Olaylar Ve Görüşler

Yazık Ülkemize ve Hepimize! - Gülseven GÜVEN YAŞER

08 Nisan 2021 Perşembe

Korona salgınından çok önce, ağır, karanlık ve çağlar öncesinin dinci, gerici salgını başladı ülkemizde. Her köşe başında yobazlar, softa siyasetçiler, Cumhuriyetin aydınlık yüzünü karartmak için saldırıya geçtiler. Milli Eğitim Bakanlığı’nın görev ve yetkilerinin bir bölümü, Diyanet İşleri Başkanlığı’na, dinci, gerici vakıflara ve derneklere paylaştırıldı.

Yıllar önce Dilinin, dininin, kininin davasına sahip çıkan bir gençlik” diyen Necip Fazıl Kısakürekin davasının peşindeler bunların hepsi…

Oysa 15 Temmuz 1921de, Ankarada, Maarif Kongresini açan Mustafa Kemal Atatürk, ne diyordu?

En önemli, en esaslı nokta eğitim meselesidir. Eğitim bir ulusu ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum halinde yaşatır ya da bir ulusu esaret ve sefalete terk eder.”

KURTULUŞ SAVAŞI’NIN AMACI

Kurtuluş Savaşı, sadece emperyalizme ve onun cepheye sürdüğü Yunanistana karşı değil, içerdeki sahte, dinci, gerici, yobaz sürüsüne karşı verilen büyük mücadeleyle kazanılmıştı. Ne var ki sonrasında emperyalizm, tüm gücüyle dincileri, softaları, işbirlikçi siyasetçileri kullandı; halkımızı büyük ölçüde korkuttu, suskunlaştırdı, belleğini köreltti.

Eskiler Bir milletin medeniyetini tahrip etmek istiyorsanız 3 yol vardır” derler. Birincisi aile yapısını tahrip edin. İkincisi eğitim sistemini tahrip edin. Üçüncüsü rol modellerini ve referanslarını küçümseyin, alçaltın. Aileyi tahrip etmek için anneliği ve kadını küçümseyin, alçaltın, toplumsal yaşamdan uzaklaştırın. Eğitim sistemini tahrip etmek için eğitimcilere, öğretmenlere önem vermeyin, toplumdaki itibarlarını düşürün. Ulusal kahramanların, ulusal günlerin, bilim insanlarının değerini yıpratın, önemsizleştirin…

AYNEN UYGULADILAR

Hepimiz bu yılların tanıklarıyız. Ulusal dokunun zedelendiği, ülkemizin kaynaklarının satıldığı, çağdaş ve laik değerlerin giderek yok olmaya başladığı günleri sessiz ve suskun yaşıyoruz. Varlıklarını Cumhuriyete borçlu olan büyük patronlar, iş dünyası, bilim insanları, hukukçular, medya patronları olanları görmüyor, konuşmuyorlar. Sadece kaçıyor, saklanıyorlar. Korkunun ve gücün kollarına sığınıyorlar.

Okullarımızda Andımız okunmuyor. Devlet madalyalarından Atatürk kabartması, devlet nişanı verilecek Arap liderler Atatürk kabartmasından rahatsız oldukları için kaldırıldı. Askeri okullara ilişkin yönetmelikten, öğrenci alımında irticai ve bölücü görüşleri benimsememiş veya bu faaliyetlere karışmamış olmak şartı da çıkarıldı. Milli Savunma Bakanı’na göre yönetmelik çağdaş yaşamın gereklerine uygun hale getirilmiş. Güya yeni yönetmelikte irtica gibi muğlak bir ifade yerine, terör örgütlerine veya milli güvenliğe karşı faaliyet ifadesi kullanılmış.

Bizler ise Cumhuriyet ve Atatürke bağlı yurttaşlar olarak kaygılıyız. Türk ordusu adına tedirginiz. Atatürk karşıtlığıyla bilinen Kadir Mısıroğlunu ziyaret etmesini de çok yadırgadığımız Milli Savunma Bakanı ise son derece rahat.

İmamların şeriat ve hilafet çağrıları da Atatürk heykellerine yönelik saldırılar da artıyor. Atatürkçü 104 emekli amiralin iyi niyetli, gerçekçi uyarılarını içeren bildirilerine karşı iktidar ve yandaşları kıyameti koparıyor.

BİZLER KAYGILIYIZ, BAKAN VE MUHALEFET DEĞİL

Muhalefet ise garip. Ana muhalefet partisi lideri, Cumhuriyet değerlerinin, Atatürkçü düşüncenin zedelenmesinin, sanki kendisi için önemli olmadığı izlenimi veriyor. İyi Parti liderinin bildiri için kullandığı ifadeler ise çok çirkin. Her ikisinin de gündemi ve beklentileri, bizim endişelerimizden çok uzak.

Belli ki en zor şey emperyalizme karşı dik duracak, ülkesinden, yaşadığı toplumun değerlerinden ödün vermeyecek karakterli insanlar yetiştirmek. Cumhuriyete, Atatürk İlke ve Devrimlerine sahip çıkamayacaksak, sahip çıkanları da koruyamayacaksak, yazık ülkemize ve hepimize...

LSEVEN GÜVEN YAŞER

ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI KURUCU BAŞKANI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları