Çağdaş Faşizm... Giyotinizm...

29 Mart 2012 Perşembe
\n

1) ÇAĞDAŞ FAŞİZM: CHPnin Tandoğan ve sendikaların Ankara mitinglerine karşı, ülke çapında ilan edilmemiş sıkıyönetim uygulayan bir rejimin adı, en sıradanından diktatörlüktür. Buna çağdaş faşizm de diyebilirsiniz. Eh yani, günümüzde, Avrupanın merkezinde hele, Hitler-Mussolini faşizmi uygulayacak halleri de yok ya! İktidarın bugünkü anlayış ve tüm uygulamalarının ana politikası, zamanı 70 yıl geriye kaydırırsak tamamen faşizme denk gelir.

\n

Bizim düşünce belkemiği eksik entelektüel tayfa, Atatürke benzeri sıfatlarla saldırıyorlar ya, bugünü geriye götürebilseler ne görürler, diye merak ettim O günü bugünkü değerlerle yargılamak gibi dâhice”, “yüksekbeceri gösterenlerin, bu geriye kaydırma konusunda epey aptalkalacaklarını varsayıyorum!

\n

2) EKSENDE DİNCİLİK VAR: Bu nettir. Buiçerik”, M. Türköne isimli iktidarın entelektüel yazarıtarafından açıklanmıştır: Bu reformun amacı din eğitimidir, kaliteyle ilgisi yoktur.AKP milletvekillerinden biri de eğitim yasa önerisinin özünü, en düz kavrayışı ile açıkladı: “Ateist gençten kimseye fayda gelmez!

\n

Başbakan’ın pedagojik-bilimsellaflarının açılımı din terbiyesi ve teolojisidir. Bu iktidarın ne malolduğunun en önemli kıstası, eğitime vermek istedikleri biçim ve özdür. Bu paket, büyük İslamileştirme projesinin en önemli ayağıdır. Eğitim İslamileştirme demek istemeyenler en kötü, en geri muhafazakâr değerler verilmek isteniyor da diyebilir. Artık önlerinde hiçbir engelin kalmadığının ilanıdır bu. Kendilerine giydirmeye özen gösterdikleri muhafazakâr demokratpelerini üzerlerinde sakil duruyordu. Şimdi bu pelerini çıkarıp atıyorlar!

\n

3) Bu eğitim sistemi ile Türkiyenin gelecek nesiller kültürel görünüşü, bugünleri bile aratacak nitelikte olabilir. Bugün yaşadığımız toplumsal-kültürel bozuklukların-çirkefliklerin giderek arttığı bir toplumsal dokuyu yaşamaya başlayacağız. 177 ülkede çocuklar okula 6 ya da 7 yaşında başlarken (REF Raporu), Türkiyede eğitimin 5-6 yaş aralığına çekilmesinin tek izahı, daha ezberci-daha köle- daha büyük güdülecek kalabalıklar yetiştirmek olabilir ancak.

\n

Anaokuluna ya da anasınıfına gitmeden ilköğretime başlayacak olan çocuklar, yeterli bilişsel, duygusal, sosyal ve fiziksel gelişimi sağlayamadan ilköğretimde sunulan becerileri edinememe riskiyle karşı karşıya. Zaten 40-50 kişilik sınıflara, beklenenden 800 bin daha fazla çocuk doluşacak.

\n

REF raporu, seçmeli din dersleri üzerine dünkü raporunda ne diyor: Çocukların gelişimini önceliklendiren bir denge, okulda temel eğitim almaları ve müfredat dışı saatlerde, aileleri ve kendi talepleri doğrultusunda, yani isteğe bağlı din eğitimi almalarıyla sağlanabilir.İsteğe bağlı sunulmazsa, çocukları okul, aile veya akran baskısına maruz bırakabilir ve çocuklar arasında ayrımcılığa yol açabilir”.

\n

Zaten iktidar aileler ve çocuklar üzerinde bu mahalle baskısını kullanmak istiyor!

\n

4) Ey siviller! Ölmeye hazırlanın: Başbakan müjde verdi ya: Görevde yolda ölenler de, sivili halktan teröre kurban gidenler de,şehitsayılacak ve ailelerine maaş bağlanacak. Bunun siyasi anlamı şu: Türkiye daha derin ve büyük çatışmalı, kanlı bir döneme doğru gidiyor. Bu yolda niyazi olanlar artık şehit olarak nitelendirilecek. İktidar, hazırladığı yeni döneme halkışehitlik-gazilik- maaşvererek hazırlıyor.

\n

5) Kozmik köşeler Balyoz Darbesiiddialarının tamamen çökmesi üzerine, bavullarındaki uyduruk belgelerin sahiolduklarına inandırmak için cambazlık yapmaya girişti. Ilıcak gibiler de dolmuşa binmiş durumda; önemli ölçüde yalanlanan, internete düşürülmüş montaj ses kayıtlarını, yayına koyuyor.

\n

Yahu bir insanın eline veya kucağına bir bavul tutuşturulabilir, bak darbe planları, diyerek. Diyelim ki gazetecidir, kandırılabilir. Fakat bunların sahteliği ortaya çıkınca, eğer oturup hayır bakın ne kadar doğru diye çırpınıp duruyorsa, orada başka bir dümen devreye giriyor demektir.

\n

Burada akla gelen soru şudur:

\n

Bavulcunun, bavulun içeriğine, bunu açıklamadan önce bir katkısı var mıydı? Çünkü uzmanlık sıfatının derin anlamı vardır. Sadece konuyu bilen değil, bir de konuyu oluşturan yaratıcı ekip içinde olmayı da içerebilir...

\n

Bir de: İlker Başbuğun ifade reddindeki tutumu, Silivri mahkemeleri sürecinde yeni bir seyir başlatmıştır. Kimse, durup dururken başını giyotinin altına gönüllü olarak sokmaya zorlanamaz. Çünkü süreç, bir ihtilal mahkemesinin kafaları giyotinle kesmesine benzemeye başladı!

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları