Özgen Acar
Özgen Acar ozgenacar@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bir 'Tuğla', Bir 'Nota'!

18 Kasım 2011 Cuma
\n

\n\n\n

Türkiye Cumhuriyeti 1923te kuruldu. Daha bir yıl dolmamıştı ki Mustafa Kemal, çoksesli müzik eğitimini geliştirmek için 1924te Ankarada Musiki Muallim Mektebini kurdu. Bu okuldan daha sonra Devlet Konservatuvarı da doğdu.

\n

1826’da Osmanlı Sultanı 2. Mahmutun Batı müziği için aynı amaçla yaklaşık yüz yıl önce İstanbulda kurduğu Mızıka-ı Hümayun topluluğunu yine 1924te Ankaraya getirerek Cumhurbaşkanlığı Filarmoni Orkestrasının da temelini attı.

\n

Atatürk, Çankayada bir yandan Safiye Ayla, Münir Nurettin, Müzeyyen Senarın güçlü seslerinden Türk müziğini, bir yandan da gramofonundaki plaklardan Batının çoksesli müziklerinidinliyordu.

\n

Sonrasında yerine geçen İsmet İnönü, ister iktidarda, ister muhalefette olsun Cumhurbaşkanlığı Filarmoni Orkestrasının konserlerini kaçırmamaya özen gösterirdi.

\n

***

\n

2. Dünya Savaşı yıllarında ve hemen sonrasında ilkokula gitmeden ve gittikten sonra İzmir Eşrefpaşa Parkında konser vermeye gelen Belediye Bandosunun çalacağı valsleri, marşları, Türk ve yabancı bestecilerin yapıtlarını dinlemeye konu komşu koşardık. Yolumuzun fuara düşmesini, orada da bandoyu dinlemeye can atardım.

\n

İzmir Atatürk Lisesinde müzik dersinde kötü bir öğrenciydim! Çünkü do sesini de do; fa sesini de do; sol sesini de do olarak çıkardığım için müzik öğretmenim Ajlan Bey bana bir ayrıcalık sağlamıştı! Solfej yaparken notaların seslerini çıkarmak yerine, adlarını doğru okumam yeterliydi.

\n

Ama bizden 1-2 sınıf önümüzdeki öğrenci Üner Birkan, öğle tatilinde hepimiz yemek kuyruğuna koşarken, o radyonun başına gider, pikaba bir plak koyardı. Onun disk jokeyliğinde Batı müziğini dinlerken afiyetle yemeğimizi yerdik. Sonraki yıllarda Cumhuriyette müzik eleştirilerini zevkle okudum.

\n

Ankaraya Siyasal Bilgiler Fakültesine geldiğimde olağanüstü bir olanakla karşılaştım. Cumhurbaşkanlığı Filarmoni Orkestrası cuma akşamları opera binasında yerli ve yabancı bir ustaya eşlik ederdi. Ankaranın yerli ve yabancı müzikseverleri bu konserler için bilet kapma yarışına girerlerdi.

\n

Buna karşılık biz öğrenciler, ertesi günü öğleden sonra Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde aynı konserin ücretsiz tekrarını dinlemek için cumartesi sabahları bazı dersleri asarak yer kapmaya koşardık. Ayla Erduranın öğretmenliğini de yapmış olan ünlü Rus kemancı David Oistrakh, Altın Flüt olarak tanınan Fransız Jean-Pierre Rampal gibi devleri de dinleme olanağını bulmuştum.

\n

***

\n

Aradan yıllar geçti. Cumhuriyet gazetesinde yazıişleri müdürlüğümü yapan İsmail Cem TRTye genel müdür olunca FM bandından TRT-3ün temelini attı. 24 saat klasik, caz, pop müzik yayını yapılmakla kalınmıyor, en önemli özelliği olan bu dallarda dinleyiciyi eğiten programlar sunuluyordu.

\n

2008’de 29 üniversiteyle ortaklaşa yapılan bir araştırmada 40 yaşın üstündeki dinleyicinin en fazla seçtiği radyo kanalı olduğu saptandı.

\n

Yıllardır, sabah uyandığım andan itibaren TRT-3 Radyosunu dinleyen bir bağımlıyım!

\n

Haklı olarak Evrensel müziğin radyosuya da Müzikte kalitenin adı diye kendisini tanıtan TRT-3, gerçekten uluslararası nitelikte yayın yapan bir radyodur. Avrupadaki, İstanbuldaki konserler sizi güncele, arşivden ünlülerin kayıtları ise geçmişteki anılara götürmekle kalmaz, eğitir de

\n

Hele cumartesi-pazar sabahları saat 10da çocuklar için yapılan yarım saatlik yayınlar, bırakın geleceğin klasik müzik dostu çocuklarının yetişmesini, beni de bu yaşta eğitiyor. Çünkü TRT-3ün en önemli amaçlarından biri eğitimdir.

\n

***

\n

Bu kadar uluslararası sorunların yaşandığı bu ortamda bu yazıyı iki nedenle yazıyorum! Birincisi

\n

CHP Antalya milletvekili Gürkut Acarın (yalnızca soyaddaş!) soru önergesini Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TRTye yeniden atanan Genel Müdür İbrahim Şahinin bilgi notuyla yanıtlamış.

\n

Bilgi notuna göre TRT Radyo 3 klasik ve caz müziğin dinlenmediği yörelerde son üç yılda 80 vericisinin başka radyo kanallarına dönüştürülmüş. Hürriyet gazetesinin haberine göre bu iller arasında Kocaeli, Van, Diyarbakır, Mardin, Çankırı da varmış.

\n

Öteki gazete haberlerine göre TRT-3 Radyosu bundan böyle yalnızca büyük kentler ile Akdeniz kıyılarındaki illerde, sonraları internetten yaşamını sürdürecekmiş.

\n

Bu yıla kadar TRT-3 Radyosu reklam yayımlamazdı. Halkın vergileri ile yaşamını sürdürse de bu durumu yadırgardım. Reklamlar başlayınca, hiç olmazsa bazı masrafları karşılanacak, daha iyi yayın yapılacak diye düşündüm. Ne var ki Türkçe dışında İngilizce, Fransızca ve Almanca kısa haberlere son verildi. Oysa Türkiyedeki yabancı diplomatlar ve turistler bu haberlerle aydınlatılıyordu. Bu özelliği de kayboldu.

\n

***

\n

İkincisi Vanda yayınları susmuştu. Dün sabah ilginç bir seslenişi duyunca dayanamayıp bu yazıya gerek gördüm. 44 meslektaşının öldüğü, pek çoğunun deprem nedeniyle kenti terk ettiği Vandan bir müzik öğretmeni olan Ferhat Şimşek (0507 750 33 89) yakarıyordu.

\n

Okulu yıkılmıştı, çalgı araçları, mesleki kitapları, CDleri yok olmuştu. Ama o orada bir barakada eğitime başlama durumunda yeniden bir müzik odası kurmak istiyordu. Bu nedenle TRT-3 aracılığı ile halktan, BORUSAN, İKSV gibi kurumlardan; çadır, giyecek, yiyecek değil, müzik dersi için araç-gereç gönderilmesi için çağrı yapıyordu.

\n

Van Şehit Koray Akoğuz Lisesinin bu özverili müzik öğretmeni, okul müdürü Servet Aytekinin de (0505 841 96 13) önayak olması ile deprem ve kar ortamında böyle bir çabanın peşindeydi. Lisenin geçici adresi Ahmet Yurtsever Kız Teknik ve Meslek Lisesi İskele Caddesi Çalı Durağı (Şehit Kemal Görgülü İlköğretim Okulu) idi. Van depremi için gönderilen paketlere kargo ücreti alınmıyordu.

\n

Değerli okurlarımdan Deprem sonrasında öğrencilerimizi yeniden yaşama döndürebilmek için müzik dersliğimizdekiportemizebirnotada siz koyun…” yakarışını sizlerle paylaşmak istedim. Şimşek, 1924te Atatürkün kurduğu Musiki Muallim Mektebinden yetişmiş olmalıydı!

\n

Ama halkın vergileri ile TRTyi yönetenler Radyo 3ü dinlenmiyor diye taksit taksit susturuyorlardı. Dinlemek ya da dinlememek halkın seçimi Sizlerin göreviniz bu özverili öğretmen gibi öğrencileri, gençleri, halkı eğitip daha çok dinleyici sağlamak değil mi? Sizler Osmanlının Okulları kapatalım eğitim sorununu çözeriz diyen Maarif Bakanından ne farkınız var?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kadın cinayetleri... 18 Ekim 2024
İran-İsrail... 11 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları