Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ulus Egemenliğinden Saray Egemenliğine - Kaan EROĞUZ
İnsanlık tarihi, doğrusal bir çizgide ilerlemiyor. Tarihin
seyrini değiştiren önemli
sıçrayışlara şahit olduğumuz gibi bu atılımların geri çekilişlerine, mağlubiyetlerine
veya tersine dönüşlerine de
tanık olabiliyoruz. Bu tespit geriye dönüşleri büsbütün olumsuzlama anlamına da gelmemeli.
Çünkü her
geriye çekiliş anı, gerçekleşen atılımların eksik kalan taraflarını görebilmemize olanak tanır. Diğer
bir deyişle yaşanan sürece
müdahale etmek isteyen politik aktörler için geriye çekiliş anları oldukça öğreticidir ve bu anlamı
itibariyle kendi içerisinde olumlu bir tarafı da barındırır.
YIKIMI ANLAMAK VE TANIMAK
Kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti, 23 Nisan’ın 101. yılını böyle bir geriye çekiliş anının
zorluklarıyla karşılıyor. AKP öncesi
sağ iktidarların Cumhuriyet rejimine yönelik tüm tahribatlarına rağmen rejimin varlığından şüphe etmemizi
sağlayacak göstergeler
oldukça sınırlıydı ancak özellikle tarihsel bir kırılma
uğrağı olarak 2017 Referandumu sonrası inşa edilen “Saray
rejimi” ile birlikte bugün bir cumhuriyetten dahası asgari demokratik hakların
varlığından dahi söz etmek
imkânsız hale geldi.
Bu gerçekliğe gözlerimizi kapayıp ortada yasama faaliyetini olağan demokratik
koşullarda yürüten bir Meclis varmış gibi “Yaşasın
23 Nisan” sloganları atmak, olmayan, yok edilen bir günün kutlamasını yapmak
gayet tabii konforlu ve bol alkışlı bir alan sunabilir. Ancak somut gerçeklik,
ona gözlerimizi kapayarak
veya yokmuş gibi davranarak ortadan kalkmış olmuyor. Geriye dönüşleri tersine çevirebilme ve zor
koşulları aşabilme iradesi göstermek
tam da bu noktada anlam kazanıyor.
Yıkımı anlamak ve tanımak, “yine ve yeniden” kurulacak olanı hedefe koymak için birincil önem arz ediyor. Ondan dolayı 1920’de kazandığımız ulus egemenliğinin 2017’de nasıl Saray egemenliğine dönüştüğünü tekrar hatırlatmamız lazım.
TARİHSEL GÖREV
Halkın kongreler yoluyla örgütlenmesi sonucu başarıya ulaşan milli kurtuluş mücadelemizin
asli karargâhı Büyük Millet Meclisi 101 yıl önce bugün faaliyetlerine başladı. Kurtuluş mücadelesi devam ederken
açılan “milletin yuvası” Cumhuriyetin kurucu kadrolarının
verilen bağımsızlık mücadelesini halka dayandırma ve halkla birlikte hareket
etme noktasında gösterdikleri
demokratik, ulus egemenliğine dayalı anlayışı en net ifadesiyle ortaya
koyuyordu.
Nitekim Milli Mücadele yıllarında ortaya konan bu irade, 1923
yılında Cumhuriyet rejimiyle taçlandırıldı ve TBMM, ulus egemenliğinin biricik
temsil organı olarak kuvvetlendirildi.
2017 Referandumu, özellikle 2013 yılında yaşanan Gezi Parkı protestoları sonrası dönüştürülmeye başlanan rejimin ve
gittikçe otoriterleşen AKP hükümetinin geldiği son aşamayı, tek adama dayalı Saray rejiminin resmileştiği ve
yasama organı olan TBMM’nin pasifize edilerek ulus
egemenliğinin aşındırıldığı bir tarihsel anı nitelemektedir. Bu anlamı
itibariyle 4 yıldır olağan demokratik koşullarda faaliyet gösteren bir “Millet
Meclisi” bulunmamaktadır. Acıdır ki yıllardır “Yaşasın!” diyerek yaşatmaya çalıştığımız “23 Nisan 4 yıldır yaşamıyor”.
Bu özeleştiri ve bu özeleştirinin vermiş olduğu yeniden ulus egemenliğini tesis etme sorumluluğu, tüm Cumhuriyetçi kuvvetlerin TBMM’nin açılışının 101. yılında hatırlaması gereken bir tarihsel görev olarak karşılarında durmaktadır.
Ancak bu görev başarıya ulaştığı takdirde “23 Nisan yeniden yaşayabilir”.
ARAŞTIRMACI
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- Bahçeli ile görüşmesini anlattı
- Ölüm nedeni belli oldu
- 'Bundan 25 gün önce de...'
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?
- İşte Enes Güran'ın kolundaki ısırık izinin fotoğrafı
- İşte AKP'li belediyelerin 'etkinlik' harcamaları!
- AKP ve CHP döneminin harcama raporu!
- MEB’ten skandal karar: Müdüre üstün başarı ödülü!
- Süper Lig'de yayın geliri dağılımı belli oldu!