Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Suriye’nin Sevr’i!

03 Aralık 2024 Salı

Suriye’deki gelişmeler karşısında iktidarın ve medyasının tutumu 2011’de başlayan iç savaştan bu yana hiç ders alınmadığını gösteriyor. Kimin ipi kimin elinde belli değil, şimdiden zafer naraları atılıyor.

Bu davranışı, Esed sayılı günlerin kaldı”, “Sabah yola çıktık mı, akşama Şam!” demeçlerinden anımsıyoruz.

Büyük bir toz bulutunun altındaki Suriye’nin yakın gelecekte yeniden değişmesi muhtemel haritası çoktan seçmeli. Herkes kendi gözlüğüyle okuyor. Gerçek şu:

Şu aşamada görünen hiçbir şey gerçek değil!

Belirsizliğin ortasında biz de bilmece gibi yazmayalım. Geçmişte olanların ışığında mevcut durumu ve işin evrileceği yöne ilişkin olasılıkları paylaşalım.

***

Emperyalizm hançerini soktuğu yerin liderini hemen değiştirmez. Çünkü yerel halkın her şeyin kötüye gitmesinden sorumlu tutacağı bir “şeytan” gerekir. Başka bir plan öne çıkmazsa Esad yerinde kalır ama bütün gücü elinden alınmış, çaresiz, büyük devletlerden medet uman bir kişi olarak.

2011’den beri en az dört kez Esad, muhalifleri bitirme noktasına geldi ya da tam tersi oldu. İkisi de olmadı. Zaten olmaması planlanıyor. Esad güçlenince hemen, “Halkına ateş açan katil” propagandası öne çıkıyor, muhaliflere destek veriliyor. Muhalifler güçlenince hemen, “Suriye’yi canlı canlı insan yüreğini deşip yiyen gaddarlar ele geçiriyor” propagandası öne çıkıyor.

“Muhalifler” tanımı da çoktan seçmeli.

Kim kime muhalif?

Hangi muhalif terörist olarak kabul ediliyor hangisi özgürlük savaşçısı?

Hangi muhalif grup ne istiyor?

Açlık ve sefalet içindeki ülkede muhalif gruplar son model silahları bolca nasıl buluyor?

Bu soruların tümünün yanıtını “belirsiz” olarak da verebilirsiniz, “Hepsinin sahibi biliniyor” deyip, vekalet verenleri de sıralayabilirsiniz!

Son birkaç gündür yükselen hareketliliğin tam da Lübnan’da İsrail-Hizbullah ateşkesinden sonra başlamasını soru olarak değil, saptama olarak dile getirmiş olalım.

Yükselen toz bulutu durumu çok net ortaya koyuyor:

ABD ile İsrail, Suriye’yi parçalama konusunda anlaştı. Suriye’nin güneyinde tartışmasız İsrail ağırlığının olduğu bir işgal ya da kontrol de anlaşıldı.

Kuzey ne olacak?

Şimdi bunun kaosu yaratılıyor!

An itibarıyla Suriye, dörde bölünmüş durumda. Güney doğrudan İsrail’in kontrolünde. Kuzeyde PKK-YPG ile HTŞ iç içe geçmeli, çatışmaları sürdürmeleri için itinayla yerleştirerek iki bölgede, hemen altında Nusayriler!

Yeniden altını çizelim; bu durum an itibarıyla!

Buna dense dense Suriye’nin Sevr’i denir!

***

Suriye’nin Türkiye’den görünümü ise Suriye’nin içindeki karmaşadan daha karışık!

İktidar daha iç savaşın ilk günlerinde İstanbul’da kurdurulan sürgünde Suriye hükümeti benzeri girişimleri yeniden canlandırıyor.

Arap dünyasının, İslam ülkelerinin derin bir sessizlik içine büründüğü... İran’ın Irak üzerinden uzantılar aradığı... Rusya’nın Şam’la birlikte şu aşamada sinmeyi tercih ettiği... ABD’nin Trump’a hazırlandığı... İsrail’in densizlik sınırlarını zorladığı bir ortamda Türkiye’nin ilk özen göstermesi gereken şu olmalı:

Kendisini korumak ve koruyacak önlemleri almak!

Bu Suriye’de taraf tutarak olmaz!

Çünkü taraf yok!

Düne kadar Esad’dan randevu isteyenlerin bugün Esad yeniliyor diye bayram etmesi yıllar önce yaptığımız benzetmeyi yine akla getiriyor:

Suriye’de zafer şampiyonu olacağım derken Şam piyonu olma!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Suriye’nin Sevr’i! 3 Aralık 2024
Sürecin şifreleri! 28 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları