Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Arkeolojide 4. Kuşak...Olumlu ama sönük!
Dünyada hiçbir ülkede benzeri görülmeyen “Uluslararası Arkeoloji Çalıştayı”nın bu yıl 33’üncüsü Malatya’da İsmet İnönü Üniversitesi’nin Turgut Özal Salonu’nda düzenlendi. ABD’de “Amerikan Arkeoloji Enstitüsü” her yıl sonunda benzeri bir çalıştay düzenliyor. Ancak, bizimki yalnızca Türkiye’deki yerli yabancı kazıları, yüzey araştırmalarını, arkeometri çalışmalarını içeriyor. ABD’deki ise Amerikalı arkeologların dünyanın çeşitli yörelerindeki çalışmalarını kapsıyor.
\nTürkiye’de olduğum sürece bizimkilerin 27’sini, ABD’de ise 4’ünü izledim. Bu yıl, kürsüde “4. kuşak arkeologlarımızın” boy gösterdiklerine tanık oldum. 1. kuşak Türk arkeologlarını tanıyamamıştım. 3. kuşaktan bazıları emekli olmuş ya da emekliliklerine birkaç yılları kalmıştı. Değişik bir duygu yaşadım!
\nÖrneğin 2010’da Amerikalı arkeologlar Manisa’da Sardes kazısının 100. yılını kutlamışlardı. Türk arkeologlar Antalya’da Perge’de 65, Arikanda’da 40 yılı devirmişlerdi. Malatya’da İtalyanlar Aslantepe’de yarım yüzyılı doldururken Prof. Dr. Marcella Frangipane “kazı başkanı” unvanı ile bu alana 30 yıldır adını kazımıştı.
\nİlk kazı bildirilerinden profesörlerin yalnızca “kazı” yaptıklarını anımsarım. Şimdi çeşitli bilimlerin disiplinleri arasına yayılan, tüm teknik ve son gelişmiş yöntem ve aygıtları kullandıklarını, arkeoloji biliminin nasıl kabuk değiştirdiğini gördüm.
\nArtık yalnız kazı değil, geçmişin bitkisi ve hayvanı da irdeleniyor. Nerelerin kazılması gerektiği konusunda jeofizik aygıtlardan yararlanılıyor. Kazılan alanlar koruma altına alınırken buluntular anında uzmanlarca onarılarak müzelere teslim ediliyor. Bununla da yetinilmiyor, kazı alanını gezecek turistler için çevre düzenlemesi ve yürüyüş yolları yapılıyor.
\nKültürel Varlıklar ve Müzeler Genel Müdürü Osman Murat Süslü, “Çevre düzenlemesi planını yapın. Bakanlık olarak uygulamasını, aydınlatılmasını, yürüyüş yollarının yapımını ve her türlü masrafını biz karşılayalım..” sözleriyle arkeologlara açık çek verdi.
\n\n\n\n
\n\n\n
Arkeolojik kazıların bilimselliği artarken kazılara, yüzey araştırmalarına ayrılan ödenekler de olumlu artışlar gösteriyor.
\nGenel Müdür Süslü’nün açıkladığına göre 2006 yılında 71 yerli kazı yapılırken bu sayı 2010’da 111’e çıkmış. Yabancı kazılar da 40’ı bulmuş. Gerek kazı ve gerek yüzey araştırmalarına 2006’da 10.1 milyon lira sağlanırken 2010’da bu rakam 30.5 milyona yükselmiş.
\nGenel müdür, “sponsorluk yasasının” teşvik edici olanaklar sağladığı halde bu alandan yararlanılmamasından ve ayrıca bazı üniversitelerin kendi arkeologlarına ödenek ayırmamalarından yakındı. Bırakın kazılara katkıda bulunmak, bazı üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi bölümlerine kitap bile almadıklarını çok iyi biliyorum!
\nBuna karşılık arkeologlar, ödeneklerin zamanında ulaşmayışının ya da il ve ilçelerdeki mali yöneticilerin engellemelerinin kazı çalışmalarını güç durumda bıraktığını, SGK’nin de sorun üzerine sorun yarattığını dile getirdiler.
\nBu yılki çalıştay, öncekilere kıyasla katılım açısından oldukça sönüktü. Ankara’da konferans salonunda yer bulunmaz, insanlar ayakta izlerlerdi. Malatya’da açılış töreninde dinleyici sayısı, yüzü geçmezken öteki günlerde iki elin parmakları kadar bile izleyici yoktu.
\nBunda İsmet İnönü Üniversitesi’nde arkeoloji bölümünün olmayışı, öteki üniversitelerde sanki başka zaman yokmuş gibi bu haftaya sınavların konulması etkili olmuştu. Ankara’da tanıdığım bazı öğrenciler her türlü masrafa katlanarak Malatya’da kalacak yer ayarladıkları halde sınav nedeniyle gelememişlerdi. Acaba bu çalıştaylar mayıs ayının ilk yarısında yapılamaz mı? Unutmamak gerekir ki bu çalıştaylar öğrencilere kıyaslamalı öğrenme olanağını, arkeoloji heyecanını sağlıyor.
\nBildirilerin perdeye yansıyan görsellerinde “çanak çömlek” buluntularının başı çektiği görülüyor. “Çanak çömleklerin tarihi tarihlediklerini” gördükçe ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “çanak çömlek” konusundaki cehaletini anımsayınca acı acı güldüm.
\nYerlisiyle yabancısıyla arkeologların pek çoğu kaçak kazılardan, definecilerin tahribatından yakınmalarının bu yıl daha da arttığına tanık oldum. Bir başka yakınma ise kazılarda çıkarılan yapıların restorasyonlarının uzmanlara değil, ihaleyle taşeronlara verilmesinin yanlışlığı idi. Örneğin bir “antik kentte tuvalet yaptığı” için “uzman” kabul edilen taşerona ihaleyle bir tapınağın onarımı verilebiliyordu!
\nPek çok Alman, Avusturya, Japon arkeolog bildirilerini Türkçe sunarken Doç. Dr. İlknur Özgen, bu kez de sunmaya gelmediği bildirisini, Türkiye’de İngilizce okutturdu!
\nKapanış konuşmasını yapan Genel Müdürlük Kazılar Daire Başkanı Melik Ayaz da haklı olarak “bakanlık izniyle kazı yapan yerli ve yabancı bilim insanlarından mazeretsiz bildiri sunmaya gelmeyişlerini ve programa kendi adlarını yazdırmalarını” eleştirmek zorunda kaldı.
\n2010 yılındaki önemli buluntuları, çeşitli olayları ve uluslararası alanda gündemde olacak bazı sorunları da önümüzdeki günlerde Cumhuriyet’in çeşitli sayfalarında aktaracağım.
\n\n\nBeş yıldızsız otel!
\n\n\n\n
Yıllar var ki kayısı imparatorluğu olan Malatya’ya gitmemiştim. Çok değişmiş! Malatya’da taksi ücretlerinin çok pahallı olması nedeniyle kent dışındaki üniversitenin konferans salonuna en yakın olan Ramada Oteli’ni ben de pek çok yerli ve yabancı arkeolog gibi seçtim. Keşke seçmeseymişim!
\nRamada Otelleri zinciri ile Turizm Bakanlığı’nın 4-5 ay önce açılan bu tesise nasıl “5 yıldızı” layık gördüklerini yalnızca ben değil, tüm arkeologlar da anlamadılar.
\nAnadolu’da 2 yıldızlı bir otel odasından şehirlerarası ve uluslararası telefon görüşmesi yapılabilirken 5 yıldızlı bu otelde bunu gerçekleştiremiyorsunuz.
\nİki asansörden birini çağırdığınızda bulunduğunuz kata geliyor, kapı açılmadan iniyor. Bir gün sonra tümden bozuldu. Asansörde bir katta “internet kafe” yazıyordu, ama böyle bir yer yoktu.
\nTıraş kreminiz yoksa yandınız. Çünkü, her otelde bulunan bir satış mağazası bile yok. Mağaza olmayınca gazete de alamıyorsunuz. Eğer görevlilerden biri kentten alıp getirirse, o günkü toplantının başlangıcını kaçırmayı göze alabiliyorsanız, bazı gazeteleri edinebiliyorsunuz.
\nBanyonuzdaki iki ışık yanmıyorsa, düzeltilmesini istiyorsunuz. Akşam döndüğünüzde yalnız birinin yapıldığını görüyorsunuz. Bazı katlarda “mini bar” niteliğinde buzdolabı yok. Olanlarda ise içinde su bile bulunmuyor. Bazı yabancı arkeologların temizlik yüzü görmemiş odalarından yakındıklarını da söyleyebilirim.
\nMalatya’ya turist getirmek için yırtınan yerel yetkililerle bu otel zincirinin yöneticileri inşallah bu otele el atarlar!
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- Yandaş yazar, son anket sonuçlarını açıkladı!
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'da aile katliamı
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!