Yaşasın İyilik, Kahrolsun Kötülük

08 Ekim 2014 Çarşamba

Bilic’e Sercan’ın düşürülmesini sordular..
“Görüntüyü seyrettirin” dedi..
Seyrettirdiler..!
“Kesinlikle ‘Red’, hakem kırmızı kart vermeliydi” dedi!
Tereddüt bile etmedi fikrini açıklarken...
“Beşiktaş 10 kişi kalmalıydı”....
Bu; ahlak, vicdan ve erdemdi! Dürüstlüktü...

Trabzon ağır yenilgi aldı..
Halilhodzic iki eliyle başını sıkıştırmış düşünüyordu..
Karabük’ün ortasında gemileri batmıştı!
Taraftarın ağır protestosu vardı...
Stat boşalmıştı...
Yardımcısı gözünün içine bakıyordu...
Bıraksan,
Karadeniz’den Cezayir’e atlayacak kadar üzgündü..
Yerinden kalktı..
Soyunma odalarına gitmesi gerekiyordu...
Öyle olmadı!
Öfkeli taraftarına doğru yürüdü..
Önlerine gelen Halilhodzic’e kızıyorlardı...
Susmaları istendi.. Sustular!
“Özür dilerim” dedi adam..
Önce şaşırdılar, sonra alkışladılar!
Yürekten “Özür dilerim” demişti ..
Dedim ya; bıraksan, “utancından” Akdeniz’e atlayacak kadar üzgündü!
Bu; ahlak, vicdan ve erdemdi! Dürüstlüktü, insana saygıydı...


Halbuki burası, köpek taklidi yapan futbolcunun, maçtan sonra yaptığı “Seks” hareketine, “Ne var ki, bu Brezilya’da danstır” denilen bir ülkeydi!
Oysa Brezilya’da öyle bir dans yoktu!
Burası, rakibine tüküren futbolcunun tükürüğüne “Bilinmeyen sıvı”; diğerininkine de “Tükürük değil,  Kar Tanesidir..” denilen ülkeydi!
Burası, hakemi ALDATARAK ‘çaldırdığı’ penaltıyla, “Haram gole” sevinen oyuncuların el üstünde tutulduğu ülkeydi...
Belki de bu yüzden, taraftarlar birbirini öldürecek kadar öfke doluyordu!
Oysa, “Suçlu bendense suçsuzdur, anlayışı” ahlaksızlığın ta kendisiydi!
“Hırsız bendense, hırsız değildir”! Öyle mi!?

Unutmayın, ‘Ahlaksızlığın’ ahlak olduğu yerlerde AHLAK yoktur ki..!
Peki iyiler hiç mi yoktu!
Misal, hakeme, “Hayır hocam hayır, penaltı yok” diyen bir Mustafa Pektemek de vardı...
“Küfür ettin mi”, Ettim.. “Ya, niye küfür etmedim demiyorsun” denildiğinde “Üzerimde Beşiktaş forması varken yalan mı söyleyecektim” diyen bir Vedat Okyar da vardı!

Bakın hele, hatırlar mısınız, Barcelona’nın bir kaptanı vardı...
Adı Puyol’du..
Hani şu, rakip oyuncudan tokat yedikten sonra, o oyuncuyu DÖVMEYE gelen takım arkadaşını engelleyen adam...
Hani, 5. golü atan ve popişlerini sallayarak sevinen arkadaşlarını, rakip takıma saygı duyduğu için engelleyen adam..
Hani, kendilerine atılan çakmağı hakeme vermek isteyen takım arkadaşının elinden alarak, ezeli rakibi Real Madrid ceza yemesin diye dışarı atan centilmen...
Evet o! O güzel adam!

Durun bitmedi...
Aaron Hunt vardı Wolfsburg takımında..
Hakem penaltı verdi..
O, “Hayır penaltı değil!” dedi..
Hakem penaltıyı iptal etti..
Rakipleri, bu dürüstlük karşında elini öpecekti!

Bir de Napoli-Lazio maçında; hakem golü verdikten sonra Miroslav Klose’nin, “Elimle attım” diyerek golü iptal ettirmesi vardır ki, unutulamaz!
Oyunu başlatması için rakip kaleciye atılan top gol olunca, santra yapan rakibine müdahale etmeyerek gol atmalarını sağlayan futbolcuları kim unutabilir ki..
Hele hele, hakemin verdiği ‘dandik’ penaltıyı, bilerek dışarı attıran teknik adamı kim alkışlamaz ki...
Bu; ahlak, vicdan, erdemdir! Dürüstlük ve insana saygıdır...

Ha, şayet Biliç, “Sarı kart” deseydi..
Utanırdım..
Belki de, alıp başımı giderdim!
 “Yaşasın iyilik,
Kahrolsun Kötülük..”! bu yüzden güzel bir slogandır..

En Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben CAN; Orhan Can...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hayalgücüspor 8 Ağustos 2018
‘Satarım Sattırmam’ 24 Temmuz 2018
VAR ya da HAM 19 Temmuz 2018

Günün Köşe Yazıları