Müyesser Yıldız

15 Mart 2012 Perşembe
\n

Odatv davasından içeri atılan canlardan 4 gazeteci serbest bırakıldı. Nedim Şener ve eşi Vecide Şener, dün Medya Mahallesindeydiler.(*) Nedim, anımsadıkça ikide bir gözlerini dolduran bir kişiyi özellikle vurguladı: Müyesser Yıldız... Onu yazacağım.

\n

Müyesser Hanım için belki de sadece şu olguyu vurgulamak yetebilir. 12 Martta, 4 arkadaşımızın salıverildiği duruşmada söz aldı. Kısa konuşmasının sonunda şu satırlar vardı:

\n

Sözde iddianameye göre İklim Ayfer Kalelinin işlediği öne sürülen suçlar ve onun için talep edilen ceza benden fazla.

\n

O tutuksuz, ben tutukluyum.

\n

Neden? Bir yıldır bunun cevabını arıyorum.

\n

O sarışın, sen esmersinveya O uzun boylu, sen kısagibi bir cevap bile kabulümdür. Yeter ki bir cevap veriniz.

\n

Mahkemenin yanıtı, tutukluluğunun devamına.. oldu.

\n

En kötü şey, bir mahkemenin sanıklaraböylesine farklı davranışların nedenleri üzerine bir açıklama yapmaması. Bu güveni sarsmaz mı yargıladıkları insanlarda! Kendi sırtından hangi pazarlıkların yapıldığını düşündürmez mi!?

\n

***

\n

Sanık İklim Ayfer Kaleli de gazetecidir. Gerçekten de sarışın ve Müyesser Hanımdan uzun boyludur!

\n

İklim Hanımın adı, CHPyi karıştıran insan olarak medyanın manşetlerine çıkmıştı! Baykalın kendisini taciz ettiği savları! Bunları Odatv tutuklamalarından hemen önce, Ocak 2011de yapmıştı, CHP içindeki bütüngazetecilik faaliyetleri”, Odatv davasının flaşkonularından biri olacak ve konu CHPyi yıpratma propagandasına dönüşecekti...

\n

Çok doğal değil mi?.. İklim Hanım dışarıda, tutuksuz; çok iyi tabii ki; ama Müyesser Hanım neden içeride, tutuklu?

\n

Bir vicdan buna yanıt vermeli!

\n

***

\n

Müyesser Hanım, kendi davalarıyla Abdullah Öcalan davasını karşılaştırıyor:

\n

PKK bir terör örgütü, Abdullah Öcalan da 40 bin insanın ölümünden sorumlu bir terörist. 14 Şubat 1999da yakalandı. Sadece 3.5 ay sonra, 31 Mayıs 1999da davası görülmeye başlandı. Yaklaşık bir ay sonra da, 29 Haziran 1999da dava sona erdi. Yani toplam 4.5 ayda her şey bitti. 9 celse yapıldı.

\n

Tutukluluk ve yargılama sürecine, yandaşları/destekçileri dahil, hiç kimseden topluiğne başı kadar itiraz gelmedi. Yani böyle bir şahsa bile hukuk devletine yakışır bir şekilde muamele edildi.

\n

İleri demokrasihukukuna gelince: Bir kısmımız 14 Şubat, bir kısmımız 3 Mart 2011de gözaltına alındık, tutuklandık. İddianamemiz 7 ay sonra hazırlandı. Huzurunuza 9 ay sonra gelebildik. 4 aydır da dava sürüyor, 12nci celsedeyiz. Ve ne yazık ki hâlâ başladığımız noktadayız. Hâlâ delil aranıyor!..

\n

Gelin siz buradaki genç arkadaşlara isnat edilen suçlar neyse, onları da benim hesabıma yazıp artık hükmü verin. Suçlu olduğumdan değil, hükümlü hak ve hukukundan yararlanmak için. Bir Öcalanın bizden çok hakkı var, onun hukuku bizden daha çok ve iyi korunuyor. Hükümlü hakkı derken; mesela yarın annem ağırlaşsa, en azından onu son bir kez görme imkânım olacak!..

\n

***

\n

Şimdi, Savunmasından değil, İtiraznamesinden!

\n

www.facebook.com/MuyesserYildiz adresinde savunma, yazı ve Twitter mesajları yayımlanıyor. Oradan, İtiraznamesinden satır başları alıyorum..

\n

Sorun yasalar veya zihniyette değil, NİYETtedir. Niyetiniz nedir?

\n

Devlete sızmış 3-5 virüs var. Nuri Alçonun masum kızların gazozuna ilaç atması gibi, insanların bilgisayarına virüs atıyorlar. Silivriye düşürdüler, ama çok şükür kötü yola düşüremediler. Hâlâ gazeteci oğlu gazeteciyiz.

\n

Olmayan örgütün, olmayan medya kolu olarak, olmayan suçu anlatmamız isteniyor...

\n

Bir gazete bürosu ilk kez toptan teröristolarak yargılanıyor. Anlaşılıyor ki biz kobayız. Bünye kabul ederse, diğer gazete bürolarına da rahatlıkla yaygınlaştırılacak demektir.

\n

Bu bir iddianame değil iftiranamedir.. Mahkemenizden kendimle ilgili bir talepte bulunmayı da zul addediyorum. Yegâne talebim, bu gayri hukuki, gayri ahlaki ve gayri vicdani sürecin hesabının sorulmasıdır.

\n

Birkaç haftalık kursla bilişim uzmanısayılmış polislerin verdiği raporlarla tutuklandık. Ülkenin üç üniversitesinin, bilişim uzmanlarının verdiği raporlarla neden tahliye edilmiyoruz? Emniyet devlet kuruluşu da üniversiteler değil mi?

\n

Nürnberg Mahkemeleri’nde yargıçlık yapmış Robert Jacksonun şu sözünü hatırlatmak istiyorum: Mahkemeler davaları yargılar ama davalar da mahkemeleri.

\n

***

\n

Silivride kuş bakmaya izin var, ama kediye yok. Bir kedim olsun istiyorumdiyor. Mahkemenin, nisan başında dosyasını yasal zorunluluk olarak gözden geçirdiği sırada, tahliyesine karar vereceğini umuyor ve diliyorum... Bir ay için de olsa, kedisini de versin Silivri yönetimi!

\n

\n

(*) Bu mahallenin patronuAyşenur Arslanın, medya üzerinde baskıların son derece arttığı ve ekranların karartıldığı bu dönemde, sınırları(nı) zorlayarak, daha özgür bir tartışma ortamının oluşmasına ve basın özgürlüğüne yaptığı önemli katkıyı hiç unutmayarak.. Ruşen Çakırın da bir Yazı İşlerivardı. Dün diyordu ki: ... Programın sonlandırılmasının önde gelen nedenlerinden biri, işverenimiz Ferit Şahenkin, Ahmet ve Nedim olayındaki tavrımdan rahatsız olmasıydı. Ona göre bu, NTVnin tarafsızlığına gölge düşürüyormuş Söylenecek çok şey var ama şimdilik susma hakkımı kullanmak istiyorum. Ama bu yazının okurlarının böyle bir zorunluluğu yok...Geçen ayın ilginç haberlerinden biri de Şahenkin Dolmabahçede Başbakan ile 1.5 saatlik özel bir görüşme yaptığı idi. Vicdanlarımızın meselesi şu: Baskıların ayyuka çıktığı dönemde kim ne yaptı?..

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları