Olaylar Ve Görüşler

Türkiye’nin seçenekleri - Hasan EREL

21 Ekim 2022 Cuma

Bir gazeteci olarak Avrupa Birliği’nin pek çok önemli olayını yerinde izledim. 1996’dan itibaren kurumsallaşmanın giderek yükseldiği Brüksel, Lizbon, Dublin, Kopenhag zirvelerinde bulundum. Çiller, Ecevit, Yılmaz, Erdoğan hükümetlerinde değişmeyen tek şey, Türkiye’nin tek seçeneğinin Batı ve AB olduğu anlatısıydı. 

Ankara bunun için sürekli bir şeyler vermeliydi. İmtiyazlar, Gümrük Birliği ile olmadık ekonomik tavizler, üçüncü ülkelerle ticaret yasakları, üniter temeli çatlatan bilumum siyasetler, Kıbrıs, hatta tarihimiz.

Brüksel’in burnu her yerimizdeydi. Ama biz ne hikmetse AB’ye bir türlü giremiyorduk. 1960’lardaki Ankara Anlaşması’na göre 1980’lerde üye olmamız gerekiyordu! Serbest dolaşıma katılmamız gerekirken sürekli azardan başka bir şey işitmiyorduk. 30 yıllık (diplomasi, savunma ve dış haber) gazetecilik hayatımda bir sürü sıkıcı toplantı ve konuşmalardan sonra tek sonuç, AB’nin Türkiye’yi almayacağı ve kendi ömrünün de kısaldığı oldu. 

ABD’nin liderliğindeki Batı dünyası zorda. ABD küresel planında Avrupa Atlantik’in kapısı ise Türkiye Batı Asya’da ileri karakoldu. Ancak SSCB’nin çökmesiyle işler değişti. Türkiye’nin ileri karakol olma rolü önemini yitirdi. Kore Savaşı ile başlayan ABD’ye gönüllü askerlik sistemi bugün açıkça artık yürümüyor.

Türkiye’nin önünde seçenekler ve mecburiyetler var. Bir tek gün bile Batı kulübüne asil üye olarak kabul edilmeyen Türkiye, artık ABD çıkarlarını korumak (en son Suriye ve Libya’daki gibi) gibi bir lükse sahip değil. ABD de bunu biliyor ve üzerimize PKK, FETÖ, IŞİD, İhvan, Rum-Yunan, Taliban-Afgan El Kaidesi ve daha başka kim bilir kimlerle saldırıyor. Yani bugün tehdit bize açıkça Atlantik’ten geliyor.

AVRASYA’NIN İHTİYACI

Rusya ise Ukrayna’da Batı ile savaşıyor. Karadeniz ise son güvenli denizi. Burada Türkiye’ye ihtiyacı var. Tüm Avrasya’nın aslında Türkiye’ye ihtiyacı var. Bütün planlamalarda yollar Türkiye ve coğrafyasına çıkıyor. Türkiye’nin bir doğalgaz “hub”ı yani enerji merkezi olması büyük oyunda çok önemli bir hamledir. 

Türkiye’nin seçenekleri ve mecburiyetleri artık aynı noktada kesişiyor. Esasen Küresel Güney’e ait bir ülke iken, Batı kulübünün üyesiymiş gibi rol yapma dönemi bitiyor. Batı kulübü zaten kendi içinde parçalanmaya aday. Küresel Güney’in önderi olan bir ülke, artık Avrasya haritasında yerini almak zorunda. Bu bir hayal değil, gerçeklik.

KAMUCULUK

70 yıllık süreçte Batı bize demokrasi getirmedi, hele son 20 yılda gelinen nokta Atatürk Cumhuriyeti’nin katbekat gerisindedir. Ama jeopolitik dayatıyor, çıkarlarımız yani enerji, gıda ve toprak bütünlüğümüz tarafsızlıkta yatıyor. 

Ukrayna savaşında uygulanan tarafsızlık politikası işe yaradı. Türkiye’nin önündeki mecburiyet, artık “kaderini” kabullenip bağımsız ve antiemperyalist olmaktır. 

Türkiye, 70 yıldır seçeneksiz bırakılarak Batı’ya mecbur edildi. Artık mecburiyetleri kabullenip seçenek yaratmanın zamanıdır. Bugün artık ezberci liberal ideolojik papağanların değil, jeopolitik bilen Atatürk gibi kamucu adamların yönetimde olması lazım.

HASAN EREL

GAZETECİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları