Sultan, geçen yıl kasım ayında, Küba’da, Latin Amerika Müslüman Dini Liderler Zirvesi’nde, “Amerika kıtasını Kristof Kolomb’un değil, Müslümanların keşfettiğini” söylemişti.
Açıklamasını şöyle sürdürmüştü: “Latin Amerika’nın İslamla tanışması 12. yüzyıla dayanır. 1178’te Müslüman denizciler Amerika kıtasına ulaşmıştı. Kristof Kolomb anılarında Küba kıyılarında dağın tepesinde bir caminin varlığından bahseder!”
O zaman kendime şu soruyu sormuştum: “Neden Milli Eğitim Bakanlığı, tüm coğrafya ve tarif kitaplarını bu sözlerin ışığında değiştirmiyor?”
Kızgın İspanyol basını, alaycı bir dille “Bu savını sıkıysa kanıtlasın! Şimdiye değin, değil Küba’da, Amerika kıtasında yapılan arkeolojik kazılarda herhangi bir cami kalıntısına rastlanmadı” diye tepki göstermişti.
Sonrasında Sultan, Ankara’da bir toplu açılış töreninde, savın kendisine ait olmadığını söylemiş, bu sözleri ile dalga geçilmesine karşı çıkmıştı.

***

Sultan, bu yıl da Peru, Şili, Ekvador’u ziyaret etti. Amaçları arasında Türkiye’nin dış pazarını genişletmek, Türk ürünlerinin bu ülkelere satışını arttırmak da vardı.
İlk dış pazarlamayı “korumaları” yaptı! Türkiye’de ürettikleri “göstericileri tekme tokat dövmek” olgusunu Ekvador’a ihraç etmeyi başardılar. Aralarında kadınların da bulunduğu birkaç kişiyi tartaklamakla kalmadılar, olaya müdahale eden milletvekili Diego Vintimilla’nın da burnunu kırdılar.
Ekvador Dışişleri Bakanlığı, Türk Büyükelçisi Korkut Güngen’i çağırarak “dayak ihracatının koşullarının!” hesabını sordu... Dua etsinler “hakaret davası ihracatı” yapılmadı!

***

Sultan, Güney Amerika ziyareti için 2015 modeli “Mercedes S600” marka, zırhlı makam aracını, C-130 tipi askeri kargo uçağı ile bölgeye gönderdi.
Askeri uçak 14 bin kilometrelik yolu, Senegal ve Brezilya’da yakıt ikmali yaptıktan sonra, yaklaşık 20 saatte alarak Şili’ye ulaştı. Sultan, dönüşte de bir o kadar masraf yapacak bu uçuşta götürülen zırhlı araçla iki ülkede dolaştı.
Sanıldı ki, Türkiye’nin bu ülkelere dışsatımı programında “zırhlı araç” da öngörülüyor! Ancak, Perulular bu ürünü alamayacaklarını, iki nedenle bildirdiler. Birincisi, Sultan neden 2016 değil de hâlâ 2015 modeli kullanıyordu? “Demode” ürünü alamazlardı. İkincisi araç “Made in Turkey” değil Alman malıydı. Perulular yutmadılar!

***

Sultan’ın bu ülkelerden “dışalım” olarak öngördüğü başlıca ürün “başkanlık” sistemiydi. Çünkü bu ülkelerin bazılarında “başkanlık” ile “dikta” karışımı yönetimler vardı. Neler öğrendiğini, yakında bizler de öğreneceğiz...

***

Mülkiyeli ağabeyim Prof. Dr. Taner Timur bir toplumsal iletişimde Peru’da Sultan’a “fahri doktora” verilmesi hakkında şu paylaşımı yapmış:
“Bu kez de Ignace de Loyola Üniversite’sinden... Hani şu 16. yüzyılda İspanya’da Reform hareketine karşı disiplini ve işkenceleri ile ünlü Cizvit örgütünü kuran rahibin adını taşıyan kurumdan... Peru’da 42’si devlete ait 70 üniversite varmış. Neden Müslüman bir devlet adamına Katolik fundamentalizmin kurucusunun adını taşıyan bir üniversitede doktora verdiler, pek anlayamadım!”
Sayın ağabeyim Sultan’a ver, yeterki ver... 2004’te, ABD’de en görkemli “Yahudi Cesaret Ödülünü” de vermemişler miydi?

İki Teşekkür
Birincisi... Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜ- SİAD) Başkanı Cansen Başaran – Symes “Evlerini terk etmek zorunda kalan komşularımıza üzülürken Güneydoğu’da benzer sahneleri görmekten derin üzüntü duyuyoruz” dedi. Aklımdan geçenleri, yazıya dökmeye heveslenirken duyduğum bu sözler düşüncelerime tercüman olduğu için kendisine teşekkür ederim.
İkincisi... Yılbaşında elektrik faturalarına içeriği açıklanmayan olağanüstü zam geldi. Ancak Türkiye’nin başkentinde sık sık elektrik kesintisi nedeniyle faturalarımızda tasarruf sağladığı için Belediye Başkanı Melih Gökçek’e teşekkür ederim!