Olaylar Ve Görüşler

Tüketim rüzgârıyla şişen büyüme yelkeni - Prof. Dr. Sema KALAYCIOĞLU

31 Aralık 2022 Cumartesi

Faiz-fiyat- ekonomik büyüme sarmalını tersten okumak, kamu kurum ve bürokrasisini siyasi vesayet altında tutmak sadece Merkez Bankası gibi kurumları itibarsızlaştırmakla kalmıyor. Özerk olması gereken kararlar üzerindeki siyasi gölge, istikrarlı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi de baltalıyor.

Geçen ay açıklanan verilere göre Türkiye ekonomisi beklentilerin altında da olsa son üç ayda geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3.9 büyümüş. İkinci çeyreğe göre bir daralma var. Buna rağmen 2022 sonunda dünyanın en hızla büyüyen ekonomisi olacakmışız. Acaba? 

Her şeyden önce resmi rakamla yıllık yüzde 85.5 oranındaki fiyat artışının etkisindeki büyüme, gerçek değil, enflasyonla şişmiş bir büyüme. Tabii gayrisafi. Net değerin doğal afetler, yangın, kaza ve kayıplar nedeni ile yüzde 3.9’un altında olduğu düşünülmeli. Büyümeye en büyük katkının yüzde 19.9 oranında tüketimden gelmesine karşılık, sabit sermaye yatırımlarının yüzde 1.3 ile azalması, düşük tutulan faize rağmen yatırımların nasıl nazlandığını göstermiyor mu? Faizin yatırımları etkileyen etkenlerden sadece bir tanesi olduğu nasıl unutulur? Yükselen döviz ve enerji fiyatları nedeni ile artan ithal girdi ve ulaştırma maliyetleri, yüksek kiralar, ulaştırma ve trafik zorlukları, işgücü niteliği, iş barışı koşulları ve uluslararası pazar koşulları elverişli değilse yatırım ve üretimin, düşük faize rağmen istendiği gibi artmayacağı nasıl bilinmez?

YIK YAP DÖNÜŞTÜR

Sınai ve tarımsal üretim artışının yeterli olmadığını veriler söylüyor. Tarım üçüncü çeyrekte sadece yüzde 1.1, sanayi yüzde 0.3 ve inşaat dahil hizmet sektörü yüzde 5.8 büyümüş. İnşaat sektöründeki yavaşlama ise yüzde 14 civarında. Bu “yık, yap, dönüştür”le yürüyen ekonomik dinamizmin özünün kurumaya başladığını gösteriyor. Tabii inşaat sektörünü besleyen tüm sanayi için de durum aynı. Kentsel dönüşüm, özellikle büyük şehirlerde göz boyuyordu. Ama talep düşerken hâlâ arz fazlası varsa inşaat sektörü için bir de kapıda ciddi bir köpük patlaması olabilir. Zaten bu çarklar, düşük faizli kredi ile dönüyordu. Şimdi bir köpük patlaması, geri ödenme zorluğu nedeniyle finans sektörünü darboğaza sokarsa, yüzde 3.9’luk büyümenin yılsonu hali nice olur? Tabii bu arada üçüncü çeyrek ve 11 aylık dış ticaret verileri de açıklandı. Mutlak rakamlardan çok, bunların GSYİH içindeki payı önemli. Cari açık değerinin eksi yüzde 7.8’e ulaşması ekonomide ciddi bir kan kaybı yaşandığının işareti. Hizmet ihracatı ve sermaye girişinin dış ticaret açığını telafi etmemesi tehlikeli.

GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEK

“Niteliği, istikrarı ve sürdürülebilirliği tartışılır” ekonomik büyümenin yılsonu değeri yüzde 5 olur mu? Dokuz aylık dönem için açıklanan yüzde 6.2 büyüme ile belki mümkün. Ama 2022’de Türkiye’nin en hızlı büyüyen ülke olacağı iddiası göz boyama. Hindistan, Yunanistan, Malezya ve İsrail, 2022 sonu için Türkiye’ye göre daha yüksek büyüme beklentileri ve hâlâ tek haneli enflasyon değerleri olan ülkeler. Avusturya’nın yüzde 10.6 enflasyon oranına karşı yüzde 4.8’lik yılsonu büyüme beklentisi ise dikkate değer. Bence artık abartı ve hayali bırakıp gerçeklerle yüzleşme zamanı. Orandan daha önemlisi, büyümenin kalitesi.

PROF. DR. SEMA KALAYCIOĞLU



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları