokağa dökülen Türk kadınlarına karşın, 2016’da başkentte “kadınlar gününün” kutlanmasını Emniyet Müdürlüğü yasaklamadı mı? Polis, kadınlarımızı yerlerde sürüklemiyor mu?
Adalet Bakanlığı’nın rakamlarına göre, AKP döneminde, 2002 - 2015 yılları arasında öldürülen 5 bin 406 kadının cesetleri kaldırılmadı mı?
Eskiden “Düriye’min güğümleri kalaylı!” diye bir türkü vardı. Kalayın devri geçti, günümüzde artık “Parmağında yüzükler, kolunda bilezikler, oy oy Emine’m nedir bu güzellikler…” türküsü güncelleşti…
Not: Yazım bitmişti ki, AB’den; Avrupa Konseyi’nin, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele alanındaki “İstanbul Sözleşmesi” bir uyarı olarak anımsatıldı!

“Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın…”
Mustafa Kemal Atatürk - Ankara 1933  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları