Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Düdüklünün Buhar Sesi

09 Ocak 2012 Pazartesi
\n

Odatv davası akşamı... Konuyu izleyen gazeteciler ekranda umutlu, tahliye bekliyor. Akşam olmuş, bir haber yok... Hey, nerede kaldı bu tahliye?! Haberciler mutlu haberi gazetelerine iletmek için adliye önündeler...

\n

Tahliye umudunu ateşleyen ne? Durun söyleyeceğim, ama önce...

\n

***

\n

Öncelikle ipsiz sapsız bir iddianame ile ilgisiz insanların bir araya getirilerek bir terör örgütütorbasına sokulmaları, saçma sapan bir dizi ilişki... Ergenekon zinciri önce Odatv baskını ile Odatv-Silivri (Ergenekon) arasında kuruluyor. Bu işi tezgâhlayanların yazdığı açık seçik olan Ulusal Medya-2010 çıfıtı, Silivri-Odatv bağını kuran belge”...

\n

Odatvden böylece, önce, dışarıda hâlâ yaşayan Ergenekonun, medya talimatlarını yerine getiren bir örgüt yapıldı.

\n

Burada bir taşla iki kuş vuruyorlar:

\n

Birincisi, “Heyyyy bakın, onları o kadar Silivriye tıktık, askeri, gazetecisi, profesörü.. Ama canavar kırk başlı beş yüz ayaklı, gövde dışarıda yaşıyor, tehlike geçmedi, darbe her an olabilir...” demek..

\n

Böylece, hem harareti sönen ve toplumda tepki çeken Ergenekon davalarının yıldızı parlatılacak... Hem de cemaat faaliyetlerinin ve Ergenekondaki hukuksuzlukların da faş edildiği muhalif Odatvnin çanına ot tıkanacak...

\n

Odatvden bir yağdaha çıkarılıyor: Genel seçimlere doğru, Baykalı itibarsızlaştırmak, CHPyi zayıflatmak için, birtakım ajanlar veya ünlü olma hevesindeki zavallılar kullanılıyor... (Bu tutmayınca, seks kasetleri sürüldü piyasaya.)

\n

***

\n

Vurulmak istenen ikinci kuş, cemaat üzerine kitap yazanları, araştırmacılığı ile başa bela olacak Nedim gibi gazetecileri, Ergenekonla ilişkilendirerek terör örgütü kapsama alanı içine almak.

\n

Birbiriyle ilgisiz, ama yazdıkları benzer, gazeteci Ahmet Şık ile yılların polis şefi Hanefi Avcı (ve Nedim) Odatv aracılığıyla Ergenekon zincirine bağlanıyor.

\n

Dava budur. Gerisi ise büyük bir palavradır! Yok belge varmış, yok Ahmet talimat almış, Hanefi ile kitabı ortak yazmış, Yalçın Küçük de notlar düşmüş, olaya Nedim de karışmış... Hepsi uydurulmuş hurafelerdir ve masonik dinci örgütün, gazetecilerin Bize dokunan yanar sloganında dile gelen tezgâhıdır...

\n

Kamuoyu, sürekli olarak bu tür davalarla meşgul edilmelidir aynı zamanda! Çünkü Türkiye alev alev, durmadan, hep, sürekli... Ayrıca masonik örgüt, Troçkinin sürekli devrim felsefesini, sürekli karşıdevrime çevirmiş, uyguluyor! (AKP ile arasındaki ciddi çelişkidir bu...)

\n

Bu tür tezgâhlarla döşenen, daha koyu otoriter bir yönetimin taşları üzerinde yürüyüp gidiyorlar!

\n

Olay siyasidir, dava siyasidir. O halde çözümlemeleri de ancak siyaset üzerinden yapabiliriz! Bazı hukuki izlere de rastlayabilirsiniz. İnternet Andıcı suçlamalarında olduğu gibi...

\n

Bu andıcın üzerine de, Genelkurmay terör örgütü kurmak, özel yargılamaların proto-kalıplarına uygundur. Durum, hemen her hareketin terörist faaliyet olarak görüldüğü dönemdir.

\n

Hoşlanılmayan insanları bir bahane yaratarak bir torbaya tıkıp, onlardan bir örgüt yaratma!

\n

***

\n

Torba örgütler, diyorum ben buna!

\n

Önce torbayı dikiyorsunuz, sonra üzerine terör örgütü yazıyorsunuz, içine tıkabildiğiniz kadar insanı tıkıyorsunuz!

\n

İktidar bu torbayı, aynı zamanda Mecliste torba yasalarda da uyguluyor! Bir yöntem bulmuşlar, tepe tepe her şeyde uyguluyorlar!

\n

Beyler, bayanlar, Türkiye hiç bu kadar felaket bir hukuk dönemi yaşamamıştı! 27 Mayısta, 12 Martta ve 12 Eylülde bile!

\n

Askerlerin darbe dönemi hukukunu daha karanlıklaştırarak uygulayan bir koalisyon dönemindeyiz!

\n

Bu düzenin oluşmasında ileri demokrasiye geçeceğiz gerizekâlılığı veya satılmışlığı ile katkısı bulunanların...

\n

***

\n

Gelelim Odatv davasında gerçekleşmeyen tahliyelere. İyi niyet beklentisi, bu çıfıt çarşısındaki tezgâhın artık ayan beyan ortalığa döküldüğü, bunun sürdürülmesinin olanaksız olduğu gibi, kafalarda (ben de dahil!) oluşan psikolojik, insani duygu ve akli sonuçtu bu. Eh yani, artık biter oyun bugün... İkincisi de, yargılayanların artık yemek şikâyetlerini çıkınca yazarsın vb gibi esprili ve ortalığı yumuşatan davranışları..

\n

Sonuç: Siyasi davanın siyasi koşulları oluşmadan serbest bırakmak yok, demek ki...

\n

Sahnelenen hukuk değil ki bırakılsınlar! Bu davayı arkadan hangi güçler tezgâhladıysa, aynı güçlerden veya onların ağababalarından bir işaret gelmesi gerekir.

\n

Hele Başbuğ da tutuklanırken..

\n

Ama yine de, kaynayan düdüklünün buharını almak için, 23 Ocakta, bir şey olabilir...

\n

Allah kahretsin beni de; gördüğünüz gibi, her zaman bir umut yaratıyorum kendime!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları