Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kırılma Noktasına Doğru!TC, AB'den Kopuyor!
\n\n\n
TC ile ABD ilişkileri limonileşiyor...
\nDiplomasi yaşamına 32 yıl önce Türkiye’de başlayan Francis Ricciardone bugün Ankara’da büyükelçi. Kızlarından biri Adana’da doğdu, eşi Çukurova Üniversitesi’nde eğitim gördü. Adana Başkonsolosluğu sonrasında Ankara elçiliğinde 2. adam konumundaydı.
\nSonrasında Mısır’da, işgalden sonra Irak’ta ve kısa bir süre önce de Afganistan’da büyükelçilik yaptı. Bir anlamda “sorunların elçisi” olarak güç ortamlarda yaşadı.
\nSenato, “yumuşak başlı” gördüğü Ricciardone’nin Ankara’ya atanmasını onaylamadı. Ama Başkan Barack Husein Obama Senato’yu teğet geçerek Ankara’ya gönderdi.
\nABD Kongresi’nce yayımlanan son “basın özgürlüğü” ve “insan hakları” raporlarında AKP hükümetine yönelik eleştirilerin ağırlaşmakta olduğu bu ortamda Ricciardone, Ankara’daki görevine başladı.
\n***
\nOdaTV baskını ile gazetecilerin tutuklanması olayındaki bir soruyu Kongre’nin raporu doğrultusunda, ancak kendisine özgü bir biçimde “Bazen dışarıdan bazı çelişkiler görebilirsiniz. Geçen hafta mükemmel bir deyim öğrendim: Bu ne perhiz, ne lahana turşusu!” sözleriyle açıkladı.
\nBüyükelçi, hükümetin “Türkiye’de basın özgürlüğü var” açıklamaları karşısında gazetecilerin tutuklanmalarındaki çelişkiye dikkati çekiyordu.
\nBu sözler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine “protokol ziyareti” için randevu vermesini geciktirdi. Büyükelçiye tepki, sahibinin sesini yansıtan bir biçimde Başbakan’ın dış siyasa danışmanı Büyükelçi Fuat Tanlay’dan “eceli gelen köpek cami duvarına işer” biçiminde geldi. ABD elçisi yeni göreve başladığı için “eceli gelmiş” olamazdı. Anlaşılan Türk büyükelçi, konuk büyükelçiye “köpek” diyordu!
\nBu arada İçişleri Bakanı Beşir Atalay, “Basın özgürlüğünde ABD’den bile ilerideyiz!”, AKP sözcüsü Hüseyin Çelik “Büyükelçiler bizim iç işlerimize karışamazlar” demezler mi?
\nDemokratik olduğunu savlayan, uluslararası anlaşmalara imza koymuş bir ülke, basın özgürlüğünü kısıtlayınca, ülkenin iç işleri sayılıyordu…
\nAKP çevrelerinden “acemi elçi” sözlerinin yansıması ile eşzamanlı olarak Vaşington’un sözcüsü Philip Crovley “Türkiye’deki basın özgürlüğüne ilişkin kaygılarımız sürüyor. Büyükelçimizin arkasındayız!” sözleri ile ABD’nin tepkisini açıkladı. Eğer Ricciardone de “acemi elçi” idiyse varın gerisini siz düşünün… Anlaşılan Büyükelçi, Senato’nun “yumuşak başlılık” inancının yanlış olduğunu göstermek için Kongre’nin istemi doğrultusunda Türkiye’de “yumuşak atın çiftesi pek olur” atasözünü uygulamaya başlamıştı!
\n***
\nCIA Başkanı Leon Panetta’nın nisan ortasında Ankara’ya gelerek çeşitli düzeylerde görüşmeler yaptığı daha sonra açıklandı. Gündemde PKK olmak üzere, ağırlık Hamas, Suriye, Libya ve Mısır olayları ile özellikle İran ile Türkiye’nin ilişkileri vardı.
\nBir “terör” örgütü olarak kayıtlara geçen Hamas’ın Türkiye’de baş köşelere oturtulmasının yanlışlığına dikkati çekti. Mavi Marmara gemisinin bölgede yarattığı gerginliğin üzerinde durdu ve tekrarlanmamasını rica etti.
\nAmerikan Temsilciler Meclisi üyesi 36 milletvekili, hafta sonunda Başbakan Erdoğan’a bir mektup göndererek “Özgür Gazze Hareketi ve İnsanı Yardım Vakfı”nın yardım filosunun yeniden yola çıkmamasını istedi.
\nBu filonun İsrail’e yönelik tahrik olduğunu vurgulayan üyeler, Gazze’ye kaçak sokulan silahların bir tehdit oluşturduğunu, İsrail hükümetinin halkını koruma hakkı bulunduğunu bildirdiler.
\nBu filonun Gazze’ye gitmek üzere yola çıkması halinde, İsrail’in gemileri durdurarak silah aramaktan başka seçeneği bulunmadığını belirtip “Yine çatışma yaşanmasından kaygılıyız” dediler.
\nJim Zanotti imzalı, ABD Kongre Araştırma Merkezi’nin 8 Nisan raporunda Türkiye’de Ergenekon-Balyoz gibi davalarla bağlantılı olarak şu sözler dikkati çekti: “Türkiye’de ordunun siyasal rolünün azalması ve halkın ABD’ye bakışındaki olumsuz eğilimler ışığında askeri ilişkilerimizin yeniden biçimlendirilmesi gerekir.”
\nDışişleri Avrupa-Asya İşleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon, Türkiye’nin iç işleri falan dinlemedi, insan hakları raporu bağlamında, 12 bağımsız adayın vetosuna ilişkin “kapsayıcı olun” uyarısında bulundu.
\nABD Hazine Müsteşarı David Cohen de Ankara’ya geldi. Özellikle yaptırım uygulanan İran’a karşı Türkiye’nin “kara delik” oluşturmasını gündeme taşıdı. İran’ın uluslararası ekonomik ilişkilerinde İstanbul’daki Bank Mellat’ın dağıtım merkezi görevini üslendiğini ve bu bankanın kapatılmasını istedi.
\n***
\nKastamonu suikast girişiminin ardından, baharın gelmesi ile Güneydoğu’da silahlı terör eylemleri artmaya başladı. AKP, “açılımın” bir işe yaramadığını acaba görebiliyor mu?
\nBu konuda ilginç bir açıklama Ricciardone’den geldi. Meğer tepemizde en büyük “telekulak” dolaşırmış da haberimiz yokmuş! Amerikan “EP-3E uçakları” Irak-Türkiye sınır bölgesinde sürekli uçarken bir yandan da “sinyal taraması” yapıp tüm telsiz, telefon görüşmelerini dinlermiş. Bu taramaya PKK telsizleri kadar TSK’nin, emniyetin, MİT’in telsiz-telefon görüşmeleri de giriyor olmalıydı!
\nABD bu iş için günde 1 milyon dolar harcıyormuş. 5 Kasım 2007’de eski Başkan George V. Bush ile Erdoğan’ın Beyaz Saray’daki görüşmesinden sonra “PKK bağlantılı” dinlemelerin verileri Türkiye’ye iletilirmiş. Ricciardone, “Terörle mücadelesinde günde 1 milyon dolarlık harcama ile Türkiye’yi güçlü biçimde destekliyoruz” demiş. Büyükelçi bu gerçeği açıklarken acaba “nankörlük yapmayın” mı demek istedi?
\nVaşington muhabirimiz Elçin Poyrazlar’ın haberine göre Kongre çevreleri, Erdoğan’ın 12 Haziran seçimlerinden sonra anayasa değişikliğinde “başkanlık sistemine” geçiş istemini “seçilmiş otoriterliğe” gidiş olarak görüyorlarmış! 12 Haziran’ı bir “dönüm noktası” ya da “kırılma noktası” olarak gören bu çevreler, Türkiye’de gidişin “baskıcı yönetim” olacağı uyarısını yaparlarken, bölgede iç ve dış siyasada sorunlu bir ülkeye yönelişten kaygılar duyuluyormuş!
\n\n\n\n\nAvrupa Birliği’nin (AB) Ankara Büyükelçisi Marc Pierrini topluluğun kuruluş yıldönümü nedeniyle geleneksel resmikabulünü perşembe günü bir otelde verdi. Katılıma bakınca gözlerime inanamadım! Nereden nereye gelmiştik!
\nBir zamanlar Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Çankaya Köşkü’ndeki resmikabulü, orkestranın Beethoven’in artık “Avrupa Marşı” olarak kabul edilen “9. Senfonisi” ile başlardı. İnsanlar bu törenlere katılabilmek için yarışırlardı.
\nPierrini’nin davetine, değil AB’den sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış ya da siyasaya soyunan eski AB İşleri Genel Sekreteri Büyükelçi Volkan Bozkır’ın katılması, hiçbir bakan katılmamıştı. Oysa Bağış, başta İngiltere Büyükelçiliği’ndeki bu tür davetleri kaçırmaz, günün anlam ve önemini anlatan konuşmalar yapmaktan zevk alırdı.
\nHatta AB üyesi pek çok büyükelçi de gelmemiş, ikinci adamlarını göndermişlerdi. Anlaşılan, kamuoyu araştırmalarında Türkiye’nin AB üyeliği inancının kayboluşu bu resmikabule de yansımıştı.
\nBir yandan ABD’de kaygılar, bir yanda AB’den kopmalar insana “AKP Türkiye’yi nereye götürüyor” sorusunu sorduruyor!
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- Yandaş yazar, son anket sonuçlarını açıkladı!
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'da aile katliamı
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!