Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
"Türkçe Edebiyat"mış! - Kemal ATEŞ
Halit Ziya Uşaklıgil, “Hikâye” başlığıyla 1891 yılında yazdığı makalesine, “Türk edebiyatında hak ettiği önemli yeri alamayan edebiyat dallarından biri de...” diye başlar.
Özellikle tarihe dikkat edin, yıl 1891... Asıl konuya geleceğim.
Suut Kemal Yetkin, “Türk hikâyecilerinin ilk muştucuları...” diyor 1943 yılında Ulus’ta yazdığı bir yazısında.
140 YILDIR KULLANILIR
Abdülhak Şinasi Hisar, “Eski Fransızca cinayet romanlarının çeviri ve gördükleri ilgiden Türk zevkine ve edebiyatına çok kötülük gelmiştir” diyor 1943 yılında yazdığı bir yazısında. Şu örnek de A.H. Tanpınar’dan: “Şüphesiz ki bir Türk romanı vardır.” (1936)
“Türk edebiyatı”, “Türk hikâyesi”, “Türk romanı”, “Türk şiiri” terimleri yaklaşık 140 yıldan beri kullanılır, Halit Ziya’dan Nurullah Ataç’a, Kemal Tahir’e değin yüzlerce yazarın binlerce yazısında yer bulmuş kavramlardır bunlar.
KANİ’Yİ YANİ YAPMAK
Yukarıdaki örnek cümleleri kitaplığımdan rasgele seçtim, daha yüzlerce örnek bulunabilir.
Şu son zamanlarda bazı aklıevveller bu terimleri yanlış buluyorlar. “Türk edebiyatı” değil, “Türkçe edebiyat” diyecekmişiz. Biz tam 140 yıldan beri bu sözü yanlış kullanırmışız.
Kırk yıllık Kani’yi değil, yüz kırk yıllık Kani’yi Yani yapmak istiyorlar. Sonunda bunu da gördük.
Bu durumda, “Fransız ve İngiliz romancılarının Türk romanı üzerindeki etkileri...” gibi bir cümle yanlış, hatta faşistlik... “Fransız ve İngiliz romancıların Türkçe yazan romancılar üzerindeki etkileri...” diye tuhaflaşacak cümleniz. Fransız romanı, İngiliz romanı, Alman romanı, Yunan romanı denebilir, ancak Türk romanı denmeyecek…
TAKINTILI TALEPLER
“Yunan ve Bulgar edebiyatının Türk edebiyatı üzerindeki etkileri...” gibi bir cümle de doğru değilmiş. Ne diyeceğiz? “Yunan ve Bulgar edebiyatının Türkçe edebiyat üzerindeki etkileri...” diyeceksiniz.
Yunan edebiyatı, Bulgar edebiyatı doğru, “Türk edebiyatı” demek yanlış... Çünkü Türklerden başka halklar da varmış ülkemizde. İyi de Yunanistan’ın, Bulgaristan’ın nerdeyse onda biri Türk kökenlidir. Orada yaşayan Türkler yüzünden Yunan edebiyatı yerine “Yunanca edebiyat”, Bulgar edebiyatı yerine “Bulgarca edebiyat” demelerini isteyebilir miyiz?
Şu söz aslında bir dil kuralını, bir dil gerçeğini de anlatır bize:
Kırk yıllık Kani, olur mu Yani?
Yerleşmiş bir ada dokunma diyor bu söz.
Yüz kırk yıllık Kani’yi Yani yapmak isteyenlere şunu da sormalıyız:
Adem Baba’nın adını
da değiştirecek
misiniz?
YAZAR
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- 9 sayfalık not bırakmışlar
- İki ünlü markanın balları sahte çıktı!
- 'Üs bölgesi' kamera görüntüleri ortaya çıktı
- Atatürk 'sticker'ına basan kişiyi uçarak dövdü
- 'Sessiz katil' konusunda önemli uyarılar
- Yazarımız Meydan'dan, Acemoğlu'na 'Atatürk' yanıtı
- İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü
- Mansur Yavaş'tan ilk açıklama!
- 'Alnı secdeye düşenlerin iktidarında...'
- Bahçeli'nin videosu neye işaret ediyor?