“Biz Türkiye’nin takımı değil miyiz!?”
Bu sözler Bilic’e ait...
Perşembe Avrupa maçı oynayıp, cumartesi Antep’e uçacak, pazar maça çıkacaksın...
Bunu yapanlar “Aklını kafatasında unutmuş” değiller..
Yayıncı kuruluşun esiri olmuşlar...
Diyecekler ki perşembe yine maç var..
Bence o maçı da salı gününe çekselerdi(!)
“Gazi” şehir Antep’te genç Atınç’ın forma bulduğu bir geceydi..
Yorgun Beşiktaş, vurucu güçleri Demba Ba ve Mustafa Pektemek’ten yoksundu.
Mecburi forvet Cenk Tosun’du...
İlk dakikalarda iyi fırsatlar yakaladı...
Son vuruşlar iyi olmadığı için “Mutlu” son gelmedi bir türlü..
Gökhan’ın hareketi kırmızı kartın ta kendisiydi!
O dirsek atışına pembe kart bile vermedi hakem..
Ama orta hakemin o pozisyon için “Çarptı” açıklaması yapması komik ötesiydi!
O dirsek “Çarpma” ise ben de trendim.. Hatta trenin ta kendisi...
Dirseği yiyen futbolcunun “Hocam ne çarpması ya..” demesi bence haklı bir isyandı!
Bin kere dedim; Beşiktaşlı torpil, kayrılma istemez...!
Kartsa, kart ver be adam!
O kartı vermezsen, daha sonra gelişen pozisyonları de es geçersin..
hele hele görmediğin bir pozisyon için “Çarpma” der mi bir hakem...
Beşiktaşlı hak etmediği bir galibiyet istemez kardeşim..
Çünkü, “İyi insan olmadan, iyi Beşiktaşlı olunmaz”ki! (Süleyman Seba)
Yorgunluğu her halinden belli olan Beşiktaş kötü bir oyun sergiledi!
Taraftarlar “Nerede o perşembe günkü Beşiktaş..” dedi..
Elbette futbolcular da robot değil ki..
Keşke, Bilic’in şu meşhur “patates kızartma” alışkanlığı olmasaydı...
Gökhan kaç haftadır iyi değil...
Neden Kerim’i tercih etmedi ki...
Hele Oğuzhan golü attıktan hemen
sonra oyundan alınmasına ne d li..!?
Evet, Oğuzhan iyi değildi ama golü atan adam için o an “Şahlanıştır”...
Gökhan dururken Oğuzhan’ı çıkarttı Bilic... Elbette bu karar Hoca’nın tasarrufudur ama...
Ben yine de koca bir soru işareti koydum bu noktaya..
Ama Beşiktaş için “Mutluluk” 64. dakikada geldi...
Kerim’in şutunun gol olmasını ne çok isterdim oysa...
İkinci “Mutluluk” olurdu o zaman...
“Sen mutluluğun resmini çizebilir misin!?” büyük şair!
“Mutluluk” göreceli bir kavramdır...
Nazım Hikmet o güzel şiirinde, bu yüzden böyle seslenmişti Abidin Dino’ya..
Ne tam resmi, ne de tam tarifi vardı “Mutluluğun”!
Yüzde yüz mutluluğu zor anlatırdı insan...
Mutluluk anlıktı... Mutluluk geçiciydi...
Bu yüzden “Sürekli mutluluk” diye bir şey yoktu..
Tıpkı sürekli “Başarı” olamayacağı gibi..
Oysa Beşiktaş tüm felsefi ve sosyolojik değerleri yıktı!
Tam 5 haftadır “Mutluluk” yaşattı taraftarına...
Beşiktaş bir anlamda en kral felsefeyi de yıktı ve geçti Antep’teki gecede...
Bu arada, hakemin Sosa’ya verdiği sarı karta kargalar bile güldü, inanın!
Gökhan’ın uzatmalarda kaçırdığı ‘gole’ ne demeliyim bilmiyorum..
Hele, dönen topa Sosa’nın o vuruşuna vallahi kifayetsizim...
3 puan zor da olsa geldi Beşiktaş’a...
Ama “Mutlulukla” geldi...