Sadun Tanju 1950’li yıllarda Vatan gazetesinde köşe yazarlığı ve 1960-1963 yılları arasında Londra’da “basın ateşe muavini” olarak görev yapmış bir gazetecidir. 1950’de iktidar olan ve güç zehirlenmesi yaşadığı için 27 Mayıs 1960 ihtilali ile iktidarı sona eren Demokrat Parti ve dönemin başbakanı Adnan Menderes için yazdığı yazı bir siyaset klasiğidir. Sadun Tanju bu yazısında Menderes için, “Tırmanırken o kadar çok kırdın ki düşerken tutunacak dal bulamadın” diyerek Menderes’in çaresizliğini ve yanlışını çok güzel anlatmıştır.

‘MECLİS İŞLEVSİZ’

Bu tanımlamayı 2002’de iktidar olan AKP için de yapabiliriz çünkü iktidar yıllarında o kadar çok yanlış yaptı ki ilk seçimde iktidardan düşeceği gün tutunacağı bir doğru bulamayacak çünkü AKP, iktidarı sürecinde tek bir doğru icraat bile sergileyememiştir. Demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü rafa kaldırdı. Kurduğu başkanlık sistemi ile Meclis’i işlevsiz bıraktı. Yargıyı siyasallaştırdı, yürütmede liyakat yerine sadakati öne çıkardı. Eğitimi tarikatlara teslim etti.

Cumhuriyetin yapı taşları olan sanayi tesislerini, tarım arazilerini, köprüleri limanları satarak yandaş müteahhitlere ödediği milyarlarca dolarlık garanti anlaşmaları ile padişahlık döneminde bile görülmemiş yarattığı israf ekonomisini finanse etmek için bu ülke halkına tüm zamanları en büyük yaşam pahalılığını yaşatarak toplumun büyük kesimi için yaşamı çekilmez hale getirdi, doğaya ve insan sağlığına büyük zarar veren binlerce maden ruhsatı dağıttı.

Halk yarınından umutsuzdur. Halka yeniden umut vermek, ekonomiyi yeniden ayağa kaldırmak için çare var mıdır? Vardır ve çare sosyal demokrat ekonomik ve siyasal düzendedir.

‘ÖNCE DEMOKRASİ’

Sosyal demokrasiyi en basit tanımı ile vahşi kapitalizmin ehlileştirildiği, hukuk üstünlüğünün sağlandığı parlamenter sisteme geçildiği, toplumun özgür, bireylerin eşit olduğu bir siyasal düzen olarak tanımlanabilir.

Sosyal demokrat düzenin olmazsa olmaz unsurları vardır: Önce demokrasi korunacaktır. Sanayi ve hizmetlerde kamu-özel sentezi kurulacaktır. Bölgeler arasında paylaştırılarak tam istihdam sağlanacaktır. Bağımsız ve güçlü bir sendika ve kooperatifleşme hareketi başlatılacaktır.

CHP’YE DÜŞEN GÖREV

Çalışma koşulları geliştirilip sanayi toplumunun ilerlemesi için çalışmanın sosyal koşulları yeniden düzenlenecektir. Ücret ve maaşlı çalışanların kendi meslek yaşamları ile ilgili bütün kararlara katılmaları savunulacaktır. Sağlık, eğitim, yaşlılara ve çocuklara yardım gibi sosyal hizmet çemberi genişletilecektir.

Kadınların günümüzde yaşadığı eşitsizliklere ve şiddete son verilecektir. Çokuluslu şirketlerin siyaset üzerindeki etkisi düzenlenecek ve denetlenecektir.

Toplumumuz için büyük tehlike haline gelmiş göçmen işçiler sorunu temelden çözülecek ve göçmenlerin iş yaşamında, emek ortamında haksız rekabeti ve bütçe üzerindeki aşırı maliyeti sonlandırılacaktır.

Uluslararası dayanışmaya önem verilecek, dünya ticaretinin daha adil olmasına katkı sağlanacaktır.

Son yerel seçimlerden birinci parti olarak çıkmış olan CHP’nin ilk genel seçimde iktidar olması büyük olasılıktır. CHP bu gerçeğin ışığında iç çekişmelerden kendini arındırmalı, AKP politikalarının dümen suyuna kesinlikle girmemeli ve iktidar günleri için mutlaka kadro ve program çalışmasına başlamalıdır.

YENİ BİR SAYFA AÇMAK

Yukarıda değindiğimiz programı somut olarak hazırlamak için çalıştaylar başlatmalı, kadro oluşturmak için arayışlara girişmelidir. AKP döneminde bozulan sosyoekonomik düzeni demokratik ve adil esaslara göre yeniden kurmak zor ama olanaksız değildir.

Emperyalizmi yenip toplumun aynasında yeni bir sayfa açmış ve çağdaş bir devletin temellerini atmış CHP için laik, demokratik, sosyal Cumhuriyeti kurmak hiç de zor olmasa gerek sadece inanmak ve o yönde çalışmak gereklidir.

DR. ENGİN ÜNSAL

15. DÖNEM CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ