Ataol Behramoğlu
Ataol Behramoğlu ataolbehramoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

İyiler kötüler yansızlar

27 Kasım 2024 Çarşamba

Türkiye toplumu, tarihinde belki hiçbir zaman olmadığı kadar iyiler ve kötüler olarak ikiye ayrılmış.

Bir de yansızlar var. Onları iyiler arasına mı, kötüler arasına mı katmalı, bilmiyorum.

İyilik ve kötülük görece kavramlardır denebilir. Bir ölçüde doğru. Ama bir ölçüde.

Size iyi gelen bir başkasına kötü gelebilir. Ya da tersine. Sizin kötü bulduğunuzu bir başkası iyi bulabilir.

Ama bunlar günlük yaşama, kişisel zevklere ve alışkanlıklara ilişkin şeylerdir. Genellediğimizde iş değişir.

Örneğin komşu evden kadın çığlıkları yükseliyor. Komşunuzun eşini arada bir dövdüğünü biliyorsunuz. Ya da sokakta birkaç kişi bir başkasını yere yatırmış, sopayla, tekmeleyerek öldüresiye dövüyor. Ya da aynı şey bir kediye, bir köpeğe, bir başka canlıya yapılıyor. Bunlar herhalde iyi şeyler değildir.

Hayır, iyi şeylerdir diyenler olabilir. Böylelerinin aklından, ahlakından kuşku duymak gerekmez mi?

Böyle şeylere tanık olup da suskunlukla geçirenler olabilir. Bu gibiler için iyi ya da kötü fark etmez. Ya da içlerinde rahatsızlık duysalar da korkudan ya da bir başka nedenle kılları kıpırdamaz. Bana neciler, adam sendeciler ve sonuç olarak ve en olumlu bir adlandırmayla yansızlar. Günümüz Türkiye’sinde böylelerinin sürüsüne bereket. Kusura bakmasınlar ama onları ayrım da gözetmeksizin kötülerin arasına katacağım.

***

Ülkemizde somut olarak yaşanmakta olanlara gelelim. Zaten kafamı kurcalayan asıl sorun da bu.

Bir insan topluluğu, ülke uygarlaşsın, çağdaşlaşsın, insanlar arasında eşitsizlik en alt düzeye insin istiyor.

Bunlar kötü şeyler mi?

Kimileriyse zaten öyleyiz ya da biraz sabredin öyle olacağız gibi sözlerle, bazen tehditlerle, sövgülerle gerçeklerin üzerini örtmeye çabalıyor.

Daha da kötüsü, iyi şeyler isteyenlerle tartışmaya girmek yerine onları ülke düşmanı olarak suçlayıp cezaevlerine gönderilmelerinden mutluluk duyuyor.

Bir büyük grup ise bütün bunları sessizce izliyor.

***

Daha da somut konuşalım.

Teğmenler mezuniyet töreninde ne yapmış? 

Alışılageleni, mesleğe daha yakışır, daha da alımlı, yiğitçe bir duruşla tekrarlamışlar.

Kötülerin yaptığı ve yansızların suskunlukla karşıladığı gibi öküzün altında buzağı aramaya kalkılırsa seksen tane komplo teorisi uydurulabilir.

Bugün bu konuda yapılmakta olan da bu.

Olayı öylesine büyütelim ki nerede bir yurtseverlik kırıntısı varsa kökü kazınsın.

Disiplin misiplin, bir sürü yalan dolan.

Oysa farkı görüşlerde de olsalar içlerinde bir nebze iyilik duygusu olanlar şöyle düşünür: Bunlar çok genç ve üstelik pırıltılı çocuklardır. Önlerini kesmeyelim. Konu disiplinse bir uyarı ile sorunu çözelim.

Hayır! Öyle olmayacak. Kötülüğün dolu dizgin alıp başını gittiği ülkemizde hiçbir iyilikçi çözüm söz konusu olamaz.

Her şey kötü, daha kötü, daha kötü olmalıdır.

***

Osman Kavala ortaçağ hukuksuzluğu gereğince bütün ömrünce cezaevinde kalmalı, aynı şey Selahattin Demirtaş ve benzerleri içinde de geçerli olmalı, bütün muhalefet belediyelerine kayyum atanmalı, Prof. Dr. Ahmet Özer hocalığı bırakıp belediye başkanlığı görevini üstlendiğinden pişmanlık duymalı ve bunu dile getirmekte gecikmemeli, İmamoğlu sesini kesip haddini bilmeli, Nasuh Mahruki’ye yapılandan ders alıp kimse demokratlık ve yurtseverlik taslamamalı ve özetle kimse, mevcut siyasal iktidarı övmek ve ona karşı olanlara sövmek dışında ağzını açmamalıdır.

***

Bir ülke nasıl böyle bir ölçüde kötülüğe savrulabilir?

Bu kadar kötülük karşısında büyük çoğunluk nasıl bu kadar suskun kalabilir?

Hukuk nasıl bu kadar yerlerde sürünmeyi içine sindirebilir?

Parlamento mensupları bugünkü kimliksiz konumlarından nasıl olur da rahatsızlık duymaz?

Büyük bir imparatorluk kurmuş, ardından yüce bir çağdaşlığı yaşamış güzelim bir ülke, 21. yüzyılın ortalarına doğru, büyük çoğunluğuyla halkı ve yine büyük çoğunluğuyla aydınıyla nasıl böyle bir “meskenet” (miskinlik), pısırıklık, vurdumduymazlık içinde, gittikçe derinleşmekte olan bir ölüm uykusuna dalmış olabilir?

Nasıl? Nasıl? Nasıl? Nasıl?...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları