Üçüncü Cumhuriyet (?)

26 Temmuz 2012 Perşembe
\n

Önceki gün Antalyada Atatürkçü Düşünce Derneğinin düzenlediği Lozan ve Suriye konulu toplantıda oldukça büyük ve çoşkulu bir kalabalığa yönelttiğim soru şuydu: Kaçıncı / hangi Cumhuriyette yaşıyoruz?

\n

Öyle ya, kurulduğundan bu yana farklı anlayışlarda siyasi - ideolojik yönetimler ülkede işbaşına geldi. Topluma, siyasete, ekonomiye, ülkemizdeki kültürel iklime damgasını vurdu... Hepsi kendine göre bir ilgili kitle, heyecan, anlayış yarattı...

\n

Dinleyicilerden yükselen ses, Birinci Cumhuriyet oldu...

\n

Profesör Metin Feyzioğlu ve Profesör Meltem Dikmen Caniklioğluyla birlikte olduğumuz panelde sevgili dinleyicilere baktım baktım.. içim cız etti. Zor bir durum. Herkesin gönlünde Atatürkün kurduğu cumhuriyetin sürdüğü veya sürmesi gerektiği beklentisi olduğunu biliyorum.

\n

Ben, Atatürk dönemini Birinci Cumhuriyet olarak nitelendiririm, bunu yıllarca önce birkaç kez yazdım, şimdi aratmayın bana arşivde! Atatürkten sonrası (1938) ise benim için İkinci Cumhuriyettir..

\n

Tabii, bugüne kadar olan dönemi Birinci Cumhuriyet olarak nitelendirip İkinci Cumhuriyete geçme uğraşısı içinde olanlar da var. Kafası karışıklar ve Atatürkü reddedenler...

\n

***

\n

Artık yeni bir ayrım daha yapıyorum: Atatürkten sonra başlayan İkinci Cumhuriyet dönemi de bitmiştir ve Türkiye yeni bir döneme (Cumhuriyete) girmiştir.

\n

İkinci Cumhuriyetin bitiş zamanı ile üçüncüsünün başlama zamanı 2002’dir. Tam tarih 2002 Kasımı seçimleri sonrasıdır...

\n

AKP ile birlikte yeni bir dönem başladı ülkede.

\n

***

\n

Birinci Cumhuriyet, Mustafa Kemalin, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenen, Cumhuriyeti taşıyacak yurtseverini yaratan, mühendisini-bilimcisini-öğretmenini-bürokratınıkurucu unsurlar olarak yetiştiren dönemidir...

\n

Laik ve çağdaş bir uygarlık hedefi konmuş ve bunun temelleri atılmıştır, adım adım...

\n

Bu temellerin de ülkeyi kaçınılmaz olarak özgür bir demokratik cumhuriyete götüreceği de, sosyolojik ve ekonomik olarak kesine yakındır!

\n

Türkiye sınırları içinde yaşayan herkes bir millet, bir ulusal devlet hamurunda yoğrulmaya başlanmıştır. Anadolu ilk kez ulusal devlet ile tanışmaktadır! Bu gerçi çok geç bir tanışma olmuştu, ulusal devletlerin kurulması/oluşması, ta kapitalizmle birlikte 1700-1800lere gider.

\n

Osmanlının asli unsurları birer birer koparak çoktan kendi ulusal devletlerini kurmaya başlamışlardı.

\n

Anadoluya bu olanağı da Kurtuluş Savaşı zaferi vermişti. Kurtuluş Savaşı, salt bir kurtuluş savaşı değildi. Ulusal devletin kuruluşunun ve yaratılışının da başlangıcı ve ereği idi.

\n

Bugün ortalıkta dolaşan Osmanlı ruhi ve maddi kalıntıları ve Mustafa Kemal düşmanları, neredeyse ulusal devletin kurulmasına karşı ittifak içindedir.

\n

Atatürk, yaratıcı bir toplum, yaratıcı insanlar, yaratıcı bir ekonomi, yaratıcı bir siyaset için hemen hemen bütün gerekenlerin ilk harcını koymuştu.

\n

***

\n

Türkiye 1925-1935ler arası uçağını bile üretmeye girişmiş bir ülkedir. Yarınki Cumhuriyet Bilim ve Teknolojide Aykut Gökerin Hürkuş ya da Hüzne Dairyazısını okuyun. Hemen hemen aynı tarihlerde Brezilya ile Türkiye, dünya almanaklarındauçak üretenülkeler olarak geçmektedir. Brezilya bugün bazı yolcu ve özel uçak üretiminde dünyanın bir numarası olmuşken, Türkiye ise uçak sanayisinin kapılarına kilit vurmuş, bu alanda ortaya çıkan girişimci yaratıcı insanlarını dışlamış, Nuri Demirağ Tayyare Fabrikasına kimse sahip çıkmamıştır!

\n

Demirağ bugün bir efsane olarak yaşıyor!

\n

Sanmayın ki mesele salt bu uçak fabrikasıyla ilgilidir. Türkiye bir sürü alanda kendi yaratıcılığını terk etmiştir, yaratıcı ve üretken bir nesil-toplum olmaktan vazgeçmiş ve bu iradesini teslim olduğu ABDye devretmiştir.

\n

Ne zamandan itibaren? Atatürkün ölümünden hemen sonra başlar bu süreç. Meltem Caniklioğlu, bunun örneklerini verir...

\n

İşte İkinci Cumhuriyet budur, böyle başlamıştır!

\n

***

\n

İkinci Cumhuriyet, niteliğine uygun olarak, bir çöküş dönemidir. Ama her alanda ve her bakımdan. Aktörleri Menderesler, Celal Bayarlar, Demireller, Çillerler, Mesut Yılmazlardır.. Hatta Ecevitlerdir... İnönüyü ister katın ister katmayın, iktidar olamamıştır ama İkinci Cumhuriyete geçişin de ilk harcını atanlardardır. Tabii ki Erbakanlardır, Alparslan Türkeşler ve Devlet Bahçelilerdir. İktidar olan her kim varsa!..

\n

İkinci Cumhuriyet, 19 ekonomik krizin ve IMF yönetiminin adıdır.

\n

İkinci Cumhuriyet, 3 askeri darbe ve bir de postmodern darbenin adıdır.

\n

İkinci Cumhuriyet, NATOdur... Bağımlı ve ulusal iradeden yoksun TSKdir aynı zamanda...

\n

***

\n

İkinci Cumhuriyet, 2001 kriziyle tamamen çökünce, ülkeyi Üçüncü Cumhuriyetin güçlerine 2002 Kasımındaki seçimlerle devretmiştir.

\n

Bugünü, Üçüncü Cumhuriyetin içeriğini de anlatalım...

\n

Ama Üçüncü Cumhuriyetin adını tam olarak nasıl koymak gerekir emin değilim; İslamofaşist mi diyeceğiz, büyük ihanet dönemi mi?.. Bu daha sonraki yıllarda tam olarak konur.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları