Silahların kaynağı?

02 Haziran 2015 Salı

Türkiye’nin de üyesi olduğu “International Civil Aviation Organization (ICAO), Türkçesi ile “Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (USHÖ)1944’te Şikago’da kuruldu. Bugün 191 ülke üye.
Amacı, dünya üzerindeki tüm uçuşları güvenlik içinde gerçekleştirmek, tüm sivil ve askeri havaalanları arasında düzenli işbirliği kurmaktır.
Türkiye, örgütün Avrupa alt kurumu olan “Europeanand North Atlantic’e (EUR/NAT) Office (Avrupa ve Kuzey Atlantik Ofisi)bağlıdır. Türkiye’nin güneyinde ise Kahire’deki “Middle East (MID)- Ortadoğu” merkezi, tüm sivil ve askeri uçakların uçuşlarını denetler. Bu nedenle her iki merkezde, bölgelerindeki tüm uçuşlar saniye saniye kaydedilir. Hangi ülkenin, hangi sivil ya da askeri uçağı, nereden kalkmış, nereye inmiş, bu merkezlerde belgelenir.

***

Hatay ve Adana’daki MİT TIR’larındaki silahlar bir gerçektir. Peki, bu silahların kaynakları nedir? Türkiye yapımı silahlar olmadığına göre, hangi ülkelerden gelen silahlar MİT TIR’larına yüklenmiştir?
Bu konuda Genelkurmay Başkanlığı’na, Hava Kuvvetleri’ne ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne bir dizi sorumuz olacak!

Kısaca “KNE” çağrı adını taşıyan Suudi Arabistan uçakları, aylardır Hatay’a inmektedir. Düzenli uçuşları olmayan, yolcu getirip götürmeyen bu uçaklar Hatay’a neden inmişlerdir?

Suudi Arabistan’ın Tebuk kentindeki, kısaca “OETB” adlı Prens Sultan bin Abdülaziz Havaalanı’ndan kalkan, çağrı adı “RSF” olan Suudi Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin askeri uçakları, Ankara’nın (LTAC) adlı Esenboğa Havaalanı’na neler taşımaktadırlar?

Katar Hava Kuvvetleri’nin iki ayrı filosu bulunuyor. Bunlardan çağrı adı “LHOB” olan askeri nakliye uçakları, ABD Hava üssü olarak da kullanılan Al Udeid Havaalanı’ndan kalkıp, örneğin 2013 Haziranı’nda Türkiye’ye 30 kez geldiklerinde, neler taşımışlardı?

Ayrıca çağrı adı “DEMA” olan ikinci askeri filonun Türkiye uçuşları, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün Fransa ve Mısır’daki merkezlerince bilindiğine göre, Türkiye’ye acaba neler taşıdılar? Bu merkezlerde, sözde “sivil havacılık uzmanı” olarak çalışan çeşitli ülkelerin “bazı istihbarat örgütü üyeleri” bu trafikleri bilmiyorlar mı?

• “OJAM” denilen, Ürdün’ün Amman’daki havaalanından kalkan askeri uçaklar, Türkiye’nin hangi havaalanlarına, ne zaman inmişler ve neler getirmişlerdir? Bu ülkelerin hiçbiri, Türkiye’nin üyesi olduğu “Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü’nün (NATO-KAAÖ)” üyesi değildir. Bu nedenle, bu askeri trafiği anlamakta zorlandık. Bir ilgili çıkıp da bizi ve okurlarımızı aydınlatırsa seviniriz. Tabii aydınlatabilirlerse!

***

Olay ortaya çıktığında TIR’daki yüklerin, Türkmenlere gönderilen “gıda” olduğu resmen açıklanmış, ama görevlerini ciddiyetle yapan sınırdaki askeri görevliler ve savcılar tutuklanmışlardı. Şimdi de bunların “devlet sırrı” olduğu söyleniyor. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu soruyor: “Görüntüler gerçekse haberdir, sahteyse neden devlet sırrıdır?”
MİT” kısaltılmışına sahip “Milli İstihbarat Teşkilatı”, adından da anlaşılacağı üzere bir “istihbarat” örgütüdür. MİT bir nakliye şirketi, hele hele silah kaçakçısı bir kurum değildir!
Cumhuriyet’in yaptığı, Sultan’ın deyimiyle “casusluk” değil, yasadışılığı kamuoyuna sergilemektir. Veziriazam hazretleri de “İçinde ne olduğu kimseyi ilgilendirmez” diyor. Her türlü yasadışılık, kamuoyumuzu ilgilendirir ve bizlerin görevi de bu kirli ilişkileri ortaya çıkarmaktır.

NYT – Sultan savaşı!
Dünyada hangi cumhurbaşkanı, kral, sultan, başbakan, hatta diktatör ağzına “paçavra” sözcüğünü alır?
Türkiye’de bir zatı muhterem, üstelik “cumhurbaşkanı” unvanlı kişi, bu sözü, dünyanın saygın gazetelerinden Nev York Times’a hakaret için kullandı. Daha önce de aynı gazeteye “Edepsiz, alçak, adi…” diye hakaret etmişti!
“Sen bir gazetesin haddini bileceksin” deyince gazeteden nazik bir yanıt geldi… Robert Mackey imzalı yazıda şöyle denildi: Erdoğan,Türk medyası üzerinde göz korkutucu ve işbirliği konusunda uzun bir geçmişe sahip… Başbakanlık’tan yeni Cumhurbaşkanı Sarayı’na geçen Erdoğan, gayri resmi olarak baş basın eleştirmeni rolünü üstlenmiş görünüyor!”
Gazete, son olarak Sultan’ın talimatı ile Doğan Grubu’nun kamu ihalelerinden engellendiğini de anımsattı. Biz de sultanın şu sözünü anımsatalım: “Acaba, o malum Nev York Times gazetesinin patronları kim?” Sultan’ın kafası dağılmış! Nev York Times, Türkiye’de yayımlanmıyor. Özgür bir ülkede yayımlanıyor, yalnız ABD’yi değil, dünyayı özgürce aydınlatıyor.
Sultan’ın bu gazeteye saldırılarından çok memnunum! Hani “Oğlum Ahmet, sen bu yolda devam et!” derler ya… Böylece, dünya bu gazetenin yayınları ile Sultan’ın ne mene bir kişi olduğunu daha iyi anlıyor…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları