Evet köktendinci örgüt HTŞ “Artık IŞİD ve El Kaidecilerle bir ilişkimiz yok” havasını yayarak hem Ankara’dan hem ABD’den ve belki de Avrupa’nın Ortadoğu içinde eli kolu istihbarat elemanları olan ülkelerce “ılımlı” kabul edilerek geniş bir müsamaha elde etmiş görünüyor.

Fakat dikkatliler, HTŞ ile bütünleşik bir yapıda görünmek istemiyorlar, henüz uluslararası terör örgütü statüsünde.

Hepsi “Evet karşıyız ama Esad’ı yıkarlarsa veya zayıflatırlarsa hiçbir itirazımız olmaz” havasında, özellikle ABD’nin açıklaması böyle.

Ankara’nın havası da böyle.

Burada temel soru şudur: HTŞ’nin son iki yıl içinde askeri, mali vb. bakımından bu kadar nasıl güçlendi?

Petrol mü buldular, altın madeni mi, bunları uluslararası piyasaya mı sattılar...

Tabii ki hiçbiri değil.

PARA VE SİLAH NEREDEN?

Silah yağmış, para yağmış, köktendinci savaşçılarının maaşlarını nasıl ödüyorlar veya kim ödüyor, para ve silah nereden, kimlerden, hangi ülkelerden ve istihbarat örgütlerinden yağıyor?

Hiç sevmem şu soruyu, HTŞ ve ÖSO birlikteliği ile bu saldırı kime yaradı...

Çünkü kime yaradı sorusunun yanıtı, “suçlu”yu bulmak için her zaman doğru değil.

Ama bu sorunun yanıtı, Suriye’de açık seçik.

Esad’ı devirmek isteyen, öncelikle İsrail ve ABD.

Ankara’nın da şu aşamada Esad’a bir ders verme noktasında durduğu görülüyor. Suriye Milli Ordusu gibi bir isim taktıkları, her türlü iaşesini Ankara’nın karşıladığın eski ÖSO’nun (Özgür Suriye Ordusu) HTŞ’ye katılması bunu net gösteriyor.

AKP’nin bazı önde gelenleri ve iktidar basını ve ekranlara çıkardıkları sürü sepet askeri veya sivil “uzman” “danışman” HTŞ’yi, bir terör örgütü olduğunu unutarak kendi örgütleriymiş gibi bağırlarına basmaları karşısında da Saray’dan herhangi bir itiraz geldiğini duymadık.

İsrail istihbaratı, CIA ve diğer gizli örgütler epeydir HTŞ’yi bu günlere hazırlıyor.

HENÜZ HER ŞEY ERKEN

Evet, Suriye içinde eli kolu postalı olan ülkelerin kendileri henüz boy göstermiş değiller.

Savaş sahasında vekilleri ile temsil ediliyorlar.

Savaşın gidişatı süreci içinde daha net bir fotoğraf ortaya çıkacak.

Bu ülkeler gidişatın kendi yararlarına ve zararlarına nasıl ve ne kadar dokunduğuna bakarak tavır alacaklar.

Henüz ne olacak, erken.

Ama görünen o ki yetersiz nitelikteki Esad’ın süreci bu noktaya getirdiği açık.

Çoktan ülkesi için gerekli her şeyi yapmalı, yapabilmeliydi.

Özellikle Ankara ile çok yakın ilişki içine girmeliydi.