Özdemir İnce

Ruhsatsız Saray’dan ruhsatsız anayasa

11 Şubat 2024 Pazar

Değerli muhabir arkadaşımız Sefa Uyar’ın 29 Ocak 2024 tarihli Cumhuriyet’in birinci sayfasında yayımlanan haberinin “‘Mevcut Meclis anayasa yapamaz’ uyarısına ‘temsili kurucu’ çıkışı” manşetini okuyunca gerisini okumadan hemen kendisine telefon ettim ve sordum: “Kardeş, bu ‘temsili kurucu’ da nereden çıktı? Benim bildiğim iki kurucu meclis var: Asli kurucu meclis ve tali kurucu meclis. Bütün anayasa hukuku kitaplarında böyle yazar.”

Temsili kurucu Meclis, meğer Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum’un icadı imiş. Kurul başkanı R.T. Erdoğan olduğuna göre bu icadı onun adına Mehmet Uçum yapmış olmalı. Bilindiği gibi ilk anayasayı yeni bir devlet kuran meclis millet adına yapar. Bizim 1921 ve 1924 anayasalarımız gibi. Yeni bir kurucu Meclis kurulmadan anayasanın tamamını hiçbir güç değiştiremez. 1960 ve 1980 darbelerinden sonra yapılan 1961 ve 1982 anayasaları gibi. Bir meclis yemin ettiği anayasayı ilga edemez, tali meclis olarak mevcut anayasanın bazı maddelerini kural içinde değiştirebilir. İlga etmek için anayasaya karşı darbe yapmak gerekir. 

Sefa Uyar’ın haberi şöyle: “Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, 25 Ocak’ta Saray’da gerçekleştirilen ‘Yeni Anayasa Genel Değerlendirme Çalıştayı’nda konuştu. Kurucu olmayan Meclis’in anayasa yapamayacağı konusuna değinen Uçum, ‘Bunlara göre yeni anayasa yapma yetkisi sadece savaşlar, darbeler, ülkelerin zorla parçalanması sonucu ortaya çıkan egemendedir. Bu yaklaşım demokrasi ve halk karşıtı bir konuma sürüklenmek demektir’ iddiasında bulundu. TBMM’nin halkın temsil edildiği yer olduğunu söyleyen Uçum, ‘TBMM, bu özelliğiyle yeni anayasa yapma iradesini ortaya koyduğu anda, yeni anayasa yapmak bakımından cari anayasal düzen normlarıyla bağlı değildir. Çünkü bu karardan sonra yeni anayasa yapımı bakımından artık eski anayasal düzene göre kurulu bir organ değil, toplumsal ve siyasi meşruiyet fonksiyonunu kullanan temsili kurucu iradedir. Milletin doğrudan egemenlik kullanması ve seçilmiş temsilcilere anayasanın üstünde temsili kurucu irade görevi vermesi hiçbir şekilde yasaklanamaz’ diye konuştu. Uçum, TBMM’nin temsili kurucu irade olarak yeni anayasa yapım sürecini yürütürken Anayasa Mahkemesi (AYM) denetimine de bağlı olmayacağını savundu.”

Masal!

Uygar dünyada kabul edilen yeni anayasa yapma ve anayasayı kısmen değiştirme hukuk yöntemini elinin tersiyle yok sayan Mehmet Uçum’un kim olduğunu merak edip Vikipedi’ye baktım ve şaşırıp kaldım:

“Türk hukukçu ve siyasetçidir. 19 Mayıs 1965’te Kars’ta doğmuştur. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirmiştir. Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi Bölümü’nde yüksek lisansını ve doktorasını yapmıştır. Serbest avukat olarak çalışmıştır.”

Eh artık, mevcut anayasayı sünnet ettiklerine göre gıcır gıcır bir anayasa yapmamaları şaşırtıcı olur. Hukuk tarihine geçmesi de garantidir.

Anayasanın kuvvetler ayrılığı ilkesini kuvvetler birliğine dönüştüren, böylece TBMM’yi ıskartaya çıkaran; Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay’ı işlevsizleştiren; Anayasa Mahkemesi ile AİHM’nin kararlarıyla burnunu silen; dolayısıyla Cumhuriyeti anayasasız ve hukuksuz bırakan; Anayasanın 101. maddesinde düzenlenen “Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir” hükmüne karşın AKP Genel Başkanı R.T. Erdoğan’ı “olağandışı hukuk yorumlarıyla” bir kez daha cumhurbaşkanı yapan antidemokratik bir zihinsel yapının yeni bir anayasa yapmak için sıra dışı da olsa bir hukuki dayanak araması çok şaşırtıcı.

Akıl vermiş gibi olmayayım ama kullanılmayan, kullanıldığı zaman “paspas” niyetine kullanılan 1982’nin şaibeli darbe anayasası fiilen kadük duruma düşmüş durumda, küçük bir fiske ile yürürlükten kaldırılabilir. Kim karşı çıkabilir, teröre teslim olmuş “gayrı milli” CHP ile sol muhalefet mi? Hadi canım sen de... Başyücelik makamı, TBMM’yi yeni bir anayasa yapmakla görevlendirir. TBMM de ümmetten aldığı ilhamla yepyeni, gıcır gıcır bir anayasa yapar. Bu güzelim anayasayı halkoyuna sunmanın da gereği yoktur. Telaş yapmanın ne gereği var yani... Devr-i Başyüce’de her şey “mümkıyn”dır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kürt sorunu muamması 15 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları